Koronavirüs pandemisinin altıncı yılı: Milyonlarca ölü, trilyonlarca dolar kayıp
2019’un sonunda Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs (SARS-CoV-2), 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından pandemi ilan edildi. Bugün geride, resmi kayıtlara göre 7 milyondan fazla ölüm, tahminlere göre ise on milyonlarca can kaybı ve trilyonlarca dolarlık ekonomik kayıp var. Türkiye’de ilk vaka 11 Mart 2020’de doğrulandı; ülke, sıkı kısıtlamalar, sokağa çıkma yasakları ve aşı kampanyalarıyla salgınla mücadele etti.
KORONAVİRÜS İLK KEZ NE ZAMAN ORTAYA ÇIKTI?
Dünya, Covid-19 ile ilk kez 2019’un Aralık ayında Çin’in Hubei eyaletine bağlı Wuhan kentinde tanıştı. Aralık ayının başında nedeni bilinmeyen zatürre vakaları rapor edilmeye başlandı; daha sonra bu vakaların, daha önce bilinmeyen bir Koronavirüs türü olan SARS-CoV-2’den kaynaklandığı anlaşıldı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 30 Ocak 2020’de salgını “Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu” (PHEIC) ilan etti. Bu, virüsün artık yalnızca Çin’i değil, dünyanın geri kalanını da etkilediğinin resmi kabulü anlamına geliyordu.
NE ZAMAN PANDEMİ İLAN EDİLDİ?
Art arda gelen vaka ve ölüm haberleri üzerine DSÖ, 11 Mart 2020’de yeni koronavirüs salgınını küresel pandemi olarak nitelendirdi. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, o gün yaptığı açıklamada son iki haftada Çin dışındaki vaka sayısının 13 kat arttığını, virüsün üç kıtaya yayıldığını vurguladı.
KORONAVİRÜS NEDENİYLE ŞİMDİYE KADAR KAÇ KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ?
Resmi kayıtlara göre, 5 Aralık 2025 itibarıyla Covid-19 nedeniyle 7,1 milyonun üzerinde kişi hayatını kaybetti. Ancak bilimsel çalışmalar, gerçek ölüm sayısının bunun çok daha üzerinde olduğuna işaret ediyor. Fazladan ölüm (excess mortality) analizlerine göre pandeminin 2020–2021 döneminde yol açtığı toplam ölüm sayısı 19 ile 36 milyon arasında tahmin ediliyor.
TÜRKİYE’DE İLK VAKA NE ZAMAN GÖRÜLDÜ?
Türkiye’de ilk Covid-19 vakası, Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Mart 2020 gecesi kamuoyuna duyuruldu. Yurt dışı seyahatinden dönen 44 yaşında bir erkek hasta, Türkiye’nin “sıfırıncı vakası” olarak kayıtlara geçti. İlk ölüm ise 15 Mart 2020’de bildirildi. Türkiye’de salgının ilk aylarında önlemler kademeli olarak sıkılaştırıldı; hafta sonu sokağa çıkma yasakları, şehirler arası seyahat kısıtlamaları, maske zorunluluğu ve uzaktan eğitim bunlar arasında yer aldı.
TÜRKİYE’DE VAKA VE ÖLÜM SAYILARI
Sağlık Bakanlığı’nın COVID-19 Bilgilendirme Platformu’nda paylaştığı bilgilere göre Türkiye’de Mart 2023 tarihi itibariyle Covid-19 nedeniyle toplam 102 bin 174 kişi hayatını kaybetti, 17 milyon 236 bin 66 kişi ise hastalığa yakalandı. Bu tarih sonrasında Bakanlığın sitesinde veri bulunmuyor.
KAYNAĞININ YARASALAR OLDUĞU DÜŞÜNÜLÜYOR
Koronavirüsler (Coronaviridae ailesi), adını taç şeklindeki yapısından alan büyük bir virüs ailesini oluşturuyor ve yarasalar, bu virüslerin büyük bir çoğunluğu için doğal rezervuar (kaynak) olarak kabul ediliyor. Bilimsel çalışmalar, yarasaların, insanlarda solunum yolu hastalıklarına neden olan MERS-CoV, SARS-CoV (2002 salgını) ve SARS-CoV-2 (Covid-19 salgını) gibi birçok koronavirüsün atalarını barındırdığını gösteriyor. Yarasalar, bağışıklık sistemlerinin özel yapısı sayesinde bu virüsleri genellikle hastalanmadan taşıyorlar.
Bununla birlikte, koronavirüsün insanlara doğrudan yarasalardan bulaştığı düşünülmüyor. Çoğu durumda, virüsün bir ara konak hayvan türüne (örneğin misk kedisi, deve veya henüz kesinleşmemiş başka bir hayvan) geçtikten sonra mutasyon geçirerek insana bulaşma yeteneği kazandığı tahmin ediliyor. Covid-19'a neden olan SARS-CoV-2 virüsünün genetik analizleri, onun da kökeninin yarasalara dayandığını güçlü bir şekilde işaret ediyor. Wuhan'daki vaka kümelenmeleri, ilk geçişin büyük ihtimalle bir hayvan pazarında ara konak bir tür aracılığıyla gerçekleştiği yönündeki teoriyi destekliyor.
CENAZELER SOKAKLARDA BEKLEDİ, CESETLER KARTON KUTUDAN TABUTLARA KONULDU
Koronavirüs pandemisi sağlık sisteminin zorda olduğu yoksul ülkeleri daha şiddetli vurdu. Örneğin Ekvador'un liman kenti Guayaquil koronavirüs pandemisinde Latin Amerika'nın en ağır darbe alan yerlerinden biri oldu. Sağlık hizmetlerinin tamamen çöktüğü ülkede yüzlerce ceset zamanında defnedilemedi ve sokaklarda bırakıldı.
Düşük test oranı nedeniyle birçok vaka raporlandı. Guayaquil'de ceset toplama görevlisi Jorge Wated, 2021'in Nisan ayının ilk iki haftasında, yılın bu dönemi ortalamasına göre neredeyse 6 bin daha fazla ölümün kaydedildiğini belirtti. Ülkede hızlı artan ölümlere çare olarak karton tabutlar halka dağıtıldı.
KORONAVİRÜSE KARŞI HANGİ AŞILAR GELİŞTİRİLDİ?
2020’nin sonundan itibaren dünyada çok sayıda COVID-19 aşısı acil kullanım onayı aldı ve yaygın olarak uygulandı. Öne çıkan bazı aşılar:
- Pfizer-BioNTech (Comirnaty) – mRNA aşısı; ABD ve Almanya ortaklığında geliştirildi, ilk geniş çaplı onay alan aşılardan biri oldu. Aşıyı Türk kökenli bilim insanları Uğur Şahin ve Özlem Türeci buldu.
- Moderna (Spikevax) – mRNA aşısı; özellikle ABD ve Avrupa’da yaygın kullanıldı.
- Oxford-AstraZeneca (Vaxzevria) – Viral vektör aşısı; Birleşik Krallık’ta geliştirildi, pek çok ülkeye düşük maliyetle dağıtıldı.
- Sinovac (CoronaVac) – İnaktif (ölü virüs) aşı; Türkiye’nin ilk aşılama döneminde yaygın kullandığı aşı oldu.
- Sinopharm, Johnson & Johnson (Janssen), Sputnik V ve daha sonra geliştirilen bivalan/yenilenmiş mRNA aşıları da küresel aşılama kampanyalarında rol oynadı.
KORONAVİRÜSE KARŞI HANGİ ÖNLEMLER ALINDI?
Ülkeler, salgının ilk döneminde benzer, ancak uygulama şiddeti farklılaşan önlemlere başvurdu. Birçok ülkede şehirler arası seyahatler kısıtlandı, okullar, restoranlar, alışveriş merkezleri geçici olarak kapatıldı. Toplu taşıma, kapalı alanlar ve kalabalık yerlerde maske zorunlu hale geldi; 1,5–2 metrelik fiziksel mesafe kuralı benimsendi. Uluslararası uçuşlar kısıldı, ülkeye girişlerde PCR testi ve karantina uygulandı. Uzaktan çalışma ve eğitim: İş yerleri ofislerini kapatıp evden çalışmaya geçti; üniversiteler ve okullar çevrim içi eğitime döndü. Aşı kampanyaları ve hatırlatma dozları: 2021’den itibaren dünya genelinde büyük ölçekli aşı kampanyaları başlatıldı; Türkiye de hem ithal aşılarla hem de yerli Turkovac aşısıyla toplu aşılama programı yürüttü.
KORONAVİRÜS PANDEMİSİNİN KÜRESEL EKONOMİYE MALLİYETİ NE OLDU?
COVID-19 yalnızca bir sağlık krizi değil, aynı zamanda modern tarihin en büyük ekonomik şoklarından biri oldu. Uluslararası kuruluşların tahminleri, maliyeti trilyonlarca dolar seviyesinde gösteriyor:
- OECD’nin analizlerine göre, 2020’de pandemi senaryolarına bağlı olarak küresel GSYH kaybı 2,4 ile 9 trilyon ABD doları arasında değişti; dünya ekonomisi 2020 yılında yüzde 1,6 ile yüzde 6,7 arası daralma senaryolarıyla karşı karşıya kaldı.
- IMF, orta vadede (özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde) pandeminin kalıcı “iz” bıraktığını; 2024 itibarıyla küresel üretimin, pandemi öncesi projeksiyonların yaklaşık yüzde 3 altında kalacağını hesaplıyor.
- Son akademik çalışmalar, COVID-19’un toplam ekonomik yükünü, sağlık harcamaları, üretim kayıpları, işsizlik ve sosyal destek paketleri dahil, yüzlerce milyar ile birkaç trilyon dolar arasında hesaplıyor.
Bu tablo, virüsün yalnızca sağlık sistemlerini değil, tedarik zincirlerinden iş gücü piyasalarına kadar ekonominin her alanını sarstığını ortaya koyuyor.
Beş yılı geride bırakan koronavirüs pandemisi, 21. yüzyılın en büyük küresel krizi olarak tarihe geçti. Virüs, sadece milyonlarca can almadı; ülkelerin sağlık sistemlerini zorladı, ekonomileri daralttı, eğitimden çalışma hayatına kadar günlük yaşamın her alanını kökten değiştirdi. Aşılar ve yaygın bağışıklık sayesinde bugün pek çok ülkede Covid-19 mevsimsel bir solunum yolu enfeksiyonu gibi görülse de, uzmanlar yeni varyant riskine ve uzun Covid gibi kalıcı etkilerin varlığına dikkat çekiyor.
