Genç yaşta ortaya çıkan kanser daha öldürücü

- Güncelleme:
Genç yaşta ortaya çıkan kanser daha öldürücü

Sağlık Haberleri

Birçok kanser ilacının geliştirilmesinde baş araştırmacı olarak görev alan dünyaca ünlü Medikal Onkolog Prof. Dr. Mafalda Oliveira, daha çok genç kadınları etkileyen ve yaygın görünen meme kanseri türü ile ilgili gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Meme kanseri kadınlarda en sık görülen ve tedavi başarısının en yüksek olduğu kanser türlerinden biri. Çalışmalar, meme kanserinin ağırlıklı olarak menopozdan sonra, 50-60 yaşları arasında ortaya çıktığını gösterse de, günümüzde gençlerde görülme sıklığı giderek artıyor. Bu nedenle ABD ve Avrupa’da 50 yaş ile başlayan mamografi taramalarına Türkiye’de 40 yaşında başlanması tavsiye ediliyor. Ülkemizde de genç yaşta meme kanserine yakalanan ve atlatmayı başaran ünlüler arasında oyucu Canan Ergüder, Vahide Perçin ve Deniz Uğur bulunuyor. Ancak genç yaşında meme kanserine yenilenler arasında NTV spikeri Özlem Sarıkaya Yurt, İngiliz şarkıcı ve oyuncu Sarah Harding, ünlü Alman dizi oyuncusu Marnie Schulenburg bulunuyor. Uzmanlar artık meme kanserinin ileri yaş hastalığı olarak düşünülmemesi gerektiğini vurgulayarak, özellikle ailesinde kanser geçiren kişiler olan kadınların kontrollere erken yaşlarda başlaması uyarısında bulunuyor. 

NÜKS VE ÖLÜM ORANI YÜKSEK

Meme kanserinin en zorlu bir türü olan ‘üçlü negatif meme kanseri’ konusunda hekimleri bilgilendirmek amacıyla ülkemize gelen Barselona Vall d’Hebron Üniversite Hastanesi TıpFakültesi ve Vall d’Hebron Kanser Enstitüsü’nden Medikal Onkolog Prof. Dr. Mafalda Oliveira ile görüştük.  Gilead’ın davetlisi olarak ülkemize gelen Prof. Dr. Oliveria, meme kanseri alanında pek çok yenilikçi ilacın araştırma geliştirmesi sırasında fazI-II-III klinik çalışmalarda baş araştırmacı olarak görev alan ve birçok başarı ödülüne layık görülen bir bilim insanı.

Prof. Dr. Mafalda Oliveira, meme kanserinin bir alt tipi olan ‘üçlü negatif meme kanseri’nin daha çok genç ve menopoz öncesi kadınlarda görüldüğünü belirterek, “Meme kanserlerinin çoğu 60 yaşın üzerinde teşhis edilirken, bütün meme kanseri vakalarının yüzde 15’ini oluşturan üçlü negatif meme kanseri sıklıkla 50 yaşından çok daha önce teşhis edilmektedir. Diğer meme kanseri tiplerine göre daha hızlı şekilde ilerler ve teşhis edildiğinde başka organlara sıçramış olma ihtimali daha fazladır. Diğer meme kanseri türlerine göre tedaviden sonra nüksetme oranı daha yüksektir. Kemoterapiye daha düşük oranda cevap verir. Ne yazık ki bu tip meme kanseri hastalarında ölüm oranları da daha yüksek olduğu için erken teşhisi çok daha önemlidir. İspanya’daki kılavuzlar ‘üçlü meme kanseri tanısı almış 60 yaşın altındaki bütün hastalarda genetik tarama yapılmalı’ diyor” dedi.

KEMOTERAPİ ÇOK ETKİLİ DEĞİL

Üçlü negatif meme kanserinde diğer türlere kıyasla klasik tedavilerle istenilen sonuçların alınamadığına dikkat çeken Prof. Dr. Mafalda Oliveira, “Bu nedenle yenilikçi tedavi seçeneklerinin kullanılmasına ihtiyaç var” dedi. Hastada meme kanseri teşhis edildiğinde tedavi seçeneklerini belirlemek için hücre yüzeyindeki hormon reseptörlerine bakıldığını anlatan Prof. Dr. Oliveira, “Bunlar östrojen reseptörü (ER), progesteron reseptörü (PR) ve insan epidermal büyüme faktörü reseptörü 2 (HER)’dir. Tedaviler bu testlerin sonuçlarına göre belirlenir. Ancak, üçlü negatif meme kanserinde diğer meme kanseri tedavilerinde hedeflenen östrojen ve progesteron reseptörleri yoktur; insan epidermal büyüme faktörü reseptörü 2 ise sınırlı miktarda vardır. Bu nedenle bugüne kadar elimizdeki tek tedavi seçeneği kemoterapiydi. Diğer meme kanseri türlerinde tedavi ve sağ kalım oranlarının son derece yüksek olmasına rağmen üçlü negatif meme kanserinde yeni tedavilerin yaygın olmaması, hastalığın genç yaştaki kadınlarda, geç evrede teşhis edilmesi ve agresif seyirle ilerlemesi nedeniyle 5 yıllık sağ kalım oranlarının düşük olmasına sebep oluyor” dedi.

Bilim dünyasının, kadın kanserlerinden ölümlerin önemli bir bölümünü oluşturan üçlü negatif meme kanserinin tedavisi için yeni tedaviler geliştirdiğini söyleyen Prof. Dr. Oliviera, “Onay almış ilaçlar ilerleme ve ölüm riskini üçlü negatif meme kanserinde yüzde 60 azaltıyor. Klinik çalışmalar ilerlemesiz  sağ kalımı iki aydan 6 aya uzattığını ve ölüm riskini yüzde 50 azalttığını gösteriyor ki bu da genel sağ kalımı iki katına çıkarmak anlamına geliyor aslında” diye konuştu.

AİLEDE VARSA RİSK ALTINDASINIZ

Erken teşhiste son derece önemli olan tarama programları, genellikle 40 yaşın bazen de 50 yaşın üstü tavsiye ediliyor. Üçlü negatif meme kanseri daha erken yaşların hastalığı olması sebebiyle erken teşhis ve farkındalık için kadınların kendisine görev düşüyor. Üçlü negatif meme kanserinin erken teşhisi için kadınların 20 yaşından itibaren ayda bir kendilerini muayene etmelerini tavsiye eden Prof. Dr. Oliviera, “Bu tek başına yeterli değil ama çok önemli bir ilk adım. İkincisi ailede meme kanseri ya da rahim kanseri öyküsü varsa kadının çok dikkatli olması gerekiyor. Çünkü üçlü negatif meme kanserinin genetik yatkınlıkla bağlantısı var. Üçüncü olarak da gebe kadınların meme yapısında anormal bir şeyler varsa, nodüller gelişmişse bunların incelenmesi çok önemli. Bunlar yakından takip edilmelidir. Çünkü gebelikte de ortaya çıkabiliyor” dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...