Robotik cerrahide son nokta! Yeni robotlar dokuyu hissedebiliyor

Cerraha gerçek “dokunma hissi” sağlayan sensör teknolojileri ile donatılmış yeni nesil ameliyat robotları, daha hassas ve güvenli operasyonlara yardımcı oluyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Cerrahi uygulamalarda kullanılan robotik sistemler giderek mükemmelleşiyor. Bunun en son örneği, cerraha “dokunma hissi” sağlayan sensör teknolojileri ile donatılmış yeni nesil ameliyat robotları.
Geliştirilmekte olan robotun dokuyu hissedebilmesi ve bunu cerraha aktarabilmesinin, cerrahide çok büyük bir adım olacağını söyleyen Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şahin Şenay, “Böylece daha önce sadece ekranda gördüğümüz dokuyu elimizle dokunur gibi hissedeceğiz” dedi.
KALP CERRAHİSİNDE GELECEĞİN YÖNTEMİ
Uluslararası Minimal İnvaziv Kardiyotorasik Cerrahi Derneğinin İstanbul’da düzenlediği ve dünyanın en önemli kalp ve damar cerrahisi uzmanlarının katıldığı “25. ISMICS Bilimsel Kongresi”nde geleceğe damga vuracak yeni bilimsel gelişmeler de paylaşıldı.
Kongrede yeni bir robotun tanıtımı da yapıldı. Robot destekli yöntemlerin, kalp ameliyatlarında tedavi başarısını artırdığına işaret eden Prof. Dr. Şenay, “Robotik yöntemin kalp cerrahisinde geleceğin cerrahisi olduğunu düşünüyorum. Günümüzde kullanılan robotik yöntemler; özellikle baypas ameliyatlarında, kapak ameliyatlarında, kalp tümörlerinde, doğumla ilgili bazı hastalıkların tedavisinde ve ritim bozukluklarının cerrahi tedavisinde kullanılan geniş bir yelpazeye yayılıyor.
Robotik cerrahinin hastaya sağladığı birçok avantaj var. Robotik aletlerin ameliyat sırasındaki hareket kabiliyeti, insan bileğinin sahip olduğundan daha yüksek. Bu da işlem güvenliğini artırıyor. Robot destekli yöntemler sayesinde, ameliyatları daha küçük kesi ile yapabiliyoruz. Kanama riski düşüyor. Ameliyat sonrası enfeksiyon riski azalıyor. Bu yöntemlerle en önemlisi de hastanın normal hayata dönmesi daha kısa sürede oluyor” dedi.
YÜZDE 40 DAHA AZ DOKU HASARI
Bu avantajlara dokunma hissinin de ekleneceğini aktaran Prof. Dr. Şenay, şu ifadeleri kullandı:
“Dokunma hissi (haptic feedback) özelliği olan robotik aletlerin dokulara temas eden uç kısımlarındaki basınç hissi, bu noktalara yerleştirilmiş olan hassas kuvvet sensörleri aracılığı ile cerrahın kullandığı konsola iletilir; yani cerrah manipülasyon yaparken konsolda dokunma ile oluşan kuvvet geri bildirimini elinde hisseder.
Bu his, yani kuvvet geri bildirimi çok önemli, çünkü bu sayede cerrah daha kontrollü manevralar yapabilir. Preklinik çalışmalarda, cerrahların bu teknolojiyle uyguladığı kuvvet yüzde 40’a kadar azaltılarak ameliyatlar tamamlanabiliyor. Bu da dokuya daha az travma uygulamak anlamına geliyor. Bu durum ise ameliyat sonrası iyileşme üzerine olumlu katkıda bulunabilecek bir faktör.”
GEÇEN SENE REKOR KIRILDI
Geçen yıl dünyada robotik sistemler kullanılarak yapılan ameliyatların sayısı 4 milyonun üzerinde, bu sayı Türkiye’de yaklaşık 10 bin civarında. Bu ameliyatların büyük bir kısmını üroloji, genel cerrah ve jinekoloji işlemleri oluşturuyor. Robotik kalp ameliyatlarının sayısı artarken robotik kalp cerrahisinde ülkemizde de önemli bir bilgi birikimi oluşuyor.
NEŞTER ROBOTUN ELİNE GEÇİYOR
Robotik teknolojiye yapay zekânın entegrasyonu konusundaki çalışmaların da sürdürüldüğünü aktaran Prof. Dr. Şahin Şenay, “Şu anda yapay zekâ klinik karar verme sürecine destek olma safhasında, bu konuda çalışmalar var. Şu anki robotik ameliyatlarda robot aslında daha çok bir enstrüman gibi, cerrah tarafından kullanılıyor, otonom değil yani. Yapay zekâ teknolojisi ilerledikçe otonom cerrahi işlemlerin geliştirilmesi de gündemde olacak. Şu an için belirli bir aşamaya gelmiş laboratuvar çalışmaları mevcut. Önümüzdeki yıllarda bizi bekleyen en önemli gelişmeler, hasta güvenliğini ve klinik karar verme süreçlerini optimize etmek için yapay zekânın ameliyathane sistemlerine daha fazla entegrasyonu olacak” dedi.