Esad’ın derdi Suriye’nin bütünlüğü değil

- Güncelleme:
Esad’ın derdi Suriye’nin bütünlüğü değil

Dünya Haberleri

Eski Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Samir Hafız “Savaş öncesi yüzde 9 olan Nusayri nüfus yüzde 56’ya çıktı. Onun derdi bu oranı korumak ve bunun daha da ötesinde Aleviyyun Devleti’ni yeniden diriltmek” dedi.

YILMAZ BİLGEN'İN HABERİ - Ürdün, Lübnan ve Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine dağılan Suriyeli mültecilerin dönüşü uluslararası bir problem olarak önemini koruyor. Suriye rejiminin güvenli geri dönüş amaçlı tüm girişimleri farklı gerekçelerle engelleme politikası sürüyor. Bununla birlikte Suriye lideri Beşar Esad, BAE merkezli Sky News kanalında mültecilerin dönüşü, terör ve Türkiye ile normalleşme gibi konularda bir dizi açıklamada bulundu. İlk defa “Mültecilerin dönüşü mevcut şartlarda mümkün değil” diyen Esad, ülkenin üçte birini işgal eden terör örgütü PKK ve 50’den fazla ülkenin askeri varlığıyla ilgili aleyhlerinde herhangi bir ifade kullanmadı.  

NETANYAHU’DAN GOLAN ÇIKIŞI

Baas Partisi lideri Esad’ın “Türkiye, Suriye’den çıksın” dediği anlarda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye topraklarına girdi. Netanyahu, Golan’da “Buralar İsrail toprağıdır ve sonsuza kadar bizim toprağımız olarak kalacak” dedi. Beraberindeki sivil ve askerî heyetle bir süre bölgede kalan Netanyahu, Suriye toprağı olan Golan’ın Yahudi yerleşimine açılacağını söyledi. 

İsrail medyasının skandal görüntüleri paylaşması ile birlikte Arap medyasında, Esad’ın Türkiye ve Erdoğan aleyhinde kullandığı sözler bir kez daha tartışma konusu oldu. Esad’a “Önce İsrail işgaline karşı dur” eleştirisi yapılırken, Türkiye’nin DEAŞ ve PKK terörüne karşı verdiği mücadele hatırlatıldı. Arap medyasıyla birlikte Esad’ın Türkiye ile ilgili sözlerinin Suriye basın yayın kuruluşlarında da fazla yer bulmadığı görüldü. Orta Doğu’da bu durum yaşanırken Türkiye’de tüm muhalif medyanın Esad’ın sözlerini Erdoğan karşıtlığı ile yoğurup Türkiye aleyhinde kampanyaya dönüştürmesi de dikkat çekti.

KORKUSU SÜNNİ HALKIN DÖNÜŞÜ

Şam’da yaşayan Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargiyan, Suriye’de hayat şartlarının her geçen ağırlaştığını belirtti ve “Burada asgari hayat standartları açısından çok ciddi sıkıntılar var. Ve her geçen gün şartlar daha da ağırlaşıyor. Esad’ın açıklamalarını bu yönü ile de değerlendirmek gerekiyor” derken eski Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Samir Hafız “Gerçek anlamda Suriye Baas’ı ve Esad’ın Suriye’nin bütünlüğü ve istikrarı gibi bir derdi yok. O savaş sebebiyle değişen demografiyi bir avantaj olarak görüyor. Bu sebeple yüzde 9 azınlıktan yüzde 56’lara çıkan Nusayri nüfus tablosunun bozulmasını istemiyor. İşte bu sebeple ülkedeki Fransa, Hollanda, İngiltere, Kanada, ABD, İsrail askerî varlığı ve PKK’nın işgal hattından ziyade Türkiye’nin tehdit altındaki güvenliğine karşı giriştiği operasyon ve oluşturduğu güvenlik koridorundan rahatsız. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın normalleşme çağrılarını da bu nedenle istismar ediyor” tespitinde bulundu.

ÜLKEYİ HARABEYE ÇEVİRDİ

Suriye lideri Esad’ın “Ülkeyi teröristler yaktı, yıktı bunun da arkasında sorumlu güç Türkiye” çıkışını da eleştiren Samir Hafız “Muhaliflerin hiç uçağı, tahrip füzeleri olmadı. Bu sebeple Halep başta olmak üzere Suriye’yi yakan, yıkan ve 1 milyondan fazla sivili öldüren Esad’ın kendisidir. Muhalifler bu savaş süresince ilkel ve savunma silahları ile savaştı. Rusya ve Esad varil dahil tüm ağır silahlarla şehirleri vurdu ve hayalete çevirdi. Altyapı üstyapı bırakmadan tamamını tahrip etti. Şimdi bu büyük vahşetten Türkiye’yi sorumlu tutması tam bir yüzsüzlük. Esad aslında krizin ve belirsizliğin devamını istiyor. Suveyda bölgesi kaynıyor. Dera’da belirsizlik ve kaos devam ediyor. Menbiç dâhil doğuda PKK hem coğrafyayı hem de ülkenin tüm yer altı zenginliklerini işgal etti. İdlib ayrı bir muamma. Ürdün sınırı uyuşturucu koridoruna döndü ve Tenef’te ABD-Koalisyon tehdidi büyüyor. İşte tüm bu karmaşada Esad, Türkiye’nin çağrılarını ve istikrar amaçlı girişimlerini sabote ediyor. Onun aklında Akdeniz şeridinde Fransa’nın himayesinde daha önce kurulan ve 16 yıl hüküm süren Aleviyyun Devleti diriltmek var. Suriye’nin bir ve bütünlüğü umurunda değil’ diye konuştu. 

Samir Hafız’a göre Suriye’nin bölünmesi ve PKK ile birlikte Aleviyyun Devleti’nin yeniden ihyası sadece bölge için değil İslam dünyası açısından korkunç sonuçlar doğurur. Türkiye’nin bu oyunu bozacağını savunan Hafız, bu noktada Hatay’dan başlayarak Suriye’deki Alevilerle çok boyutlu köprüler kurulması ve bu insanlara olumlu mesajlar verilmesi gerektiği görüşünde. Aslen Lazkiyeli olan Samir Hafız “Nusayri aydın ve din adamları ile ivedilikle müşterek komisyonlar kurulmalı. Suriye’de yaşayan Nusayri-Alevi kitlenin Türkiye düşmanı olmadığı bilinmeli. Orada Erdoğan ve Türkiye sevgisi ve ilgisi ciddiye alınmalı. Bu çerçevede Hatay’daki kanaat önderleri ve aydınların Suriye’deki Nusayrileri etkileme gücü hesaba katılarak projeksiyon geliştirilmeli ve Esad’dan ve savaştan usanmış bu topluma barış, güvenlik ve istikrar adına güçlü mesajlar verilmeli” görüşünü savundu. 

HEM ANKARA İLE ANLAŞMAK İSTİYOR HEM DE ŞANTAJ YAPIYOR

Suriye’de konuştuğumuz rejime yakın isimler, 1 ABD dolarının 13.500 Suriye lirasına yükseldiğini hatırlattı ve ülkede benzin, ekmek ve akaryakıt başta olmak üzere ağır krizinin yaşandığını anlattı. Gençlerin yüzde 90 oranında ülke dışına kaçtığını ve bunun askerlikten kaçmanın daha ötesinde ekonomik sebeplerden kaynaklandığını anlatan Şam kaynakları “Burada genel eğilim, Türkiye ile normalleşmeden yana. Ancak Esad ve yakın çevresi Türkiye’ye ağır şartlar öne sürerek ABD kontrolündeki petrol kuyularının kendilerine devredebileceğine inanıyor. PKK ve İsrail dâhil hiçbir işgal gücü ile ilgili konuşmayan Esad’ın, Türk askeri bölgeden çıksın ısrarı, Ankara’nın ABD’ye bu konuda baskı yapmasını sağlamak içindir. Bu aynı zamanda krizin çözümünü geciktirme stratejisinin de parçası. Esad yönetimi mevcut ekonomik durumun sürdürülebilir olmadığını biliyor. Bu sebeple Körfez ülkeleri ile ilişkileri düzeltmek ve bir an önce destek almak istiyor. Ancak Türkiye sınırı açılmadıkça Suriye’de herhangi bir ekonomik iyileşme olmayacağını görmüyorlar” şeklinde görüş belirtti. 

Düzenleyen:  - Dünya
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...