Netanyahu'dan pişkin savunma! Gazze'de soykırım suçunu "yalan" diyerek inkar etti

Gazze'de 7 Ekim'den bu yana soykırım gerçekleştiren İsrail için şimdi hesap vakti. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin 'soykırım' suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) başvurmasının ardından ilk duruşma bugün Hollanda'nın Lahey kentinde gerçekleşti. Türkiye saati ile 12:00'de başlayan duruşmada İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Tevrat'tan alıntı yaptığı "Amalekliler" konuşması aleyhine delil oldu. Yaklaşık 3,5 saat süren duruşmaya yarın devam edilecek. 

NETANYAHU'DAN PİŞKİN SAVUNMA

İsrail Başbakanı Netanyahu  BM'nin en yüksek yargı kurumunda ülkesine yöneltilen tüm suçlamaları pişkin bir savunmayla reddetti! İsrail'e yöneltilen suçlamaların "yalan" olduğunu savunan Netanyahu, "Bugün yine, İsrail devletinin soykırımla mücadele ettiği bir dönemde soykırımla suçlandığı altüst olmuş bir dünya gördük" dedi.

Netanyahu, Gazze Şeridi'nde sivilleri kasten hedef aldığına dair açık kanıtlar sunulan İsrail ordusu için "dünyadaki en ahlaklı ordu" iddiasında bulunurken, İsrail güçlerinin "sivillerin zarar görmesini önlemek için her şeyi yaptığını" ileri sürdü.

İsrail aleyhinde UAD'de "etnik temizlik ve soykırım" suçlamasıyla dava açan Güney Afrika'yı "iki yüzlülükle" suçlayan Netanyahu, "kesin zafere kadar teröristlerle ve yalanlarla savaşmayı sürdüreceklerini" iddia etti.

DURUŞMAYI İZLEYEN TBMM HEYETİNDEN AÇIKLAMA

İsrail'i yargılandığı soykırım duruşmasını takip etmek üzere Lahey'de bulunan TBMM heyeti, duruşmanın sona ermesinin ardından açıklamalarda bulundu.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel duruşmanın ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Gazze'de garantörlüğe hazır olduğunu bir kez daha hatırlattı. Gazze'deki insani krize değinen Yüksel, bu dramın ve utancın faili olan İsrail'in savaş suçu ve soykırım iddialarına konu olan eylemlerini fütursuzca sürdürmeye devam ettiğini belirtti.

TÜRKİYE OLARAK BU ZULME ASLA ORTAK OLMAYIZ

"Biz Türkiye olarak gerek makamlarımız gerek sivil toplumumuz, bu zulme asla ortak olmayacaktır." diyen Yüksel, Türkiye’nin, İsrail’in sivilleri hedef alan barbarca saldırılarının bir an önce sona ermesini talep ettiğini ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini düşündüğünü aktardı.

Yüksel, Uluslararası Adalet Divanındaki dava sonucunun, uluslararası toplumun vicdanının ferah bulması beklentisi taşıdıklarını dile getirerek, şunları söyledi:

"Uluslararası Adalet Divanı’na Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından yapılan başvuruyu memnuniyetle karşıladık. Başlayan bu sürece olan desteğimizi Türk halkı adına bir kez daha beyan ediyoruz. Bu sürecin mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını ve adaletin tecelli etmesini istiyoruz.

GARANTÖRLÜĞE HAZIRIZ

Filistin meselesi adil bir siyasi çözüme kavuşturulmadan, bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın tesisinin mümkün olamayacağı, bir kere daha görülmüştür. Dolayısıyla, uluslararası toplumun, barışı tesis etmeye yönelik acil ve somut adımlar atması temel beklentimizdir. Türkiye, varılacak bir çözüme giden yolda tüm çabalara aktif katkı sağlayacağı gibi, varılacak bir nihai anlaşmanın uygulanması aşamasında garantör olarak sorumluluk almaya da hazırdır."

NETANYAHU'NUN SÖZLERİ ALEYHİNE DELİL OLDU

Güney Afrika'yı temsil eden ikinci avukat Tembeka Ngcukaitobi, 'İsrail'in siyasi liderleri, askeri komutanları ve resmi makamlarda bulunan kişiler, sistematik ve açık bir şekilde soykırım niyetlerini beyan ettiler' dedi.

Ngcukaitobi, İsrail Başbakanı  Netanyahu'nun 28 Ekim 2023'te Gazze'ye girmeye hazırlanan kara birliklerine 'Amalek'in sana ne yaptığını hatırlamaya' çağıran yorumlarını kanıt olarak sundu.

Ngcukaitobi, 'Bu, Tanrı'nın Saul'a bir grup insanın misilleme amaçlı yok edilmesi yönündeki İncil'deki emrine atıfta bulunuyor' dedi.

NETANYAHU SIK SIK TEVRATTAN ALINTI YAPIYOR

7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılar hakkında yaptığı değerlendirmelerde sık sık Tevrat'tan alıntı yapan Netanyahu, 28 Ekim'de Gazze'ye yönelik saldırılar hakkında düzenlediği basın toplantısında "Amaleklilerin size yaptığını unutma, der. Biz de hatırlıyor ve savaşıyoruz." demişti.

Uluslararası Adalet Divanı'nda tarafların hazır bulunduğu salonda halka açık yapılan duruşma canlı yayımlandı.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, İsrail’in Gazze’deki fillerinin Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanında (ICJ) açtığı davanın ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin duruşması başladı. Duruşmada, İsrail'in saldırılarını gösteren fotoğraflar kanıt olarak gösterildi.

SOYKIRIM DAVASI BAŞLADI

Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık'ta dava açtı. İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti.

Bugünkü duruşmada Güney Afrika avukatları, 12 Ocak'ta ise İsrail avukatları Divan hakimlerine sunum yapacak.

'GAZZE HALKI KIRILIYOR'

Güney Afrika'yı temsilen bulunan avukatlardan olan Blinne Ni Ghralaigh, BM Genel Sekreteri ve yetkililerinin Gazze'deki durumu 'insanlık krizi', 'yaşayan bir cehennem', 'kan gölü', 'tüm nüfusun kuşatıldığı ve baskı altına alındığı, giderek derinleşen ve benzeri görülmemiş bir dehşet durumu' olarak tanımladığını aktardı.

Gazze'deki sağlık sisteminin tamamen çöktüğünü belirten Ghralaigh, mahkemeye veriler sunarak Gazzelilerin ölüme nasıl sürüklendiğini aktardı.

Güney Afrika heyetinin avukatı Blinne Ni Ghralaigh, Gazze'deki sağlık sisteminin ne denli kötü durumda olduğuna dair konuşma yapıyor.

Ghralaigh'in verdiği verilerde Dünya Gıda Programı'na göre şu anda Gazze'de her 5 kişiden 4'ü kıtlıkla karşı karşıya gelirken uzmanların; açlık ve hastalık risklerinden kaynaklanan ölümlerin, bombalamalardan kaynaklanan ölümlerden önemli ölçüde daha fazla olduğu konusunda uyardığını belirtti.

Her gün ortalama 247 Filistinli öldürülürken bunlar arasında ortalama 48 anne ve 117'den fazla çocuk bulunuyor.

'GEREKLİ GEÇİCİ TEDBİRLERİN ALINMASI ŞART'

Güney Afrika'yı temsil eden bir diğer avukat olan Profesör Max Du Plessis, şu an Gazze'de yaşananların "sıradan bir çatışma" olmadığını söyledi:

Buna 'basit bir çatışma demek yerine; Filistin halkını yarım yüzyıldan uzun bir süredir kendi kaderini tayin etme haklarından mahrum bırakan işgalci İsrail tarafından gerçekleştirilen yıkıcı eylemler olarak tanımlamak daha doğru olur. Bu ihlaller, İsrail'in yıllarca kendisini hukukun ötesinde ve üstünde gördüğü bir dünyada gerçekleşmektedir.

Uluslararası İnsan Hakları Hukuku alanında uzman olan Profesör Max Du Plessis, duruşma arasından sonraki ilk konuşmayı yapıyor.

BM yetkililerine, İsrail'in Gazze'deki faaliyetlerinin bir soykırım olduğunu defalarca bildirdiklerini ve bu konuda uyardıklarını söyleyen Profesör Du Plessis, insanlık suçunun engellenebilmesi ve Soykırım Sözleşmesi kapsamında ileri sürülen haklar ve bunların korunması için "geçici tedbirlerin" bir an önce alınması gerektiğini vurguladı.

'BU KATLİAMDAN HEPİMİZ MESÛLÜZ'

Güney Afrikalı olan Uluslararası Hukuk Profesörü John Dugard, Soykırım Sözleşmesi'nin uygunlanması sorumluluğunun, uluslararası bütün toplumlara ait olduğunu ifade etti:

"Bu sözleşmeye taraf olan devletler sadece soykırım eylemlerinden vazgeçmekle değil, aynı zamanda bunları önlemekle de yükümlüdür."

Profesör John Dugard, uzun yıllardır Filistin topraklarında işlenen insanlık suçları konusundaki çalışmalarıyla tanınıyor.

Profesör Dugard, İsrail'e soykırım davası açmadan iyice düşündükleri ve öncesinde İsrail hükümetine ulaşmaya çalıştıklarını fakat herhangi bir geri dönüş alamadıklarını söyledi..

'BAŞTAN AŞAĞI HERKES SOYKIRIMDAN SORUMLU'

Güney Afrika heyetinin bir diğer avukatı olan Tembeka Ngcukaitobi, Başbakan Netanyahu'nun birden fazla kez tekrarladığı ve Tevrat'ta geçen "Amalek'in size ne yaptığını hatırlayın" emrinin, Gazze halkına yönelik soykırıma doğrudan yol açtığına dikkat çekti.

Avukat Ngcukaitobi, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın Filistinlileri "insan hayvanlar" olarak sıfatlandırmasına ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Hamas'ı destekleyen herkesin hedef alınmasına yönelik ifadelerini hatırlattı.

Güney Afrika heyetinin avukatı Tembeka Ngcukaitobi, İsrailli askerlerin dans ederek soykırım şarkıları söyledikleri videoyu mahkeme salonunda hazır bulunanlara izletti.

İsrail ordusunda görev yapan askerlerin, İncil'deki Amalek'i yok etme emrini yerine getireceklerini haykırdığı ve "Gazze'de masum yoktur" şarkısını söyleyerek dans ettikleri videoyu mahkeme salonunda bulunanlara izleten Ngcukaitobi, katliamın sorumlusunun baştan aşağı bütün herkesin olduğunu ifade etti.

"Soykırımcı söylemler kenarda köşede kalmıyor, devlet politikasında somutlaşıyor. Yok etme niyeti sahadaki askerler tarafından anlaşılıyor, İsrailli yetkililerin söylediklerinde ciddi olmadıkları ya da sahadaki askerler tarafından yanlış anlaşıldıkları yönündeki her türlü iddia bu mahkeme tarafından reddedilmelidir."

'İSRAİL SOYKIRIM İŞLİYOR'

Güney Afrika heyetinin avukatı olan Adila Hassim, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesini ihlal etmekle suçlayarak şu ifadeleri kullandı:

"İsrail haftada 6 bin bomba kullandı. En az 200 kez, güvenli olarak tanımladığı Gazze'nin güneyine 1 tonluk bombalar bıraktı. Kimsenin canı bağışlanmadı, yeni doğmuş bebeklerin bile. BM görevlileri burayı, çocuklar için bir mezarlık olarak tanımladı."

Güney Afrika heyetinin avukatı Adila Hassim, İsrail'e yöneltilen suçları fotoğraf ve belgelerle açıklıyor.

AÇILIŞI GÜNEY AFRİKA YAPTI

Güney Afrika Adalet Bakanı Ronald Lamola davanın açılış konuşmasında, Filistin'e uzattıkları elin, insanlığın bir parçası olduklarını bilincinde yaptıklarını belirtirken şunları ekledi:

"Bu ruhla Güney Afrika, 1998 yılında soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılmasına ilişkin sözleşmeyi kabul etti. Sözlşmeye taraf bir ülke olarak bu mahkemeye bu ruhla yaklaşıyoruz. Bu herkese, hem Filistin halkına hem de İsraillilere karşı bir taahhüttür."

Güney Afrika Adalet Bakanı Ronal Lamola açılış konuşmasını gerçekleştiriyor.

Filistin'deki zulmün 7 Ekim'de başlamadığını vurgulayan Lamola, "Filistinliler son 76 yıldır, 6 Ekim 2023'te ve 7 Ekim 2023'ten bu yana her gün sistematik baskı ve şiddete maruz kaldı. Gazze Şeridi'nde İsrail, hava sahası, karasuları, kara geçişleri, su, elektrik ve sivil altyapı ile kilit hükümet işlevleri üzerinde kontrol sahibi olmaya devam etmektedir."

GÜNEY AFRİKA'NIN TALEPLERİ

Güney Afrika, 29 Aralık’taki yazılı başvurusunda, mahkemeden İsrail aleyhine 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini talep etti.

Güney Afrika'nın istediği ihtiyati tedbirler arasında İsrail’in, Gazze'deki askeri operasyonları derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimlerini sağlaması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması, soykırımın delillerini muhafaza etmesi ve verilen tedbirleri uyguladığına ilişkin Divan'a düzenli rapor sunması yer alıyor.

Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler (BM) anlaşmaları ile uluslararası anlaşmalara konu sorunların çözümü konusunda BM yargı organı olarak görev yapıyor.

MAHKEME SALONU ÖNÜNDE PROTESTO

İsrail'in Gazze’deki fillerinin Soykırım Sözleşmesini ihlal ettiği gerekçesiyle Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanı'nda (ICJ) dava açan Güney Afrika Cumhuriyeti'nin avukatları Divan binasına giriş yaptığı sırada, Filistin yanlıları Divan önünde gösteri yaptı.

TÜRK HEYETİ DURUŞMA SALONUNDA

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel başkanlığındaki heyet, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanında açtığı "soykırım" davasındaki duruşmaları takip etmek üzere Lahey’e geldi.

Türkiye'nin ilk günlerden itibaren hem insani yardımın geçişine hem de kalıcı barışın sağlanmasına yönelik girişimlerini sürdürdüğüne değinen Yüksel, "Bu ve diğer uluslararası mahkemelerde alınan kararların uygulanmasının da takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz." dedi.

GÜNEY AFRİKA DAVA AÇMIŞTI

Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık'ta, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de işlediği fiillerle 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle UAD'de dava açarak İsrail için ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etmişti.

Başvuruda "İsrail'in eylemleri ve ihmalleri soykırım niteliğindedir çünkü hususi soykırım niyetiyle işlenmiştir." ifadelerine yer verilirken, eylemlerin "Gazze'deki Filistinlileri yok etmek" amacı taşıdığı vurgulanmıştı.

UAD, aciliyet gerektiren durumlarda ihtiyati tedbir kararına hükmederek, söz konusu ihlallerin dava süreci sonlanana kadar durdurulmasına hükmedebiliyor.

İlgili Haberler

İsrail 'soykırım' suçuyla yargılanmaktan korktuğunu itiraf etti!

Soykırım davası yarın başlıyor, İsrail için hesap verme vakti geldi

İsrail'in 'soykırım' davasında detaylar belli oldu! Güney Afrikalı heyetin başına Adalet Bakanı geçecek