Üniversite adaylarına tavsiye: Meslek öğrenmek daha kıymetli

YKS tercih kılavuzu açıklandı. Eğitim uzmanları, kalburüstü üniversitelere puanı yetmeyen adaylara "Herkesin üniversite okuması gerekmiyor. Lise mezunu kalın, üniversitede geçireceğiniz zamanı da iş öğrenmeye harcayın" tavsiyesinde bulundu.
MAHMUT ÖZAY - Üniversitelerin öğrenim süresi, puan türü, genel kontenjanı, özel şartları ve taban puanlarının yer aldığı kılavuz açıklandı. Hayalindeki üniversite ve bölümlerde eğitim almak isteyen öğrenciler, 1-13 Ağustos tarihlerinde tercihlerini yapacak. Tercih dönemi boyunca adaylar, üniversite bölümü ekleme, çıkarma ve sıralama değiştirme işlemlerini yapabilecek. Bu zorlu süreçte eğitimcilere ‘adaylar ne yapmalı’ sorusunu yönelttik.
Ezber bozan açıklamalarda bulunan eğitim uzmanı Nur Erdem Özeren şunları söyledi:
EĞİTİMLERİ LİSE DÜZEYİNDE
Türkiye’de, Kıbrıs’ı da eklediğimizde, 200’den fazla üniversite olduğu kabul ediliyor. Ancak çoğu son 20 yıl içinde açılan üniversiteler. Onların bazıları da nitelik bakımından 80-90’lı yılların Anadolu lisesi eğitimlerini bile aratır durumda. Akademisyen olmaması gereken ama akademik unvan taşıyanlar, üniversite eğitimi almaması gereken ama kendini üniversiteli gören öğrenciler… Hepsi Türkiye’deki ‘üniversite” kavramının içini boşaltmaya ve ne yazık ki kalite algısının da aşağılara gelmesine katkı sağladı. Üstelik bu problem yalnızca vakıf için değil devlet üniversitesinde de durum aynı. Gerçek bir üniversiteden mezun olmayan hukuk mezunu da sağlık mezunu da gelecekte iş konusunda zorlanacak. Üniversitelerin durumu böyle olunca mezuniyet sonrası imkânlar da her geçen gün asgari ücret ya da işsizlik arasına sıkışmış oluyor.
GENÇLER OKUMASIN MI?
Durum böyleyken, liseyi bitiren bir öğrencinin büyük şehirlerde ailesinin yanında vakıf üniversitesine gitmesi ya da şehir değiştirip devlet üniversitesinde okuması için katlanılan maliyet, gerçekten doğru bir ‘eğitim yatırımı’ mı? Bunu sorgulamak gerekir. ‘Bu gençler üniversite okumasın mı’ diyeceksiniz...
Laf olsun diye açılmış bir üniversiteye para verip gitmenin, şehrin ekonomisi esnaftan ibaret olan bir küçük şehre 4 yıllık eğitime gitmenin israf olduğunu söylüyorum. O şehrin ekonomisinin temelini oluşturan alanlarda 2 yıllık meslek yüksekokullarına gidilebilir. Ancak uluslararası ilişkiler okumak için 80 bin nüfuslu bir Anadolu şehrine gitmek kendine yatırım değildir. Oradan mezun olmak da ‘üniversite mezunu’ olmak değildir. O zaman gelip “Hani bizim bölümde atanma garantisi vardı” diye sorarsın mezun olduğunda ve işsizler ordusuna katılırsın.
PEKİ NE YAPILMALI?
Üniversite okuma sebebinizi sorguladığınızda iki farklı cevap var genelde. Para kazanmayı garanti edecek bir meslek ve itibar sahibi olmak. Peki onun yerine ne yapmalısınız?
Zanaat öğrenin, sanat öğrenin, meslek edinin, becerinizi geliştirin. Lise mezunu kalın, gidin meslek öğrenmeye çalışın. Kuaför, terzi ya da başka dalda iyi bir esnaf olduğunda itibar zaten gelir. Daha iyi para da kazanırsınız. Dört yıl ‘herhangi’ bir üniversitede okumak ile itibar kazanılmıyor. Ortada milyonlarca üniversite mezunu varken, iş dünyası farkında değil mi sanıyorsunuz her üniversitenin aynı olmadığına. Yapman gereken yatırım da dört yıl üniversite için yapacağından daha az.
ZAMANINIZI İŞE AYIRIN
Ailenizde size iki veya dört yıl üniversite eğitimi için para vermesini isteyeceğinize, gerekirse başka şehre gidin sevdiğiniz mesleği öğrenmek için aylarınızı verin. Ailenizden ayrı zaman geçirmek istiyorsanız, bu şekilde geçirin. Üniversitede geçireceğiniz zamanı, iş öğrenmek için harcayın. Emin olun kendi paranızı kazanmaya başladığınızda ‘hayatınızı yaşamaya’ da daha kolay ve erken başlayacaksınız.
GELECEĞİN MESLEĞİ YOK!
Akademik olarak başarılı olmayacak gençlerin boşa zaman kaybetmesini istemediğim için bu bilgileri paylaşıyorum. Geleceğin mesleği yok, geleceğin insanı var.
Geleceğin insanı olmak, avukat olarak da su tesisatçısı olarak da sahip olabileceğin becerilerle ve işini herkesten iyi yaparak elde edebileceğin itibar ve parayı getirecek sana.
Size ‘geleceğin mesleği’ diye pazarlanan bölümlerde üniversite okudunuz diye size kapılar açılmayacak. Doktorlar, yazılımcılar bile işsiz kalacak yakın gelecekte, her bölüm mezunundan çok var.
EĞİTİM DANIŞMANI MUHAMMET TOSUN: İYİ BİR ÜNİVERSİTE SİZE VİZYON KAZANDIRIR
Eğitim danışmanı Muhammet Tosun:Üniversite tek başına öğrenciye meslek kazandırmaz ama bir vizyon, kültür kazandırır. İşe giden yolda bir çevre edindirir. Öğrenciler de bunun farkında. Artık iyi üniversitelerin geri planda kalan bölümlerini bile tercih ediyorlar. Mesela maden mühendisliğine son dönemlerde ilgi düşse de İTÜ’de bu bölüme çok yüksek sıralamalardan talepler var. Aynı şekilde tekstil mühendisliği de öyle... Düşen ciddi atamalara rağmen Boğaziçi, ODTÜ gibi yerlerde ise öğretmenliklere ön sıralarda tercih alındığını görüyoruz. Bütün bunların yanında evet gerçekten bazen dört yıl, zaman kaybıdır. Üniversiteye gitmek için gitmek büyük problemleri beraberinde getirir. İki yıllıklar içinde özelikle size beceri kazandıracak teknik bölümler de mevcut. Bunları tercih edebilirsiniz. Bunların içinde sağlık bölümleri de var teknik bölümler de var. Soğuk olduğum iki yıllıklar var tabi onlar daha çok teori bölümleri. Çok esprisi yok onların. İki yıllık diye uzak durulması yanlış bir bakış açısı.
TERCİH SİMSARLARINDAN UZAK DURUN
Eğitim uzmanı Salim Ünsal:Tercih süreci genelde herkesin kendi deneyimlerinden imbiklenmiş bilgilerin gölgesinde yürütülen bir süreçtir. Birçok uzman görüşüne başvurmanız elbette yararlıdır. Ancak bu dönemde çok büyük bilgi kirliliğine maruz kalabilirsiniz. Zira ülkemizde çoğu kişi siyasi analiz, futbol yorumculuğu ve üniversite tercihleri konusunda uzmanlık sergilemeyi ve görüş bildirmeyi de çok sever. Lütfen gelen bilginin kim tarafından ve hangi uzmanlık bilgisi ile söylendiğini dikkate alın. Her söz ve yönlendirmeyi mutlaka sorgulayın. Sosyal mecralarda dönen bilgilerin tamamının doğru olamayabileceği gerçeğini asla unutmayın. Bu süreci ganimet bilip sizlere uzman desteği vermek isteyen fırsatçılara da geleceğinizi emanet etmeyin. Güven tesis etmeyen kişilerle tercihlerinizi konuşmayın. İhtimal hesabı gerektiren konularda kesin hüküm cümleleri kuran kişilerden uzak durun. Kendi önyargıları ile sizin saf ve temiz hislerinizi istismar eden şahıslarla selamı kesin.