Devlere vergi kıskacı

Japonya’nın Fukuoka kentinde, G20 maliye bakanları ve merkez bankası temsilcilerinin katıldığı iki günlük toplantının ardından, 14 maddelik sonuç bildirgesi yayımlandı. Adil, sürdürülebilir ve modern bir uluslararası vergi sistemi için iş birliğine devam edileceğine vurgu yapılan bildirgede, büyümeyi teşvik edici politikaları geliştirmek benimsendi. Küresel ekonomik büyümede 2020’ye kadar bir toparlanmanın beklendiğine ve büyümeye yönelik risklerin aşağı yönlü olduğuna yer verilen bildirgede “Küresel ticaret ihtilafları ve jeopolitik gerilimler arttı. Bu riskleri masaya yatırmaya devam edeceğiz ve bu konuda gereğinin yapılması için daha fazla adım atmaya hazırız” görüşüne yer verildi.
Sonuç bildirgesinde ayrıca “Dijitalleşmenin sebep olduğu vergi sorunlarının ele alınmasına ilişkin programı destekliyoruz” görüşü de öne çıktı. MAKA Eylem Planı olarak da bilinen; vergide yaşanan yasal boşlukları dolduracak düzenlemeler iki ana prensip üzerine kuruluyor. Birincisi; bir şirketin, ofisi bulunmasa bile ürün ve hizmet sağladığı ülkedeki vergilendirme hakkını bölüştürmek üzerine kurulu. Eğer şirketler, gelirlerini düşük vergilerin olduğu off-shore vergi cennetlerine kaydırırsa, ikinci prensip olarak da küresel ortak vergi uygulaması getirilecek. Vergi gelirlerinde yıllık yaklaşık 500 milyar dolara varan kaybı önlemeyi hedefleyen MAKA Eylem Planı, uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde çok taraflı çözüm üretme mekanizması oluşturarak, vergi mevzuatını tek bir çatı altında toplamayı öngörüyor. OECD, MAKA Eylem Planı üzerinde 2012 yılından beri çalışıyor. Eylem planı kapsamında oluşturulacak yasal zeminle, çok uluslu şirketlerin kârlarını, “vergi cennetlerine” kaydırmasının önüne geçilebileceği ve bu şirketlerin adil olarak vergi yükünü paylaşacağı belirtiliyor. Yasal zeminle birlikte, İrlanda gibi ülkelerin çok düşük kurumlar vergisi teşvikleriyle doğrudan yabancı yatırım çekmesi de zorlaşacak.