Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz OVP'yi açıkladı! Enflasyon, büyüme, cari açık... İşte yıl sonu hedefleri

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Orta Vadeli Program, Enflasyon, Ekonomi, Büyüme, Cari Açık, Haber
Ekonomi Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 2026-2028 dönemini içeren Orta Vadeli Program'ın detaylarını açıkladı. 3 yıllık dönemde 2,5 milyon ek istihdam sağlanarak tek haneli enflasyon hedefine ulaşmayı beklediklerini belirten Yılmaz, yıl sonu enflasyon, büyüme ve cari açık tahminlerini açıkladı. İşte detaylar...

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde “2026-2028 Orta Vadeli Program Lansmanı”nda konuştu. Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yol haritasını açıklayan Yılmaz, 2026, 2027 ve 2028 yılları hedeflerini paylaştı. Yılmaz, temel hedefin tek haneli enflasyon olduğunu söyledi. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın açıklamaları şöyle: 

Programımızın ana odağında yer alan enflasyonla mücadele kapsamında, geçiş sürecinin ardından, Haziran 2024’ten itibaren kesintisiz bir dezenflasyon sürecine girilmiştir.

Bu dönemde olumsuz dışsal koşullar ve konjonktürel gelişmelere rağmen dezenflasyon süreci kararlılıkla sürdürülmüş, enflasyon oranı toplamda 42,5 puanlık önemli bir gerileme kaydetmiştir. Enflasyondaki bu önemli gerileme, uyguladığımız sıkı para ve maliye politikalarının etkisini açıkça göstermektedir.

Enflasyon beklentileri ve ana eğilim göstergelerindeki iyileşmeyle, Eylül ayı ve yılın geri kalanında da dezenflasyon sürecinin kesintisiz bir şekilde devam etmesini bekliyoruz. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz OVP'yi açıkladı! Enflasyon, büyüme, cari açık... İşte yıl sonu hedefleri - 1. Resim


"TL GÜVEN ARTTI"

Uyguladığımız program ve öngörülebilir politikalar çerçevesinde TL’ye güven artmış, bu sayede Kur Korumalı Mevduat hesapları yabancı para mevduatlara dönüşmeden ve herhangi bir kur baskısı oluşturmadan sağlıklı bir şekilde neticelendirilmiştir. Son iki yıl içerisinde, TL’ye artan güvenle TL mevduatlarımızın toplam mevduat içindeki payının yüzde 31,6 seviyesinden yüzde 60,7 seviyesine çıkması bu açıdan oldukça önemlidir.

Bu dönemde KKM hesaplarının toplam mevduat içindeki payı yüzde 26,2’den yüzde 1,7’ye kadar gerilemiştir. KKM hesaplarının açma ve vadesinin uzatılması uygulamasının 23 Ağustos itibarıyla sonlandırılmasıyla 2026 içinde bu hesapların tamamen kapanacağını da görmüş olacağız. KKM hesapları sona ererken, döviz hesaplarına dönüşme endişelerinin de zemin bulmadığını görmüş olduk.

Nitekim bu dönemde yabancı para mevduatların payı artmamış, aksine yüde 43’lerden yüzde 37,7 seviyesine gerileyerek TL’ye güveni pekiştirmiştir.

"REZERVLER 178,4 MİLYAR DOLARA ULAŞTI"

Son iki yılda sürdürdüğümüz politikalar neticesinde, uluslararası rezervlerimiz önemli tutarda artarak tarihi yüksek seviyelere çıkmış ve ekonomimize güveni daha da artıran bir düzeye ulaşmıştır.

Bu dönemde brüt rezervlerimiz yaklaşık 80 milyar dolar artmıştır. Böylece rezervlerimiz Ağustos ayı sonu itibarıyla 178,4 milyar dolar seviyesine ulaşarak, ekonomimize güveni pekiştiren, dış şoklara karşı ekonominin dayanıklılığını artıran önemli göstergelerden biri haline gelmiştir. Ekonomide sağlanan kazanımlarımız sayesinde risk primimiz de önemli ölçüde gerilemiş ve 700’lü seviyelerden 5 Eylül itibarıyla 270 seviyesinin de altına gerilemiştir.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz OVP'yi açıkladı! Enflasyon, büyüme, cari açık... İşte yıl sonu hedefleri - 2. Resim


"DÜNYANIN 16, AVRUPA'NIN 6'NCI BÜYÜK EKONOMİSİ..."

Ekonomik verilere değinen Yılmaz, "2025 yılını tamamlarken Programımızın en temel performans göstergeleri olarak;

İlk defa 1,5 trilyon doları aşan bir milli gelir büyüklüğüne, ilk defa kişi başına 17 bin doların üzerine çıkan bir milli gelire, yine ilk defa Dünya Bankasınca yapılan sınıflandırmaya göre yüksek gelirli ülkeler grubuna adını yazdıran bir Türkiye’ye ulaşmış olacağız. Böylece ülkemiz 2025 yılı sonu itibarıyla dünyanın 16’ncı, Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisi konumunda olacaktır.

KÜRESEL BÜYÜME TAHMİNLERİ 

Bugün küresel ekonomi zayıf talep, tarihi zirvelere çıkan risk ve belirsizliklerle görece düşük büyük büyüme beklentilerinin şekillendirdiği bir dönemden geçmektedir. IMF'nin son tahminlerine göre 2024'te yüzde 3,3 olarak gerçekleşen küresel büyümenin 2025'te yüzde 3'e, 2026'da ise yüzde 3,1'e gerilemesi beklenmektedir. 2027 ve 2028'de ise büyümenin yüzde 3,2'de sabitlenmesi beklenmektedir. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program'ın detaylarını açıklıyor - 1. Resim


TÜRKİYE EKONOMİSİNİN 3 YILLIK BÜYÜME TAHMİNLERİ

Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yol haritasını oluşturan temel hedefleri sizlerle paylaşacağım. OVP'de temel hedeflerden biri dezenflasyon süreciyle uyumlu ve sürdürülebilir bir büyüme patikası oluşturmaktır. 2024'te yüzde 3,3 olarak gerçekleşen büyümenin 2025'te aynı seviyede kalmasını bekliyoruz. Burada önemli olan dezenflasyon devam ettikçe, yapısal reformalar hayata geçtikçe büyümenin kademeli olarak güçlenecek olmasıdır. Bu kapsamda 2026'da büyümenin yüzde 3,8'e, 2027'de yüzde 4,3'e, 2028'de yüzde 5 ulaşmasını bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde enflasyonu tek haneye düşürürken, büyüme potansiyalimizi de kademeli şekilde yukarı taşıyacağız. Türkiye ekonomisi önümüzdeki 3 yıllık dönemde güçlenerek hem fiyat istikrarını sağlayacak hem de istikrarlı şekilde büyümeye devam edecektir. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program'ın detaylarını açıklıyor - 2. Resim


2,5 MİLYON EK İSTİHDAM HEDEFİ

Büyüme kadar istihdama da önem veriyoruz. 2024'te yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşmesini beklediğimiz işsizlik oranının 2025'te yüzde 8,5'e, 2026'da 8,4'e, 2027'de 8,2'ye gerilemesini bekliyoruz. 2028'de ise tarihimizde ilk defa yüzde 8'in altına gerilemesini hedefliyoruz. Bu 4 yıllık dönemde 2,5 milyon ek istihdam kazandırarak toplumsal refahı artırmayı hedefliyoruz. 

Dolayısıyla Türkiye ekonomisi önümüzdeki dönemde, sadece sürdürülebilir büyüme performansıyla değil, aynı zamanda güçlü istihdam kapasitesi ve kapsayıcı kalkınma yaklaşımıyla da öne çıkan bir yapı sergileyecektir. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program'ın detaylarını açıklıyor - 3. Resim


ENFLASYONDA HEDEF TEK HANE 

2024'te yüzde 44,4 seviyesinde gerçekleşen enflasyonun 2025'te yüzde 28,5'e, 2026'da yüzde 16'ya, 2027'de yüzde 9'a, 2028 yılında ise yüzde 8 seviyelerinde gerileyerek, program dönemi sonunda tek haneli seviyelere inmesini kalıcı olarak hedeflemekteyiz. Enflasyonda kalıcı düşüş sağlayarak fiyat istikrarını tesis etme yönündeki kararlılığımızdan hiçbir şekilde taviz verilmeyecektir. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program'ın detaylarını açıklıyor - 4. Resim


CARİ İŞLEMLER AÇIĞI...

2023 yılı itibarıyla milli gelire oranla yüzde 3,5 seviyesinde gerçekleşen cari işlemler açığının 2024'te yüzde 0,8'e kadar gerilemesi önemli bir iyileşmeye işaret etmektedir. 2025'te de benzer bir tablo görüyoruz. Programda cari işlemler açığımızın yüzde 2  civarında olacağını tahmin etmiştik. Gerçekleşme tahminimiz şu anda yüzde 1,4. Bu dönemde ihracatta pazar çeşitliliğinin artması ve enerji maliyetlerindeki düşüş olumlu katkı sağlamıştır. Cari işlemler açığının 2026'da yüzde 1,3, 2027'de yüzde 1,2, 2027'de ise yüzde 1 olmasını bekliyoruz. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program'ın detaylarını açıklıyor - 5. Resim


TEK HANELİ ENFLASYON KALICI HALE GELECEK 

İzlenen politikalarla Türkiye ekonomisi program sonunda çok daha güçlü bir konuma kavuşacaktır. Dönem sonunda ilk defa milli gelirimiz 1,9 trilyon dolara ulaşmış olacak. Kişi başı milli gelirimiz 21 bin dolara, ihracatımız 300 milyar doları aşacak, turizm gelirimiz 75 milyar dolara ulaşacak, 2,5 milyon ilave istihdamla işsizlik rakamı ilk defa yüzde 8'in altını görecek. En önemlisi tek haneli enflasyonla fiyat istikrarı kalıcı bir şekilde sağlanmış olacak. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program'ın detaylarını açıklıyor - 6. Resim


AFET SONRASI DÖNEMDE HIZLI MALİ KONSOLİDASYON

2026-2028 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programda, hızlı bir mali konsolidasyon gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Afet sonrası dönemde devam eden ihtiyaçlar süratle karşılanmaya devam ederken, personel giderleri ve sosyal güvenlik harcamalarındaki artışa rağmen, alacağımız ilave tedbirlerin etkisiyle mali duruşu daha sıkı hale getirmeyi öngörüyoruz.

Bütçe açığının milli gelire oranı 2025 yılında yüzde 3,6, 2026’da yüzde 3,5, dönem sonunda ise yüzde 3’ün altında öngörülmektedir. Geçici nitelikte olan deprem harcamaları azaldıkça, bütçe açığının oranı düşmekte, AB Maastricht kriterleriyle uyumlu hale gelmektedir.

DEPREM SONRASI DİRENÇLİ ŞEHİRLERLE GÜÇLENEN TÜRKİYE 

Depreme ilişkin olarak 2025 yılsonu itibarıyla bugünkü değerle 3,6 trilyon TL düzeyinde ve 90 milyar dolara karşılık gelen bir tutarda harcama yapmış bulunmaktayız.

Depremle ilgili kalan ihtiyaçların karşılanması için 2026 yılında da ilave kaynak ayrılacak olup, yıllara sari azalmakla birlikte depremin yaralarının sarılması ve afetlere hazırlıklı olunması için bütçede önemli düzeyde kaynak ayrılmaya devam edilecektir.

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...