Türk çiftçilerini dünya tarımında söz sahibi yapacak dev proje! Adeta damga vuracak, hazırlıklar başladı
Son yıllarda tarımın 2 büyük korkulu rüyası haline gelen kuraklık ve hastalık üreticilerin bir numaralı sorunu haline geldi. Ancak Sivas'ta bilim insanları tarafından geliştirilen tahıl ve baklagiller adeta bu korkuları savacak. Türk tarımını damga vuracak olan bu tarlada geliştirilen tohumlar sayesinde Türk çiftçileri çok sevinecek.
Ülkemizde son dönemlerde tarımda kuraklık ve hastalık üreticinin en büyük sorunlarından biri haline gelmiş ve bu durum üreticileri ciddi bir şekilde etkiledi. Ancak bilkim insanları bu noktada devreye girdi ve geliştirdikelri tohumlar sayesinde üreticilerin yüreğine su serpecek.
Sivas’ta bilim insanları tarafından kuraklığa ve hastalıklara karşı dayanıklı olarak geliştirilmeye çalışılan tahıl ve baklagiller için çalışmalara hız kesmeden devam ediyor. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ), Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesinde görevli akademisyenler tarafından Türk tarımına damga vuracak çalışmalar yürütülüyor.
TÜRK ÇİFTÇİLERİ DÜNYA TARIMINDA SÖZ SAHİBİ OLACAK
İhlas Haber Ajansı'nın aktardığına göre yazlık ekim sezonun başlamasıyla birlikte çalışmalarına hız kazandıran donanımlı ekip, tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de tehdit eden kuraklık felaketine karşı dayanıklı ve yüksek verimli bitkilerin geliştirmesi için çalışmalarını sürdürüyor. 240 dönümlük tarımsal arge merkezinde tahıldan baklagillere binlerce çeşit ve çeşit adayı üzerinde ıslah çalışmaları yapan bilim adamları geliştirdikleri tohumlarla Türk çiftçilerin dünya tarımında söz sahibi olmasını hedefliyor.
3 BÜYÜK SORUNA KARŞI ÇALIŞMALAR HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR
SBTÜ Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi, Bitkisel Üretim ve Teknolojileri Bölümü Araştırma Görevlisi İlker Yüce, yulaf bakımından soğuğa dayanıklı çeşitler geliştirme üzerine çalışmalar yürüttüklerini belirterek, “Yazlık ekim sezonumuza başlamış bulunmaktayız. Burada baklagiller, tahıllar ve yem bitkileri üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Baklagiller üzerinde genellikle başta fasulye, nohut olmak üzere mercimek, bakla, bezelye, soya gibi bitkilerle çalışıyoruz." dedi ve şöyle devam etti:
-Tahıllarda ise kışa girerken ekim yapmıştık. Sivas iklim bakımından sert geçen bir iklime sahip. Burada tahıllarda da buğday, arpa, yulaf gibi bitkiler üzerinde çalışıyoruz. Özellikle kış soğuğuna ve kuraklığa dayanıklı çeşitler geliştirme üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Yine aynı şekilde bölgeye adapte olabilecek buğday ve arpa çeşitleri de geliştirmek üzere ıslah çalışmaları yapmaktayız. Bölge baklagiller ekimi bakımından da büyük bir öneme sahip. Özellikle yazlık nohut ekimi üzerinde çok çalışmalar yürütüyoruz. Yürütmekte olduğumuz ıslah çalışmaları çerçevesinde buğday, fasulye ve soya çeşit adaylarımızı bu yıl tescil edilmek üzere sunacağız. Kısa zaman içerisinde yeni çeşitlerimizi yöre çiftçisinin hizmetine sunmuş olacağız ifadesini kullandı.
'ÜRÜN NE KADAR VERİMLİYSE ÇEŞİT O KADAR TERCİH EDİLİR'
Araştırma Görevlisi Yüce, ürünün verimliliğine göre çiftçinin çeşit tercihinin değiştiğini belirterek, “Yine yem bitkileri üzerinde de bölge hayvancılığını kalkındırabilecek bazı yem bitkileri üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Bunlar yonca, mürdümlük, yem bezelyesi ve yaygın fiğ olarak çalışmalarımızı yürütmekteyiz." dedi ve sözlerine şöyle sürdürdü:
-Şuanda tahıllar üzerinde yaklaşık 2 binin üzerinde çalıştığımız genotipimiz var. Baklagiller üzerinde de yine fasulye üzerinde çeşit adayı diyebileceğimiz birçok materyalimiz var. Yaklaşık 700 civarında fasulye genotipimiz var. Nohutta da 300 civarında çeşit adayı üzerinde çalışıyoruz. Çiftçilerimiz genellikle ürünün verimli olması tercih eder. Ürün ne kadar verimliyse o çeşit o kadar tercih edilir. Verimin yanında kalite özellikleri de oldukça önemlidir. Kalite düşük olduğu zaman ister istemez fiyatlarda kırmalar yapabiliyorlar” dedi.
AZ SU İHTİYACI ÇİFTÇİNİN GİRDİ MALİYETİNİ AZALTIR
Araştırma Görevlisi Yüce, bitkilerin suya olan ihtiyacı azalırsa çiftçinin girdi maliyetinin düşeceğini belirterek, “Bildiğiniz üzere iklimlerde kaymalar meydana gelmeye başladı. Bu sebeple daha kurak sezonlar geçirmeye başladık. Kuraklığa dayanıklılık çok önemli bir konu. Bitkilerimiz kuraklığa ne kadar dayanıklı olursa, yani suya ihtiyaç ne kadar az olursa o kadar çiftçimizin girdi maliyetini azaltıyor. Aynı zamanda kalitesinden de bir düşme olmuyor. Biz burada genellikle kalite ve verim üzerinde artışlar üzerine çalışıyoruz. Yaptığımız bu çalışmalar ile bölgemizde çiftçilerimiz atadan dededen kalma uygulamalar yapıyorlar fakat biz bu tercihleri modern tekniklerin kullanımını sağlayarak değiştirmek hedefindeyiz. Çiftçilerimizin hizmetine yeni çeşitler sunmak için burada çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı
