Bakan Tunç'tan Can Atalay sorusuna cevap: "Biri alçak biri yüksek mahkeme değil"

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Bakan Tunç'tan Can Atalay sorusuna cevap: "Biri alçak biri yüksek mahkeme değil"

GÜNDEM Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Adalet Bakanı Tunç, 8 Kasım'da Yargıtay'ın TİP Milletvekili Can Atalay'a 'hak ihlali' kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkındaki suç duyurusuyla ilgili sorulara yanıt verdi. Konunun çok merak edildiğini belirten Bakan Tunç, "Yani hep Adalet Bakanını sıkıştırıyorsunuz. Benim sağ tarafımda Anayasa Mahkemesi var. Sol tarafımda Yargıtay ve Danıştay var. Dolayısıyla biz aradayız. Anayasa'nın 83 ve 14'ün uygulanması bakımından Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında görüş farkı var. Biri alçak biri yüksek mahkeme değil" ifadelerini kullandı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Adalet Bakanlığı, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay'ın 2022 yılı kesin hesap kanun teklifleri, 2024 yılı bütçe kanun teklifleri ile Sayıştay raporları görüşülerek kabul edildi. 

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gerçekleşen sunum sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

"HEP ADALET BAKANI'NI SIKIŞTIRIYORSUNUZ"

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Gezi Parkı Davası'ndan 18 yıl hapis cezası alan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’a “hak ihlali” kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusu sorularına ise Bakan Tunç, Can Atalay meselesiyle ilgili hep kendisini sıkıştırdıklarını belirterek şöyle konuştu: 

"Özellikle Can Atalay meselesi çok merak ediliyor. Yani hep Adalet Bakanını sıkıştırıyorsunuz. Benim sağ tarafımda Anayasa Mahkemesi var. Sol tarafımda Yargıtay ve Danıştay var. Dolayısıyla biz aradayız. 

Bana gazeteciler sorduklarında, Yargıtay şu kararı verdi, şu gerekçeyle, kendi düşüncesi bu dedim. Anayasa Mahkemesi de bu kararı verdi, şu gerekçeyle dedim. Anayasa Mahkemesi kararı şöyledir, Yargıtay'ınki böyledir şeklinde değerlendirmede bulunmadım.

"SİZ İŞİN ESASINA GİRİYORSUNUZ"

Buradaki tartışma şu: Anayasal düzene karşı işlenen suçlar, terör suçları seçimden önce işlenmişse dokunulmazlık kapsamında mıdır, değil midir? Siz işin esasına da giriyorsunuz. Anayasa Mahkemesi kararına uyulup uyulmamasıyla ilgili tartışma yapmıyorsunuz.

Yargıtay şunu diyor: Anayasa'nın 83'üncü mahkemesinde seçimden önce ya da sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili Meclis'in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.

Siz burada nokta koyuyorsunuz, devam etmiyorsunuz. Devam ettiğiniz zaman ağır cezayı gerektiren suç üstü hali dokunulmazlık kapsamında değildir. Bir de seçimden önce soruşturasına başlanmış olmak kaydıyla, Anayasa'ın 14'üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır diyor.

ANAYASA'NIN 14. MADDESİ

Anayasa'nın 14'üncü maddesini açtığınız zaman temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmamasıyla ilgili madde, 'devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak biçiminde temel hak ve özgürlükler kullanılamaz' diyor.

Ancak bu durumlara ilişkin yaptırımlar kanunla düzenlenir. Yargıtay, 'Burada bir belirsizlik yoktur. Kanunla düzenlemiştir, devletin güvenliğine ilişkin suçlar TCK ve TMK'da belirlidir' diyor. Belirlilik ilkesi bakımından bir sorun yoktur. 

"BİRİ ALÇAK BİRİ YÜKSEK MAHKEME DEĞİL"

Anayasa Mahkemesi de şunu söylüyor: Anayasa'nın 14'üncü maddesi belli değildir. Belirli olmadığı için 83-2 son gereğince, Anayasa'nın 14'üncü maddesine yollama yaptığınız zaman orada suçların hepsini tek tek sayılması gerektiğini söylüyor.  

Anayasa'nın 83 ve 14'ün uygulanması bakımından Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında görüş farkı var. Biri alçak biri yüksek mahkeme değil. Yüksek mahkemeler sayılmış. Yüksek mahkemeler diye başlık var Anayasa'da.

153 evet Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar. 154 de, 'adliye mahkemelerinde verilen kararların son inceleme merci Yargıtay'dır' diyor. Burada ortaya çıkan sorunun sebebi, 1982 Anayasası Anayasa Mahkemesi'ne 3 görev veriyor. Soyut ve somut norm denetimleri ile kanunların denetlenmesi, KHK ve TBMM İçtüzüğünün, siyasi parti kapatma davaları ve yüce divan. 3 görevi vardır.

AYM'YE BİREYSEL BAŞVURU

Biz 82'deki bu görevlere haiz bir Anayasa Mahkemesi'ne 2010 yılında yeni görev ekledik, o da bireysel başvuru. Bunu biz getirdik, geri adım atmayacağımızı hep söyledik, söylemeye de devam ediyoruz. Bireysel başvurunun esas ve usullerinin kanunla belirleneceğini yazdık Anayasamıza.

Anayasa Mahkemesi Kanununun 50'inci maddesinde mahkeme kararından kaynaklanan bir hak ihlali durumunda, yeniden yargılama usulü ile ilgili bir usul ihdas edildi.

Bir de CMK'da yargılamanın yenilenmesi var. Anayasa Mahkemesi diyor ki, yargılamanın yenilenmesiyle yeniden yargılama farklı şeyler diyor. AİHS'in ihlal kararlarını yargılamanın yenilenmesi saydık.

Ama Anayasa Mahkemesi kararlarını yargılamanın yenilenmesi sebebi saymadık. Burada adliyeye mahkemelerine AİHM bakımından taktir yetkisi verilirken, Anayasa Mahkemesi'ne taktir yetkisi verilmediğini söylüyor Anayasa Mahkemesi.

"KANUN DEĞİŞİKLİĞİNDE UZLAŞIRIZ"

Biz sadece bugünkü problemi konuşur ve çözeriz. Kanun değişikliğinde uzlaşırız. TBMM'nin takibinde olan hususlar. TBMM bizim her zaman başvurabileceğimiz bir yerdir. Kanunlarımızda yorum farkı nedeniyle tartışmalar ortaya çıkıyorsa, bu yetki tartışmalarına sebep olmayacak şekilde maddeleri netleştirmek TBMM'nin görevidir. 

Düzenleyen:  - GÜNDEM
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...