Bakan Yumaklı yeni yasağı ilk kez canlı yayında duyurdu!

Bakan Yumaklı, orman yangınlarındaki son durumu aktarıp bu yıl için av yasağının getirileceğini duyurdu. Yumaklı, "Bu yeni gelişmeyi ilk kez buradan söylüyorum, arkadaşlarımız hazırlıklarını yapıyor. Çünkü oradaki can havliyle kaçtıkları başka yerlerde onların avlanacakları başka bir ortam söz konusu değil" ifadelerini kullandı.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bu yıl 5 bin 121 yangın çıktığını söyledi. Afetin geçen yıllardaki farkına değinen Yumaklı, "Geçtiğimiz yıl ile bu yıl arasındaki fark, orman dışında çıkan ve ormana sıçrayan yangınlar oldu. Tabii istatistikleri sene sonunda söyleyebileceğiz. Bu yangınlarda artışımız var" dedi.
Yumaklı ayrıca av yasağı getirileceğini şu sözlerle duyurdu:
"Orman yangınları çok ciddi alanları etkiliyor, yaban hayatı etkileniyor. Bu yıl için av ile ilgili bir yasak getiriyoruz. Bu yeni gelişmeyi ilk kez buradan söylüyorum, arkadaşlarımız hazırlıklarını yapıyor. Çünkü oradaki can havliyle kaçtıkları başka yerlerde onların avlanacakları başka bir ortam söz konusu değil"
CNN Türk'e konuşan Yumaklı'nın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Orman yangınları konusunda öncelikle şehit düşen kardeşlerime rahmet diliyorum, ailelerine sabırlar diliyorum. Dünden bu güne devreden bir yangın vardı Kocaeli Karamürsel'de. Büyük ölçüde kontrol altında. Mersin Anamur- Silifke, Afyonkarahisar, Çanakkale, Diyarbakır Lice'deki yangınların tamamı kontrol altına alında. Sadece Kocaeli Karamürsel'de devam eden yangın büyük ölçüde kontrol altında. Bir sağa bir sola giden rüzgarlar kontrol altına alınmasını engelledi.
"TÜRKİYE YANGINLARI KENDİ İMKANLARIYLA SÖNDÜRDÜ"
Artık geri dönülmez şekilde iklim değişikliğinin etkisini yaşıyoruz. Bu öngörüyü tüm dünya paylaşıyor. Son 2-3 senenin bu yılla karşılaştırmasını yaptığımızda artış var. Bu konuyu sadece orman yangını olarak kabul etmemiz gerekir. 2025'te 5 bin 121 yangın çıktı. Yangınlarda 4 seviye var. Seviye 1 yüzde 93, seviye 2 yüzde 4, seviye 3'te yüzde 23. Türkiye, yangınları kendi imkanlarıyla söndürdü.
Hatta zaman zaman çevremizdeki komşu ülkelere destek talebi geldiğinde yardımcı olduk. Geçtiğimiz yıl ile bu yıl arasındaki fark, orman dışında çıkan ve ormana sıçrayan yangınlar oldu. Tabii istatistikleri sene sonunda söyleyebileceğiz. Bu yangınlarda artışımız var.
SADECE YÜZDE 4'Ü DOĞAL NEDENLER
Karabük, Bilecik, Sakarya, Çanakkale; seviye 3 dediğimiz yangınlarla maalesef muhatap oldular. Başka bir istatistik vermek istiyorum: Yangınların yüzde 60’ı orman dışı alanlarda çıkıyor ve orada söndürülüyor; neredeyse tamamına bizim ekiplerimiz müdahil oluyor. Yüzde 30’u orman dışında başlayıp ormana sıçrayan yangınlar, yüzde 10’u ise ormanda çıkan yangınlar. İklim değişikliği artık basit bir ot yangını değil, yoğunlukla şehirlere yakın olan ormanların çeperlerine sıçrayan yangınlar üretiyor. İklim değişikliği sadece bizi değil, bütün dünyayı etkilemiş durumda. İspanya, Yunanistan, Portekiz, hatta Fransa; biraz daha ileri gidelim, ABD ve Kanada. ABD’de inanılmaz büyüklükte yangınlar çıkıyor.
Sadece yüzde 4 doğal nedenler; yıldırım düşmesi vs. Sizin dikkatsizce piknik ateşi yakmanız, bir sigara izmaritinin yol kenarına atılması ya da bahçe temizliği yaparken çöpleri yakmanız… İzmir’deki yangınlardan bir tanesi çöpe atılan bir yatağın tutuşmasından kaynaklandı. En son Mersin’deki yangın, o kadar ikaz etmemize ve “Kapalı alanların dışında ateş yakmayın, açık alanda ateşe neden olabilecek bir şeye sebep olmayın” dememize rağmen dışarıda yakılan ateşten çıktı. Aklınıza ne gelirse, netice itibarıyla şundan bahsediyoruz: Eğer “Ne olacak, söndürürüz” dersek, çok ciddi sonuçlar doğuracağını ve insan unsurunun birinci etmen olduğunu unutmamalıyız.
Yangının oluşmasını sağlayan etmenler yangını çıkarmıyor. Yangını çıkartan ihmal. Yapmamanız gereken bir işi yapıyorsunuz, yangın çıkarıyorsunuz. Bu dünyada sadece biz yaşamıyoruz. Bu dünyayı paylaştığımız canlılar var. Oradaki tüm ekosistemi, yaban hayatını, böcekleri, çiçekleri yok etmek için bir kıvılcım yeterli. Bu, bizim çok daha dikkatli olmamız için gerekli bir unsur değil mi? Tekrar edelim: Açık alanda ateş yakılmasın, ateşe sebep verecek bir eylemde bulunulmasın. Çok büyük bir risk var.
YANGINLAR NASIL SÖNDÜRÜLÜYOR?
Yangınlara ilk müdahaleyi kimler yapar? Riskleri tespit etmek için meteorolojik verileri kullanıyor ve bu verilere dayanarak öngörülerde bulunuyoruz. Omurgamız, yıl boyunca anlık, haftalık veya aylık olarak araçların yer değiştirmelerini planlamak üzerine kurulu. Aslında bir savaş yürütüyoruz; karşımızda bir düşman var. Bu düşman acıkmıyor, yorulmuyor ve yanında çok iyi iş birliği yaptığı bir rüzgâr var. Ayrıca Birleşmiş Milletler’den ödül almış yapay zeka destekli bir komisyonumuz bulunuyor. Ülke genelinde yaklaşık 4.800 yangın havuzu mevcut.
Ankara’da Yangın Koordinasyon Merkezimiz var. İhbarlar 112’ye gelir ya da kolluk kuvvetleri aracılığıyla alınır. Yangın Yönetim Merkezi’nde tüm yangınlar anlık olarak izlenmeye başlanır. Yerel ekipler, yangının olduğu bölgeye yönlendirilir. En yakın ekipler koordine edilerek yangına müdahale başlatılır. Yangın çıkan bölgede yerleşim yerlerini tehdit eden bir durum var mı, riskler ve tehditler değerlendirilir.
AFAD ve valiliklerimiz, tahliye işlemlerini gerçekleştirir ve güvenli alanlara nakil sağlar. Çoğu yangında duyduğunuz “Şu köyler tedbiren boşaltıldı” ifadesi bu sürecin bir parçasıdır. Güvenlik ve lojistik işlemleri, farklı kurumların varlığına kadar yönlendirilir ve mutlaka koordine edilir.
Orada koordine edilmemiş ya da davet edilmemiş bir unsurun kaos yaratmasını istemiyoruz. Yardım etme arzusunu anlıyoruz, ancak AFAD, ihtiyaç olması durumunda iletişimde olduğu kurumlarla iş birliği yaparak gerekli mesajları iletir ve destek sağlar.
AĞAÇLANDIRMA NASIL YAPILIYOR?
41 ülke ve 9 uluslararası kuruluş davet edildi. Türkiye’nin ev sahipliği, tecrübelerimizden kaynaklanıyor. Dünyanın farklı ülkeleri, yangınla mücadele konusundaki tecrübelerimizden faydalanmak için başvuruda bulunuyor, bilgi paylaşımında yardımcı oluyoruz. Bir yangın çıktığında sınırlar önemini yitiriyor. Bütün ülkeler, bizim gibi bununla mücadele ediyor. Artık bu iş başka bir boyuta geçti. Herhangi bir yardımlaşmanın yanı sıra ortak bir müdahale yapılabilir mi, zirvede bunu görüşeceğiz.
Geçtiğimiz yılın ekim ayından itibaren Türkiye’deki bütün köylere, arazözlerle gidildi ve bilgilendirmeler yapıldı. Vatandaşlarımıza bu bilgileri paylaştık, bu bilgilendirme çalışmaları devam ediyor. Okullar, herkes, “Orman Benim” kampanyası zaten oldukça faydalı. Rutin olarak arkadaşlarımız, orman yangınlarıyla uğraşmanın yanı sıra temizlik, gençleştirme ve ağaçlandırma çalışmaları yapıyor.
İSTANBUL'UN 4 AYLIK SUYU KALDI
2024’te Ankara’nın aktif doluluk oranı yüzde 32.4’tü, bugün ise yüzde 8.9. Ankara’nın 2.6 aylık suyu kaldı.
İstanbul’da geçtiğimiz yıl doluluk oranı yüzde 53.6 idi, bugün itibarıyla yüzde 46.7, yani yaklaşık 4 aylık suyu var. İçme suyu bizlerin hesaplarına göre 4 ay.
Aslında zaman zaman ilgili kurumlar bu verileri yayınlıyor, oradan da görülebilir. Yine söylüyorum, konu kriz aşamasına gelmeden çözülmeli. Burada kayıp-kaçak önlenmeden, suyla ilgili işletme yönetimi doğru yapılmadan sadece “bu kadar kaldı” demenin anlamı yok.
Gıda denetimi- Geçtiğimiz yıl 1.3. milyon denetim yaptık. Bu yıl geçtiğimiz yılın da üzerine çıkacağız. 28 Temmuz'dan itibaren, restorana gittiklerinde müşteriler için kare kodlar var. Orada o işletmeye ne zaman denetime gidildiği görülecek. O denetimlerin sonucunda da ne olmuş o görülecek.
GIDADA PESTİSİT
Hemen bunun rakamlarını vereyim. Yurt dışına giden ürünlerin hepsi pestisit yüzünden dönmüyor, bir kısmı evrak eksikliğinden bir kısmı aflatoksin dediğimiz aslında doğal olarak ürünün kendi yapısında olup küflenme dediğimiz kısaca konuların oluşmasından... Yani paketlenirken bir şey yok yolda ya da depolandığı yerde karşılaşılan bir hususla geri dönmüş oluyor. Geri dönen ürünlerin yüzdesi binde 1 oranında. Bu dönen ürünlerin hiçbirisinin yurt içinde kullanılması mümkün değil. Ya gittiği ülkelerde ya da ülkemizde imha ediliyor.
Denetimlerimiz devam ediyor.
8 İLE BÜYÜK HAYVAN PAZARI
Hem üretimde hem de aşılama devam ediyor. Şap büyük oradan baskılandı. Çanakkale, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, İstanbul, Kocaeli, Van ve Hakkari'de önümüzdeki hafta hayvan pazarlarını açacağız.
Zirai don ödemelerini en geç kasım ayına kadar tamamlayacağız.