Hoca tarih dersi verdi: Rehberim Dede Korkut

Herhangi bir konu istişare edildiğinde, acaba Dedem Korkut olsa ne derdi? diye kendime sormuşumdur...
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Dedem Korkut'un o ali sesi, o derin irfanı yaşadıkça, bu tarih süreklilikle yaşayacaktır" dedi. Davutoğlu, TOBB Genel Merkezi'nde düzenlenen Dede Korkut Kitabı Baskısı Tanıtımı'nda yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
Sayın Cumhurbaşkanımıza, yaklaşık 6 yıl Başmüvaşir olarak çalıştığımda Başbakanlıkta, herhangi bir konu istişare edildiğinde, acaba Dedem Korkut ki bir Başmüşavir gibi de aynı zamanda bir nasihat ehlidir, bir irfan ehlidir oğuz beylerine, bu anlamda bir müşavirlik yapmıştır, acaba Dedem Korkut olsa ne derdi? Bu durumda acaba Nizamülmülk nasıl bir tavır takınırdı. Acaba Yusuf Has Hacib'in Kutatgu Bilig'in hangi ilkesi buna yön verirdi. Hep kendime ilkesel olarak sormuşumdur.
Babam bana dedemin adını koyduktan sonra ezandan sonra Ahmed-i Sani dedi. Aslında bana ismimi verirken Hoca Ahmed Yesevi'nin adını vermek istediğini o zaman idrak ettim. Türkmen obalarında her doğan Hoca Ahmed Yesevi'ye atfen Ahmed-i Sani'dir.
Şimdi Sünni, Alevi diye ayrım yapıldığı bir dönemde, Hazreti Ali'yi, Hazreti Hasan'ı, Hazreti Hüseyin'i, Hazreti Osman'ı aynı anda böyle güzelce ifade eden bir kültür parçalanabilir mi, ayrılabilir mi? Dedem Korkut okuyanları, şu veya bu mezhep temelinde bölmek mümkün olabilir mi?
Dede Korkut Kitabı'nı elime aldığımda, onu tefekkür ettiğimde bütün bu hislerle tekrar Allah'a hamd ettim ki böyle köklü ataların torunlarıyız. Dedem Korkut, atam Korkutların torunlarıyız ve Allah'a hamd ettim ki bugün nesillerimiz bu mirasa sahip çıkacak bir tarih ve mekân şuuruna sahip.
Dede Korkut'u elime aldığımda beni büyüledi. Türkmen Yörük ovalarının Toros zirvelerindeki bir mekânında doğdum. Dedem Korkut'un dilinin yaşadığı yıllardı o yıllar. Rahmetli babaannem, anneannem ile oturduklarında Manas Destanı gibi oturur önce aile hayatını anlatırlardı. Sonra da belki de hiç bilmedikleri mekânları bir göç serüveni içerisinde naklederlerdi. Hala zihnimde böyle aşina bir ses olarak durur. Babaannem, 'Horasan'dır bizim ilimiz' derdi.
BİR DE AT LAZIM
Yörük Türkmenlerinin hediye ettiği yöresel kıyafeti giyen Davutoğlu, "Bir de at lazım şimdi yola düşmek için" diyerek espri yaptı.





