Devlet Bahçeli'den 'İmralı' açıklaması: MHP heyete katılmaya hazırdır

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Cumhur İttifakı, MHP, Devlet Bahçeli, İsrail, Haber
Gündem Haberleri  / Türkiye Gazetesi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, "Meclis'te kurulan komisyondan seçilecek milletvekillerinin İmralı'ya giderek ilk ağızdan ve ilk elden ihtiyaç duyulan mesajları alması süreci çok daha güçlendirecektir. MHP, böyle bir heyete katılmaya hazırdır." ifadelerini kullandı. Bahçeli ayrıca "MHP ve Cumhur İttifakı arasında bir görüş ayrılığı asla mümkün değildir." dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) MHP Grup Toplantısı'nda konuştu. Bahçeli, İsrail'in Gazze'deki soykırımı, Sudan'daki katliamlar, 'Terörsüz Türkiye' süreci ve Cumhur İttifakı ile ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu.

Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları:

"MHP olarak nefes alır gibi çalışıyor Milletimizin her insanına gönlümüzü açıyoruz. 9 Ağustos 2025 tarihinden 27 Eylül 2025 tarihine kadar 9 ayrı bölge toplantısını başarıyla geçerletirdik. Sorunlar yumak yumak olsa da gene biz varız milletimizin hizmetindeyiz. Biz Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakıyız, sorunları çözeriz. Kimseyi dertleriyle baş başa bırakmayız.

Seferberlik ruhuyla; taviz ve tereddüde düşmeden, tehir etmeden, gerektiğinde nefes alır gibi çalışıyoruz. Milletimizin her güzel insanına elimizi uzatıyor, gönlümüzü açıyoruz. Vatandaşlarımızı hem dinliyor hem de düşüncelerimizi açıklıyoruz. Kurduğumuz tüm teşkilatlarda hazır ve nazırız.

Devlet Bahçeli'den 'İmralı' açıklaması: MHP heyete katılmaya hazırdır - 1. Resim

"HER KAPIYI ÇALACAĞIZ, HER GÖNÜLÜ KAZANACAĞIZ"

Siyasi faaliyetlerimizi inançla, heyecanla ve adalet ilkesiyle sürdürüyoruz. Bu kapsamda 'Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik' temasının çağrısı altında; 'Terörsüz Türkiye' süreci kapsamında vatandaşlarımızla görüştük, konuştuk ve gündemdeki sıcak başlıklara dair düşüncelerimizi paylaştık. Halkımızın nabzını tuttuk. Kafalarda beliren ve büyüyen soru işaretlerini gidermek için 'gayret bizden, tevfik Allah’tan' anlayışıyla hareket ettik. Nitekim çok önemli ve etkili sonuçlar aldık.

Sorumlu yüzleri, şaşkınlığa ve çelişkiye sürüklenmiş vicdanları; dürüst sorumluluk, samimi dokunuşlar ve sivil toplumla yürüttüğümüz çalışmalarla yatıştırdık. 'Derdin derttir, dert bizim derdimizdir' anlayışıyla sohbet toplantıları düzenledik; yüz yüze görüşmelerle ev ve iş yeri ziyaretlerimizi gerçekleştirdik.

Türkiye’nin her yerinde, ta köylerimize kadar her kapıyı çalacağız; her eve gireceğiz, her gönlü kazanacağız. Ya dertlere çare olacağız ya da ortak olacağız. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı'nın hedeflerini anlattık; sorunları dinledik ve çözüm yollarını paylaştık.

Çağımızın öne çıkan en mühim sorunu, sürekli tırmanan çatışmaların, hız kesmeyen ekonomik kapışmaların, devamlı genişleyen ticaret ve hibrit savaşlarının yol açtığı küresel huzursuzluk sarmalıdır. Coğrafyaların tansiyonu kaygı verici seviyededir. Askerî ve siyasî anlaşmazlıkların dalga boyu oldukça yüksektir. Maalesef sağduyunun ışığı ve taze nefesi kesilmiş hâldedir.

Devlet Bahçeli'den 'İmralı' açıklaması: MHP heyete katılmaya hazırdır - 2. Resim

SUDAN'DAKİ İÇ SAVAŞ

Orta Doğu’dan Kafkaslara, Afrika’dan Güney Amerika’ya, Karayipler’den Güney Asya’ya kadar toplumlar ve devletler âdeta bir girdabın içinde kıvranmaktadır. 2020 tarihinden bu yana Sudan’da hükûmet güçleriyle Hızlı Destek Kuvvetleri arasında devam eden iç savaşın ağır bedelini ise maalesef masum sivil halk canıyla, kanıyla ödemiştir.

Siyasi ve ekonomik çıkar merkezli, aynı zamanda dış tahrikli kanlı boğuşmaların, Sudan’ın egemenliğini ve bunun yanı sıra mücavir ülkelerin siyasî ve toprak bütünlüğünü tehdit ettiği ortadadır. Sudan’da işlenen insanlık suçlarını en güçlü şekilde kınıyor, bu ülkenin bir an evvel kalıcı barış ve huzur ortamına kavuşmasını temenni ediyorum. Sudan'daki şiddet katliamdır. Maruz kaldıkları katliam Gazze'yi aratmayacak düzeydedir. 

İSRAİL SOYKIRIMA DEVAM EDİYOR

Hatırlarsanız, 14 Ekim 2025 tarihli Meclis Grup Toplantımızda şöyle konuşmuştum:

'Gazze Şeridi’nde 738 gün boyunca devam eden şiddet ve dehşet, 9 Ekim 2025 tarihinde kısmen son bulmuş, nihayet İsrail ile Hamas arasında ateşkes rejimi 10 Ekim 2025 tarihinden itibaren tesis edilmiştir.'

Asıl mesele, yapılan ateşkes anlaşmasının sahadaki uygulanması ve çatışan tarafların taahhütlerine, imzalarına sadık kalmasıdır. Ancak İsrail’in güven vermeyen askerî ve politik tutumu karşısında, tedbirli ve ihtiyatlı hareket etmek kaçınılmaz bir gerekliliktir. Geldiğimiz bu aşamada, Mısır’da yapılan zirvenin ve alınan kararların İsrail tarafından çiğnendiği açıkça görülmüştür. İsrail, soykırım sürecini alçakça sürdürmüş, sivil yerleşim yerlerini yeniden vurmuştur.

Geçici ateşkese riayet etmeyen, masumları katletmekten vazgeçmeyen İsrail; sözüne, imzasına, taahhütlerine ve vaatlerine itibar edilmeyecek bir ülke olduğunu bir kez daha tescillemiştir. Ateşkes kararını uydurma gerekçelerle ihlal eden Siyonist eşkıyalık, dur durak bilmeden kanlı operasyonlarını ilerletmekte ve çıtayı her defasında yükseltmektedir.

Şu rezalete bakınız: Ateşkes kararının alınmasından bugüne kadar, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 254 savunmasız insan hayattan koparılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın, Gazze’deki ateşkesle ilgili 'kırılgan değil, çok sağlam' ifadeleri ise gerçeklerle bağını koparan, hayal âlemine dalmış, keyfî ve tarafgir bir siyasetçinin bitmek bilmeyen hezeyanlarıdır.

Devlet Bahçeli'den 'İmralı' açıklaması: MHP heyete katılmaya hazırdır - 3. Resim

"MHP, BÖYLE BİR HEYETE KATILMAYA HAZIRDIR"

Meclis'te kurulan komisyondan seçilecek milletvekillerinin İmralı'ya giderek ilk ağızdan ve ilk elden ihtiyaç duyulan mesajları alması süreci çok daha güçlendirecektir. MHP, böyle bir heyete katılmaya hazırdır.

"MHP VE CUMHUR İTTİFAKI ARASINDA GÖRÜŞ AYRILIĞI YOK"

MHP ile Cumhur İttifakı arasında 'Terörsüz Türkiye' hedefi etrafında ne bir görüş ayrılığı ne de siyasi ihtilaf asla söz konusu değildir. Cumhur İttifakı’nda sürekli kriz izi sürüyorlar. 'Koptu kopacak, bitti bitiyor' yalanlarından dönüş yapmadılar. Böylesi ahlaki bir siyasi ittifaka bünyeleri alışkın değil, akılları almıyor.

ANITKABİR'E NEDEN GİTMEDİ?

Anıtkabir'e gitmememizin nedeni insani bir halden kaynaklanmış olamaz mı? O gün için özel bir durumla muhatap kalmamız ihtimal dışı mı? Belki de yaşananları, kimin kiminle iş çevirdiğini, ne söylediğini, kafasının içindeki spekülasyonları görmek bakımından bir turnusol kâğıdı gibi; bir imtihan vesilesi, bir test süreci, bir öğrenme fırsatı olarak görmüş ve düşünmüş olamaz mıyız?

Anıtkabir'e gidemedik, peki resepsiyona katılsaydık bu defa da 'Anıtkabir'i protesto ettiler' diye takdim edilmeyecek miydik? Anıtkabir'deki törene gitmeyip resepsiyona katılmak ne kadar doğru, dengeli ve isabetli bir davranış olarak değerlendirilirdi? Peki Anıtkabir'e gitmeyip de koşa koşa resepsiyona katılanları, boy boy fotoğraflarını servis edenleri görmemek ayıplı ve asimetrik bir çifte standart değil midir? Ben az söyledim; tezvirata ve tefrikaya yatırım yapan grup çok anlasın." ded

Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...