MOSSAD’dan 31 Mart’ı sabote etme hazırlığı

YILMAZ BİLGEN'İN HABERİ -  Türkiye karşıtı faaliyetlerini artıran İsrail istihbarat servisi MOSSAD, 31 Mart seçimini sabote etmek için düğmeye bastı. MOSSAD uzantısı Canduru,  Black Cube, NSO Group gibi küresel ölçekli teknoloji-bilişim şirketleri provokasyon zemini oluşturmak amacı ile özel birimler kurdu. İsrail merkezli ve istihbarat güdümlü bu firmalar Whats Up, Telegram, Facebook, X, İnstagram başta olmak üzere sosyal medya ve sohbet ağları üzerinden dev datalar üretiyor. Bilişim Uzmanı Adem Taşkaya, MOSSAD ve bağlı yapılar 31 Mart seçimlerini manipüle amaçlı alt yapı çalışmalarının tamamlandığını ve tüm kurum ve kuruluşların bu konuda teyakkuz halinde olması gerektiğini söyledi.

AYLARDIR ÇALIŞIYORLAR

MOSSAD’ın doğrudan ve dolaylı girişimlerine dikkat çeken Adli Bilişim Uzmanı Adem Taşkaya, şartları olgunlaştırma ve Gezi ya da Arap Baharı benzeri bir isyan çıkararak Türkiye’yi siyasi, ekonomik, sosyal bir kaosa itmek istiyorlar. İsrail merkezli ve MOSSAD’ın uzantısı olarak çalışan küresel şirketler 31 Mart seçimlerine özel önem veriyor. Bu seçimlerin sonuçlarını provek etmek adına bir dizi çalışma yaptılar. Milyonlarca bot hesap ve toplumda infial uyandıracak ses ve görüntüler üretiyorlar. Seçim öncesi terör aparatları üzerinden Irak, Suriye ve Türkiye’deki girişimler şu ana kadar istedikleri sonuçları vermedi ancak seçim gecesi ve sonrasında tüm kurum-kuruluş ve milletimizin her ferdi uyanık olmalı. Hazırladıkları kaos ve dehşet senaryosuna kimse hizmet etmemeli’ dedi.  

HER YOLU DENEYECEKLER

MİT’in ülke içi operasyonlarına vurgu yapan Adem Taşkaya, şu an tüm güçleri ile hazırlanıyorlar. Türkiye içerisinde hücre yapılar ve korsan şirketler üzerinden etkin olmaya çalışıyorlar. Seçim sonuçları ve sonrasına çok dikkat etmeliyiz. Milyonları etkileme içeriği taşıyan görsel, ses ya da yazı niteliği taşıyan spekülatif provokatif dosyalar hazırlıyorlar. Bu amaçla yoğun dinleme trafiği başlattılar. Google dahil, tüm sosyal medya araçları, internet sağlayıcılar ve iletişim araçları bu İsrailli yazılım ve teknoloji şirketlerine istediğini veriyor. Net bir biçimde milleti sokağa dökmenin hesaplarını yapıyorlar. Siyasi aktörler ile birlikte istihbarat, emniyet, jandarma, hukuk-adliye gibi hassas kurum ve temsilcilerine sızmaya çalışıyorlar. Kimin, hangi söz ya da eylemin kitleleri hangi ölçüde tahrik edeceği ile ilgili detaylı analizler ve içerikler üretiyorlar ifadelerini kullandı ve şu çarpıcı bilgileri verdi:

5 MİLYAR DOLAR BÜTÇELERİ VAR

Çıkış sloganı “Bilgi parmaklarınızın ucunda” olan sanal ağ aynı zamanda büyük riskler barındırıyor. Gelinen noktada internet sadece adresi belli sitelerden çok daha öte tamamen açık istihbarat amaçlı kullanılan bir mecraya dönüştü.  Arama motorlarından başlayan bilgi toplama süreci sosyal medya siteleri olan Instagram, Tiktok, Youtube, Facebook, Twitter(X), Linked in, Google plus gibi bir çok türevle artık kim olduğumuz, kimleri tanıdığımız, kimlerle iletişim halinde olduğumuz hatta fikirlerimiz, görüşlerimiz ve özel hayatlarımıza kadar üstelik kendi ellerimizle verdiğimiz bilgilerin açık olarak bulunmasını sağlıyor. Masum iletişim araçları olarak görülen bu uygulamaların, sadece kurumların değil devletlerin de tehdit algılarını tespit edebilmesine imkan tanıyor. İşte bu devletlerin başında İsrail geliyor. ABD internet bilgilerini toplama amaçlı  2 milyar dolarlık bir harcamayla veri toplama ve analiz merkezi kurarken İsrail 5 milyar dolar bütçe ayırdı. Sadece  Gazze katliamı dahil Siyonist ordu hakkında sosyal medyada hakkında iyi şeyler yazılsın diye sahte kimlik oluşturma operasyonuna 2,65 milyon dolar ayırdılar. Katliam karşıtlarını itibarsızlaştırma da aynı operasyonun bir parçası. MOSSAD bu amaçla GSM Teknolojilerini geleneksel yöntemlerin yanı sıra, internet tabanlı dinlenmesine olanak sağlayan sistemler oluşturdu. İşte 31 Mart tahrikinin zemini de bu yöntemler ışığında oluşturuldu. Galeyan gerekçesi ve ardından şiddet dozunu artıracak görseller üretmek temel hedef. Bu konuda Tunus ve Mısır tecribesini önemsiyorlar. Özellikle Adeviye Meydanı’nda siber teknoloji ile mahareti ile üretilen sahte videolar olayların seyrini değiştirerek hükümetlerin yıkılmasını sağlamıştı. Teknolojiyi yöneten ve pazarlayan ülkeler, zihin kontrolü ve yapay destekli proramlar sayesinde bilinçaltı sosyolojimize ve algı eşiğimize, duygularımızı istedikleri aralığa yönlendirebileceğine inanıyor. Bu kabul üzerinden tuzaklar hazırlıyorlar. Milletçe bu oyunlara karşı hazırlıklı olmalıyız. 

Yapay Zeka araçların oluşturduğu Ses ve Görüntü kayıtları, her türlü manüplasyona açık ve sosyal medya araçlarının kontrol edilemez olduğu bir süreçte, dezenformasyon karşısında hiçbir kuvvet duramaz. Çünkü sosyal medya araçlarıyla dakikalar içinde Trend Topic ya da sahte botlar ile istenilen kitlesel hedeflere ulaşmak çok kolaydır’.