Sinemada bu hafta | 18 Şubat

Sinemada bu hafta | 18 Şubat

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Ukraynalı genç yönetmen Stanislav Kapralov “Ölümcül Snowboard” adlı filminde iki snowboard’cunun tatilde yaşadıkları serüven üzerinden “hayatta kalma” temasıyla korku ve gerilimi bir araya getirmeye çalışıyor.

MURAT ÖZTEKİN

Karlı atmosferler, hayatta kalmaya dair filmler için en vazgeçilmez background’lardan biri… Bu sebeple beyazperdede “Alive”, “Diriliş”, “Gri Kurt” gibi unutulmaz filmlerin yanında snowboard’cuların merkezinde olduğu eserler de gördük. Scott Waugh imzalı “Sıfırın Altında” bir snowboard’cunun hayatta kalma macerasını merkezine alıyordu. Adam Green’in “Frozen”ı ise üç snowboard’cu üzerinden karda sıkışma hikâyesi işliyordu.

Ukraynalı genç yönetmen Stanislav Kapralov ise bugün gösterime giren “Ölümcül Snowboard” (Let It Snow) adlı filminde benzer bir yoldan ilerliyor ama “hayatta kalma” temasıyla “korkuyu” bir araya getirmeye çalışıyor. İki snowboard’cunun tatilde karşılaştıkları dehşetli hadiseleri merkezine alan eserin oyuncu kadrosunda; Ivanna Sakhno, Alex Hafner ve Tinatin Dalakishvili gibi isimler yer alıyor.

Sinemada bu hafta | 18 Şubat

KARA BAYIRA YOLCULUK

Genç snowboard’cu çift olan Max ve Mia, yılbaşı tatillerini geçirmek için ABD’den Gürcistan’a gelmişlerdir. Karlar içerisindeki küçük bir otele (Overlook Hotel değil!) yerleşirlerken hedeflerinde “Kara Bayır” adlı zorlu bölgede kayak yapmak vardır. Ancak “Kara Bayır”ı sordukları otel resepsiyonistinin surat ifadesi değişir,  kendilerine oraya gitmemelerini söyler. Zira bölgede sık sık garip ölümler yaşanmaktadır ve soğuk bir beden Mia ve Max’in gözleri önünde otele getirilir. Tabii, film bu ya; çift, büyük meraklarını karşılamak üzere bir şekilde bölgeye kaymaya gider. Max ölenler için “Çünkü onlar aptaldı” der. Filmin açılış sahnesiyle irtibatlı olarak öğreniriz ki; üç sene evvel bu dağda küçük bir kız bir snowboard kazasında ezilmiş ve ölüme terk edilmiştir. Bir “Bilmece bildirmece; kar üstünde kaydırmaca” sorusu sorulsa da sonrasını tahmin etmek zor olmaz…

SOĞUK HAVA TESİRİ

Hayatta kalma filmlerinin, soğuk ve karlı havalarda getirdiği empati ile tesir gücünü artırdığı bir hakikat. “Ölümcül Snowboard” da daha yeni kar faciasından kurtulduğumuz için nispeten doğru bir zamanda karşımıza geliyor. Ancak eser, biraz “çiğ” fikirlerle yoğrulmuş gibi görünüyor. Bu sebeple hikâyedeki potansiyele rağmen, intikam dozu inandırıcı kullanılamayarak eser Hollywood’daki benzerlerinden ayrışamıyor. Tesirli hayatta kalma sekansları meydana getirilemezken seyirciyi içine çekecek korku atmosferi de oluşturulamıyor. Evet, oyunculuklar ve ikili kimya (Ivanna Sakhno- Alex Hafner) vasatın üzerine çıkıyor ama senaryonun tesiriyle kartondan ve alaka çekmeyen iki karakter olmaktan çıkamıyorlar. Geriye kar manzaralarının kullanımıyla meydana getirilen iyi bir sinematografi kalıyor. İyi ama bu, dokümanter filmlerde de var!
“Ölümcül Snowboard” sinema salonunda seyre şayan bir eser mi emin değilim. Yine de düşük bütçesi ve yönetmen Stanislav Kapralov’un ilk uzun metrajlı işi olduğunu düşündüğünüzde daha çekilebilir olacaktır.

"SOYGUN OYUNU: BÜYÜK VURGUN"
İKİ KAFADARIN ŞEYTANİ PUZZLE'I

Ali Doğançay’ın hem senaryosunu yazıp hem de yönettiği “Soygun Oyunu: Büyük Vurgun”, suçu mizahla birleştiren yerli filmlerden biri... Ali ve Okan adlı iki kafadarın bulaştığı bir soygun işine odaklanan eserin oyuncu kadrosunda Burak Sevinç, Sercan Badur, Selim Bayraktar, Bülent Alkış ve Seren Deniz Yalçın gibi isimler var. Ali ve Okan, okudukları fakültelere rağmen iş hayatında umduklarını bulamamışlardır. İki kafadar, “son çıkış” olarak gördükleri sınavı da geçemez. Derken yakın arkadaşları Orhan’ın bir gece yarısı önlerine koyduğu teklifle şaşkına dönerler. Parasızlıktan bıkan Ali ve Okan, şeytanın dürtmesiyle büyük bir banka soygunu işinin içine dâhil olur. Ancak hiçbir şey bekledikleri gibi gitmez... Film, kahramanlarının yaşadığı macerayı bir puzzle şeklinde seyirciye sunarken olaylar iki kahramanın kazanmaları gereken, kazanırken de sevdiklerini tehlikeye attıkları bir oyuna dönüşür. 

Sinemada bu hafta | 18 Şubat

"6 NUMARALI KOMPARTIMAN"
AYNI TRENDE FARKLI HAYATLAR

Fin yönetmen Juho Kuosmanen’in “6 Numaralı Kompartıman”ı, ayrı dünyalardan iki insanın yol hikâyesini merkezine alan aykırı bir film… Dar mekânlarda geçen eserin bir o kadar dar oyuncu kadrosunda Yuriy Borisov, Seidi Haarla ve Yuliya Aug gibi isimler var. Rusya’da dil öğrenen Finlandiyalı Laura, bir arkadaşıyla Kuzey Kutbu’na yakın bir bölgedeki “petroglif” denilen tarihî çizimleri görmek için plan yapmıştır. Ancak arkadaşının son dakikada seyahatten vazgeçmesi üzerine yola yalnız çıkar. Uzun sürecek bu karlı tren yolculuğunda, kompartımanında alt sınıftan bir adamı bulur. Üstelik Vadim isimli adam, içip duran kaba biridir. Ancak bu seyahat, farklı bir serüvene dönüşür… Vadim üzerinden sempati uyandıracak bir karakter resmedilen filmde “Aynı yolda yürümek için aynı kültürel seviye şart değil” deniliyor. Büyük bir kısmı kapalı alanlarda geçen eserin cinsiyet meselelerine dair ana akımla işlenmiş sessiz ama yoğun alt metinleri mevcut. Mekân olarak da Rusya’nın seçilmesi enteresan…

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

> “Hollywood’lu Türk”
> “Mahlukat”
> “Samsam”
> “Şeytanın İni”
> “Olmadı Kaçarız”

EN ÇOK SEYREDİLENLER

> “Dilberay” 98 bin 530
> “Uncharted” 97 bin 446
> “Kesişme: İyi ki Varsın Eren” 65 bin 314
> “Aslan Hürkuş Kayıp Elmas” 41 bin 561
> “Kaptan Pengu ve Arkadaşları 2” 35 bin 289


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...