Sinemada bu hafta | 6 Mayıs

MURAT ÖZTEKİN

SİYAH BEYAZ KAVGA
Amerikalı yönetmen S. Craig Zahler, Hollywood’un gelecekte çok konuşulacak isimlerinden biri sayılıyor... Filmlerinde kullandığı karakterler yüzünden zaman zaman ırkçılıkla suçlanan Zahler, şiddeti ön plana çıkmasıyla da tanınıyor. Yönetmen Zahler’in Tarantino’yu hatırlatan tarzı, son filmi ‘Adaletsiz’de sıra dışı bir suç filmi olarak açığa çıkıyor. Uyguladıkları şiddet yüzünden açığa alınan iki polis memurunun yeni ve büyük bir suça bulaşma hikâyesini işleyen film, Mel Gibson ve Vince Vaughn’un yanı sıra Jennifer Carpenter, Laurie Holden, Michael Jai White gibi oyuncuları bir araya getiriyor.

HAYDİ SUÇA KOŞALIM…
Filmde polis memurları Brett ve Anthony üzerinden “ayrımcı” iki polis portresi çiziliyor. Mesela, ikili restoranda kahvaltı ederken arka planda bir şarkı çalıyor. Brett “Bunu söyleyen erkek mi yoksa kadın mı?” diye soruyor. Anthony ise “Bilemiyorum, ikisi arasındaki çizgi yok edildi. Erkeklerin ‘Hamileyim’ dediği günlerdeyiz” diye cevap veriyor. Hâliyle bu iki polisin suça bulaşması gerekiyor!

Brett ve Anthony’nin bir uyuşturucu operasyonunda, tacirlere uyguladıkları şiddetin videosu ifşa oluyor ve vazifeden uzaklaştırılıyorlar. Ama Brett’in ailesi iyi durumda değil. Bir zamanlar polis memurluğu yapan eşi MS hastalığına yakalanmış, kızı da yaşamak zorunda kaldıkları mahallede devamlı siyahilerin saldırısına maruz kalmakta. Ailesini bu hayattan kurtarmak isteyen Brett “Bugüne kadar hapishaneler dolusu mahkûm yakaladım hâlâ sürünüyorum” bahanesiyle, bir suç liderinin parasına çökmek için plan yapıyor. Polis arkadaşı Anthony’i de ikna edip suçluları sıkı bir takibe alıyorlar. Ancak diğer tarafta da hapisten yeni çıktıktan sonra sahipsiz ailesine bakmak zorunda kalan siyahi genç Henry var. Suç macerası bu iki farklı hayatı aynı yere çekiyor.

SIRA DIŞI BİR SUÇ FİLMİ
“Adaletsiz” filminde en çok dikkat çeken şeylerden biri yönetmen Craig Zahler’ın tatbik ettiği tempo tercihi. Esasında bir suç filminden beklenmeyecek kadar durağan olan film, bir anda yükselişe geçen anlara da sahip. “Adaletsiz” yönetmenin şiddet geleneğinden nasibine düşenleri de alıyor. Parçalanan bedenler ve sökülen insan midesi görüyoruz ama bu şiddet tonu, Zahler’ın diğer filmlerine kıyasla hafif kalıyor! Filmde detaylı karakterler sunulurken, ağdalı cümlelerle kurdukları uzun diyaloglar var. Böylelikle iki buçuk saati aşan eserin, biraz fazla uzun olduğu âşikar. Aslında ideolojik yönü ağır basan film, hassas bir politik denge üzerine kurulu. Amerika’daki hayatın “beyaz” ve “siyahi” yönü bu dengeyle yansıtılıyor. Başrolde, sağ söylemleriyle dikkat çeken Gibson’ın olması da büyük ironi barındırıyor!
Peki, netice nedir? Doğrusu, yönetmen Craig Zahler, istediği kıvamı tam yakalayamıyor. Herkesi celbetmekten uzak bir film olan “Adaletsiz” buna rağmen sıra dışı ve akıllarda yer edecek bir suç hikâyesi sunuyor. Böylelikle aynı şeyleri seyretmekten sıkılanlara yeni bir alternatif olarak duruyor.

POKEMONLAR YİNE GELİYORLAR
Pokemon, bir nesli peşinden sürükleyen bir oyun ve çizgi diziydi. Fenomen kahramanlar, Pikachu liderliğinde şimdi ilk canlı aksiyon filmiyle beyazperdeye geliyor. “Pokémon Dedektif Pikachu” filminde dedektif olan kahramanımıza Ryan Reynolds sesiyle hayat veriyor. Hikâye, Harry Goodman’ın gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasıyla başlıyor. Yirmi bir yaşındaki oğlu Tim, dedektif Pikachu ile babasını bulmak için harekete geçiriyor. İnsanların ve Pokemonların birlikte yaşadığı Ryme City’de ipucu arayan ikili, huzuru yok edecek dehşetli bir planı ortaya çıkarıyor.

GÖLGELERİN GÖRSEL GÜCÜ ADINA...
Uzak Doğu sinemasının güçlü yönetmenlerinden Yimou Zhang’, “Gölge Savaşçı” filminde bir iktidar savaşında gizli bir savaşçının dengeleri değiştirmesini beyazpereye taşıyor. Filmde dost görünümlü iki düşman hanedanlık bir güç savaşı içerisindedir. Tehlikeli bir kralın idaresindeki Pei hanedanlığında komutan Yu da tehdit altındadır. Ama onun bir sırrı vardır: Yerine kendisine benzeyen bir “gölge” yetiştirmiştir. Komutan Yu, rakip krallığı ele geçirmek için korkunç bir planı tatbik eder. Görselliğiyle ön plana çıkan film, Uzak Doğu sembollerini, dövüş sanatıyla birleştiriyor.