Sanat zanaat kol kola!

Sanat  zanaat kol kola!

KÜLTüR - SANAT Haberleri

On ülkeden Türkiye’ye gelip İstanbul’un zanaatkârlarıyla çalışan sanatçıların eserleri bir sergide toplandı. Bakülü sanatçı Faig Ahmed “Zanaat olmasaydı sanatım olmazdı” diyor.

MURAT ÖZTEKİN

Dünyanın dört bir yanından sanatçılar İstanbul’a davet edildi, şehrin zanaatkârlarıyla çalışma fırsatı buldu ve ortaya Türk kültürüne modern bir bakış sunan eserler çıktı... İstanbul Modern’in 2018’de İstanbul Kalkınma Ajansının (İSTKA) desteğiyle başlattığı “Uluslararası Misafir Sanatçı Programı”, farklı coğrafyalardan 10 sanatçıyı İstanbul’daki zanaatkârlarla buluşturdu. Programa katılan misafir sanatçılar, bir müddet yaşadıkları İstanbul’da; dokumadan ahşap işçiliğine, yorgancılıktan yazmacılığa kadar farklı dallardaki zanaatkârlarla çalışıp yeni teknikler öğrendi. Gelenekten ilham alarak çalışma yapan sanatçıların eserleri ise ilk defa İstanbul’da bir müze çatısı altında buluştu. İstanbul Modern’in Beyoğlu’ndaki geçici mekânında açılan “Misafirler: Sanatçılar ve Zanaatkârlar” adlı sergi, her geçen gün kan kaybeden geleneksel zanaatlara bugünden bakış sunuyor. Öykü Özsoy ve Ümit Mesci’nin küratörlüğünü üstlendiği sergide, şehrin zanaat mirasını yaşatan insanların emeklerini de görmek mümkün, oryantalist izler de…  Biz de sergide eserleri yer alan sanatçı ve zanaatkârlardan bazılarına kulak verdik...

Sanat  zanaat kol kola!

İSTANBUL ÇOK  KATMANLI BİR ŞEHİR
Ebru ustası Nesime Kantar’la çalışma yapan Meksikalı sanatçı Rodrigo Hernández “İstanbul, çok özel ve çok katmanlı bir şehir. Nereye giderseniz gidin önemli bir tarihi olduğunu herkes biliyor. Bu kadim yer, memleketim Mexico City’yi de bana hatırlatıyor” diyor. Ebru eserlerini daha evvel gördüğünü ama nasıl yapıldığını bilmediğini söyleyen Hernández “Bir atölye ziyareti esnasında ebru sanatını gördüm ve çok tesir altında kaldım. Ebru beni çok iyi hissettirdi çünkü çalışması da çok eğlenceliydi. Eserlerim nasıl hissettiğimle doğru orantılı olarak şekillendi” diye konuşuyor. Nesime Kantar ise Hernández ile ortak çalışmalarının eğlenceli geçtiğini kaydederek “Şu ana kadar birçok insanla çalıştım ama çağdaş bir sanatçıyla iş yapmak farklı bir tecrübeydi. Yabancı bir sanatçının farklı bir gözle ebru yapması beni mutlu etti. Ama yaptıklarımızı klasik sanatın üstadı Alpaslan Babaoğlu görse ne derdi bilemiyorum” şeklinde konuşuyor. Danimarkalı sanatçı ikilisi, Randi Jørgensen ve Katrine Malinovsky, Türk ahşap ustası Gökmen Uzun’la çalışarak İstanbul’un hamamlarından ilham aldı. İki sanatçı “Aslında bir sürü oryantalist tablo inceledik, minyatürlere baktık. Gördüklerimizi kendi sanat pratiklerimizle onları bileştirdik. Eski işleri tekrar üretmek gibi bir çabamız olmadı” diyor.

Osmanlı kültürü muhteşem
Serginin en dikkat çeken sanatçılarından biri de Azerbaycanlı Faig Ahmed... Geleneksel halı motiflerini kullanarak Batı’da da ses getiren modern çalışmalara imza atan sanatçı, Hereke halılarıyla eser üretti. “Sanat ve zanaatın sınırları nerede kesişiyor, bu benim için de belli değil” diyen Azerbaycanlı sanatçı “Benim durumumda zanaat olmadan sanat yapmak mümkün değil. Zanaat ve sanat işlerimde iç içe…” ifadelerini kullanıyor. Türkiye’de çok şey öğrendiğini söyleyen sanatçı “Her bir kültürün kendine has özellikleri var. Osmanlı şüphesiz bu bölgedeki en muhteşem kültürlerden biriydi. Osmanlı, kültürler arasında iyi bir bağlantı kurdu. Sadece Doğu ile Batı’yı değil Kuzey ve Güney’i de bir araya getirdi. Hereke halılarında gördüğüm tekniği ve dizaynı ise başka yerde görmedim” diyor. Faig Ahmed çalışmaları hakkında ise şöyle konuşuyor: Ben bütün fikirlerimi halıya koyarım. Kültürün iki tarafını, maziyle bugünü birleştirmeye çalışırım.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...