Ay doğdu üzerimize, kâinatın sultanı gittikçe yaklaşmaktadır! Ebû Eyyûb-el Ensârî (radıyallahü anh) -2-

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Ay doğdu üzerimize, kâinatın sultanı gittikçe yaklaşmaktadır! Ebû Eyyûb-el Ensârî (radıyallahü anh) -2-

Ramazan Haberleri Haberleri  / Türkiye Gazetesi

O’nun uzaktan geldiğini görünce dillerden taleal-bedru aleynâ ilâhisi dökülmeye başlar. İnsanlar ağlayarak Efendimize doğru koşarlar.

HAZIRLAYAN: ÖMER ÇETİN ENGİN / İLAHİYATÇI - Aradan yıllar geçer... Çölün ortasına nur iner... Kıyamete kadar geçerli olacak son hak din insanlığa rahmet saçar... En sevgili kul ile gönderilir İslâmiyet. Fakat vahşi insanlar her asırda vardır. En vahşileri de Kureyş’in eşrafı sınıfındadır. 

MUHAMMED-ÜL EMÎN

---
- Ya Ebâ Cehil...
- Ne var?
- Muhammed’in sözleri zararlı mı?
- Hayır hep faydalı şeyler söyler. 
- Peki o itimad edilecek biri değil midir?
- O bizim düşmanımızdır ama emin bir kimsedir.
- Peki getirdiği Kur’ân-ı kerîm insan sözü müdür?
- Ben Arapçanın bütün lehçelerini bilirim, o sözler insan sözü olamaz.
- Ya Ebâ Cehil... O hâlde niye ona karşı çıkıyoruz?
- Peygamberlik ben varken O’na mı gelecekti!
...
Böylesine kibir kumkumasıdır Ebû Cehil... Bilindiği gibi onun asıl adı bu değil. Fakat insanlık tarihinin en güzeline sırf inat için karşı çıktı ya... Bile bile sonsuz azabı seçti ya; bunun için Ebû Cehil denir. Yani cehaletin babası veya katmerli cahil... Fakat bir yönü daha var, kabilesini etkileyecek, teşkilatlayacak şeytani bir zekâ... Kıskançlığından dolayı kendisi gibileri ince ince işler ve Allah Resûlüne ile Şanlı Eshâbına yapmadık eziyet bırakmaz. 
Sonunda Allahü teâlâ izin verir ve Hicret başlar.

AKABEDE İMAN

----
Öncesinde İkinci Akabe biatında Medine’den gelenlerle buluşur son peygamber... Bunlar arasında Hazret-i Ebû Eyyûb-el Ensari de ‘radıyallahü anh’ vardır. Resûlullah’ı görünce bin can ile aşık olur ve kapanır ellerine, derhâl Müslüman olur. (Daha önce Müslüman olduğu da rivayet edilmektedir). Medîne’ye döndüğü zaman da çalışmalarıyla bütün ailesi ve kabîlesi Müslümanlıkla şereflenir.

MEDİNE BAYRAM HAZIRLIĞINDA

Efendimiz Hicret’te Medine’ye yaklaşırlar. Müminler bayram hazırlığındadırlar. Büyük bir aşkla Resûlullah’ı beklerler. Herkes geldiğinde onu misafir etmek ister. Böyle büyük bir şeref insanlık tarihi boyunca görülmemiş ve bundan sonra da bir eşine rastlanmayacak bir pâyedir zira... 
İki hadise nakledelim bu babda... Zira şekil olarak olmasa bile mana olarak birbirlerine çok benziyorlar... Bize de gönül âlemimizde nasıl olmamız gerektiğini öğreten izler taşıyorlar...

BOYNU BÜKÜK...

---
Rivayet edilir ki; Mi’rac gecesi Cebrail aleyhisselâm Âlemlerin Efendisi Muhammed aleyhisselâma hizmet edecek Burak’ı seçmeye gider...
70 bin Burak vardır ve hepsi ‘beni seçsin’ umuduyla bu yüceler yücesi vazifenin kendilerine verilmesi için hevesle boyunlarını kaldırmışlardır...
En gerilerde bir yerde... 
Bir Burak... 
Boynu bükük... 
‘Bu kadar kalabalık içinden bana nasıl nasip olacak’ hüznünde... Âşığı olduğu Muhammed aleyhisselâmdan ayrı kalmanın sızısını, acısını bütün varlığıyla yaşamakta...
Cebrail aleyhisselâm gider, gider... İşte onu seçer... Boynu bükük olanı... Ona nasip olur bu büyük devlet...

BU KADAR İLERİ GELEN VARKEN BEN Mİ

---
Efendimiz yaklaşırlar artık... Medine’de evinin bir köşesindeki zat işte bu Burak mahzunluğundadır... Ve şöyle düşünür: - Medine’nin bu kadar ileri geleni varken ben O’nun mihmandarı olmakla nasıl şerefleneceğim... Ebû Eyyûb’un gönlü bu kadar kırıktır, boynu bu kadar bükük...
...

MEDİNE SEL GİBİ O’NA KOŞAR...

--
Artık sevgililerin buluşmasına çok az kalmıştır... 
Taleal-bedru aleynâ, ilk defa evet ilk defa hep bir ağızdan söylenir. 
“Nerede kaldın sevgili, gözlerimiz yoruldu
Ufuklar haber verin, kanadımız kırıldı
Kuşlar yalvarıyoruz bize müjde getirin
Nerede kaldın sevgili, yüreğimiz kavruldu
Çıkın damlara çıkın, gözleyin dört bir yanı
Ey gençler, ey çocuklar bekliyoruz o anı
Ay doğdu üstümüze veda tepesinden 
Bu nimet büyük devlet, şükür vacib oldu bize”
...
Efendimiz bütün heybeti ve sevimliliği ile görünürler nihayet...
Medine coşmuştur. Sel gibi O’na doğru koşar... Onu hasretle bekleyen müminlerin yanından geçerken sorarlar; 
- Beni seviyor musunuz?.. 
- Evet Ya Resûlallah, derler hep bir ağızdan.
- Ben de sizi seviyorum.
Ahhh... Orada olmak vardı, bu hitaba muhatap olmak...

(Devam edecek)

Düzenleyen:  - Ramazan Haberleri
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...