İnsanlardan dua almaya çalışmalı, gönüller yapmalı

- Güncelleme:
İnsanlardan dua almaya çalışmalı, gönüller yapmalı

Ramazan Haberleri

Zamanın sultanı Mevlâna Halid-i Bağdad-i hazretlerinden dua istiyor, “Tebaanız arasında zulüm görmüş biri varsa, benim duam kabul olmaz” cevabını alıyor

HAZIRLAYAN: ÖMER ÇETİN ENGİN

Kul hakkı çok önemlidir. İnsan şehit olsa, Cennetin kapısına kadar gider. Kul hakkı ödenmedikçe Cennete giremez. İhsan-ı ilahi, Allahü teâlâ şehitlerin kul haklarını helalleştirecektir.

Muhyiddin-i Arabî hazretlerini rüyada görmüşler. Etrafı çok kalabalık, derecesi çok yüksek, büyük nimetlerin içindeymiş. Demişler, efendim siz nasıl bu kadar büyük nimetlere kavuştunuz? Buyurmuş ki: Dünyada beni gıybet edenler, bana iftira yapan düşmanlar çok fazla. Onların bu yaptıkları sayesinde burada derecem durmadan yükseliyor.

İKİ ŞEY GERİ GELMEZ

> Az tamah çok zarar getirir.

> İslamiyet’in yayılmasına mani olmayan, sevilir.

> Başı çürük olanın, sonu da çürüktür.

> İlim emanettir, mülk değil!

> İki şey, göz kan ağlasa, geri gelmez: Gençlik ve sohbet-i salihin yani salihlerle beraber olmak.

> En makbul amel, en gizli olanıdır.

> Kalbimizin ilacı, (La ilahe illallah Muhammedün resulullah) demek, bedenimizin ilacı 
istiğfardır.

> Yalancıyla arkadaşlık etmemelidir. Dostlarımızı uzaklaştırır, düşmanlarımızı dost gösterir.

ÖLMEDEN EVVEL ÖLMEK NE DEMEK?

> İki rekât namaz, bir dua, az bir sadaka, kaza kaderi değiştirerek belayı önler.
> Allahü teâlâ, ne yaptığınızı görüyorum, biliyorum diyor. Onun gördüğü bilindiği hâlde ikiyüzlü olmaya lüzum yok. İhlâs, içini de, dışını da temizlemek demektir.

> Bir gün, zamanın sultanı Mevlâna Halid-i Bağdad-i hazretlerinden dua istiyor. 
Buyuruyor ki:
 (Elbette sultanlara, valilere, idarecilere dua ediyoruz; fakat tebaanız arasında zulüm görmüş biri varsa, benim duam kabul olmaz. Çünkü kâfir olsun, mümin olsun, mazlumun duası ve bedduası makbuldür ve bizim duamızın önüne geçer. Onun için siz insanların kalbini yapmaya çalışın.)

> Evliyanın ruhaniyetlerinden istifade için, inanmak şart, görmek şart değil. Onları görmek bazen tehlikeli olur. Allah korusun, kendini bir şey zanneder, mahvolur.

> Ne zaman insanlar, her günahı sıkılmadan işleyip, Allah affeder derse, bu, o zamanın ve o insanların çok bozuk olduğuna alamettir.

> Ölmeden evvel ölelim. Bu nasıl olur? Öyle bir şekilde inanacağız ki ölmüşüz, fakat acımışlar birkaç dakika müsaade etmişler bize. Böyle düşünüp, ona göre yaşayacağız.

> Ahir zamanda, fitne fesat çok olur. Dili tutup, bir şeye karışmamalı. Herkesin arasında olursunuz; ama ha var ha yok. Var mı yok mu belli değil. Böyle olmalıdır…

YETMİŞİNE BİRDEN KEFİL OLURUM

İbni Abbas “radıyallahü anhüma” anlatır: Gayet güzel yüzlü bir Yahudi vardı. Resûlullah aleyhisselamın sohbetlerinde devamlı bulunurdu. Bir gün Resûlullah o Yahudiye “Senin gibi güzel yüzlü bir kimsenin Cehennemde yanmasına acıyorum” buyurdu. Yahudi “Ben dinimi başka biri için terk etmem” dedi. Resûlullah hurilerden bahseden ve meal-i şerifi, (Onlar için, iri gözlü (güzel yüzlü) huriler de var. Gün görmemiş inci misâli) olan Vâkı’a sûresi 22, 23.cü âyet-i kerimelerini okudu. O Yahudi “Ya Resûlallah, o hurilerden biri için bana kefil olur musun” dedi. Efendimiz, “Birine değil, yetmişine birden kefil olurum” buyurdu. Yahudi iman edip müslimân oldu. Bir müddet sonra da vefat etti. Resûlullah aleyhisselam cenaze namazını kıldırdı ve kabre koydu. Kabirden çıktığında mübarek alnı terlemişti, gömleğinin yakası yırtılmıştı. Bunun sebebi sorulunca “Kabre çok huri hücum etti. Hepsi ‘ben onun olacağım’ diyordu. Güçlükle yetmiş huri ayırdık. Bu arada yakamı yırttılar” buyurdu.

İnsanlardan dua almaya çalışmalı, gönüller yapmalı

İKİ KİŞİ BİR DEVE ÜZERİNDE

Bazısının nuru, iki ayağı üzerinde ve parmakları ucunda görünür. Bazısının nuru, bir parlar, bir söner. Bunların nurları imanları kadardır. Kabirlerinden kalktıkları vakit, hareketleri de, amelleri miktarıdır. Sahih olan bir hadîs-i şerîfte Peygamber efendimize “sallallahü aleyhi ve sellem” (Ya Resûlallah! Biz nasıl haşr olunuruz?) diye sorulunca, cevabında, (İki kişi bir deve üzerinde, beş kişi ve on kişi bir deve üzerinde haşr olunur) buyurdu. Allahü teâlâ bilir, bu hadîs-i şerifin manası: (Bir kavim, İslam’da birbirine yardım eder, dini, imanı, helali, haramı birbirlerine öğretirlerse, Allahü teâlâ onlara rahmet eder. Onların amelinden deve yaratır da, onun üzerine binerler. Öylece haşr olunurlar) demektir. Bu ise, amelin zayıf olmasındandır. (devam edecek)

EFENDİMİZİN DUALARI

Allah’ım, beni çok zikreden ve emrine uyandan eyle! 
[Tirmizi]

ESHAB-I KİRAMIN HİKMETLİ SÖZLERİ

“Namaz kılmak için ayağa kalktığımız zaman Resûlullah aleyhisselâm saflar arasında dolaşır, elleri ile göğüslerimize veya sırtlarımıza dokunur, safları düzeltir, sonra: Saflarınız bozuk olmasın, sonra o bozukluk kalblerinize de girer, buyururdu.”

BERÂ BİN ÂZİB (radıyallahü anh)

ATMOSFER BASINCI

Yerküreyi kuşatan hava tabakasının basıncına ‘atmosfer basıncı’ denir. Santimetrekareye 1.053,6 gram ağırlık tatbik edilmektedir. Masa üzerindeki kitaba 200 kilogramlık ağırlık biner. Masa ile kitap arasında hava olmasaydı kitabı kaldıramazdık. 

SANA YARDIMA GELDİM

Zamanında yalnız yaşayan bir kişi vardı. Evinde ibadetle meşguldü hep. Ancak bir ara hastalandı ve gitgide şiddetlendi hastalığı. Bakacak kimsesi de yoktu garibin. Çaresizlikle açtı ellerini, yalvardı: - Ya Rabbi! Bana bir yardımcı gönder!
O anda aralandı kapısı. İçeri nurani bir zat girip gülümsedi kendisine dedi ki: 
- Ben sana yardıma geldim. 
Hemen bir ev ilacı yapıp yedirdi ona. Allah’ın izniyle adam bir anda şifa bulup kalktı ayağa.
Mübarek zat çıkıp giderken fısıldadı:
- Bana Şerbetçi Baba derler, Gelibolu’da bulunurum.
Adam merak etti bu Allah dostunu. Koştu Gelibolu’ya, rica etti ilk rastladığı adama:
- Beni Şerbetçi Babaya götürür müsün?
Adam; - Hayhay, dedi. Ve alıp götürdü onu bir türbeye: - İşte, Şerbetçi Baba burada yatıyor. Adam tutamadı gözyaşlarını. Okudu fatihaları, gönderdi ruhuna. Zor ayrıldı türbesinden.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...