Günahkârların sığınağı, af ve mağfiret kaynağı: Kurtuluş ipi tevbe

- Güncelleme:
Günahkârların sığınağı, af ve mağfiret kaynağı: Kurtuluş ipi tevbe

Ramazan Haberleri

Peygamber Efendimize biri gelip dedi ki, “Ben bir günah işledim, tevbe ettim, Allahü teâlâ tevbemi kabul etti mi? Peygamberimiz “Etti” buyurdu. Adamcağız “Peki tekrar günah işledim, tekrar tevbe ettim yine kabul etti mi?” dedi.

HAZIRLAYAN: ÖMER ÇETİN ENGİN

Allahü teâlâ tevbe istiğfar edeni muhakkak affeder. Kim istiğfar ederse, muhakkak kabul olur. Nasr sûresinde meâlen, (Rabb’ine istiğfar et, o muhakkak tevbeleri çok kabul edendir) buyuruyor. Hud sûresinde de meâlen, (İstiğfar okuyun, imdadınıza yetişirim) buyuruyor. Tevbe edelim. Allahü teâlâ, tevbe edenin tevbesini kabul eder. Peygamber Efendimize biri gelip dedi ki, “Ben bir günah işledim, tevbe ettim, Allahü teâlâ tevbemi kabul etti mi?” Peygamberimiz, “Etti” buyurdu. Adamcağız, “Peki tekrar günah işledim, tekrar tevbe ettim yine kabul etti mi?” dedi. Peygamberimiz tekrar, “Etti” buyurdu. O zat tekrar sorunca, Peygamber Efendimiz; “Boşuna nefesini tüketme, kıyamete kadar da bu sürse, sen tevbe ettikçe Allahü teâlâ seni affeder” buyurdu.

İMAN HAYATTIR, CANDIR

> Her namazdan sonra on bir İhlâs okumayı ihmal etmemeli. 

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:
(Üç şey kendisinde bulunan kimse, Cennete dilediği kapıdan girecektir: Kul hakkını ödeyen, her namazdan sonra on bir defa İhlâs sûresini okuyan, katilini affederek ölen.)

> İman varsa, her şey var demektir; iman yoksa hiç bir şey yoktur. İman hayattır, candır. Beden topraktan var oldu, tekrar toprak olacaktır. Bedene can veren imandır. Büyük zatlar, imansız bedeni seyyar kabre benzetmişlerdir.

EDEPLİ İNSANIN ÖMRÜ ARTAR

> Ehl-i sünnet itikadını yaymak kimlere nasip olmuşsa, çok şükretsinler, hâllerini bozmasınlar. Allahü teâlâ elimizden alır, başka diyarlara, başka kullarına verir diye çok korksunlar. Bu bir rahmet bulutudur. Gezer, kim ve neresi layıksa oraya rahmetini bırakır. İtaatsiz hizmet olursa, fitne olur. Hizmetin itaate uygun olmasının bereketi vardır.

ASIK SURAT MÜMİNE YAKIŞMAZ

> Edepli insanın ömrü artar.

> Müslümanın hedefi sonsuza olmalıdır.

> Müminin neşesi yüzündedir. Asık suratlı olmak ona yakışmaz.

> Müslüman, almak için değil vermek için uğraşır; çünkü Müslüman için dünya, alma değil, verme yeridir. Almak ahirettedir.

> Namaz, Müslümanın sermayesidir. Bunun hesabı verildi mi, gerisi kolay olur.

> Sadaka verip, çok iyilik yapmalı. Sadaka ömrü uzatır, belayı, hastalığı savar.

> İnsanlar üç kısımdır:

1- Gıda gibi olanlar, her zaman gerekir.
2- İlaç gibi olanlar, bazen gerekir.
3- Hastalık gibi olanlar. Bunlar gerekmezse de, gelip musallat olur. Bunlardan kurtulmak için, müdara etmek gerekir.

Günahkârların sığınağı, af ve mağfiret kaynağı: Kurtuluş ipi tevbe

O GÜZELLER GÜZELİ ORTA BOYLUYDU

Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” mübarek yüzünün ve azalarının güzelliği kemalde idi. Sözleri tatlı idi. Her hareketi ve duruşu, davranışları ve işleri o şekilde idi ki, daha güzeli düşünülemezdi. Nitekim bu husus birçok hadîs-i şerîf ile sabit olmuştur. Resûlullahın vasıfları şöyle bildirilmiştir: Orta boylu, gayet kemal ve itidal üzere idi. Yanına uzun boylu birisi gelse, ondan uzun görünürdü. Konuştuğu zaman mübarek dişleri arasından nur saçılırdı. Mübarek yüzü ayın ondördünden daha parlaktı. Hazret-i Aişe “radıyallahü anha” birgün evinde birşey kaybetmişti. Aradı, karanlıkta bulamadı. Resûlullah Efendimiz evi teşrif edince, mübarek alnında parlayan nur, odayı aydınlattı. Hazret-i Aişe kaybettiği şeyi buldu.

KİBİRLİ OLANLAR AYAKLAR ALTINDA

Bu zamanda, mahlukat Arasât Meydanı’nda beyaz yerde, gayet şiddet ile sıkıntı çekerler. Bu beyaz yeri, Allahü teâlâ, meâl-i şerîfi, (O gün, Vâhid ve Kahhâr olarak yeryüzünü başka şekle, gökleri de başka şekle çevirdiğim zamandır. O gün, herşey bana itaat eder) olan İbrahim sûresinin kırksekizinci âyetinde beyan buyurmuştur. O zaman, yeryüzünde bulunanlar, çeşitli şekillerdedirler. Dünyada büyük görünenler, büyüklenenler, mahşerde zerre kadardır. Hadîs-i şerîfte kibirlilerin zerre gibi olacakları  bildirilmiştir. Onlar hakikaten zerre kadar küçük değildirler. Belki ayaklar altında kalıp çiğnendiklerinden, zelil ve hakir olmalarından, zerreler gibidir buyurulmuştur. (devam edecek)

EFENDİMİZİN DUALARI

Allah’ım, her zorluğu bana kolaylaştır! Dünya ve âhirette âfiyet ver! [Taberani]

ESHAB-I KİRAMIN HİKMETLİ SÖZLERİ

“Günün deven gibidir. Başını tutarsan, yahut bağlarsan, bedeni sana tâbi olur. Yani sabahleyin tâat, ibâdet ve bir hayır işlersen, günün sonu da öyle gelir.”
EBÛ ZER GIFÂRΠ (radıyallahü anh)

UZAY GENİŞLİYOR

Edwin Hubble isimli astronom, yıldızların giderek birbirinden uzaklaştığını ve uzayın genişlediğini fark etti. “Göğü biz kurduk, onu biz genişletmekteyiz” Zâriyat sûresi, 47. âyet meâli.

SEYYİDE HÜRMET

İmam-ı Şafii hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün Bağdat camiinde talebeye ders veriyordu.
Lakin ikide bir minderinden kalkıp kalkıp oturuyordu. Bu hâl, on-onbeş defa tekrarlanınca, talebeyi merak sardı. Dersten sonra, biri vardı huzuruna:
- Bir şey sorabilir miyim hocam?
- Tabii evlâdım, sor.
- Efendim, ders esnasında kalkıp kalkıp oturdunuz. Hikmetini merak ettik de.
Büyük İmam izah etti:
- Bir seyyid çocuk kapı önünde oynuyor, oyun icabı, bazen kapı önünden geçiyordu. O çocuğun her geçişinde ayağa kalktım, sonra oturdum.
- O seyyide hürmeten mi efendim?
- Evet. Bir evlâd-ı Resûl ayaktayken oturmak uygun olur mu evlâdım?

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...