Kilo zorbalığı ölüme götürüyor! Kültürel virüs internetten yayılıyor

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Kilo zorbalığı ölüme götürüyor! Kültürel virüs internetten yayılıyor
Sağlık Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Fenomen Nihal Candan’ın anoreksiya nevrozadan hayatını kaybetmesiyle yeniden gündeme gelen “İdeal ölçülere sahip Barbie gibi vücuda sahip olma” akımına karşı uzmanlar uyarıyor: Sosyal medyada vücut zorbalığı yapılıyor. Aile yapısı değişince anoreksiya artıyor. Tedaviyi psikiyatristler yapmalı.

ESMA ALTIN - Sosyal medya fenomeni Nihal Candan’ın anoreksiya nevroza hastalığından dolayı hayatını kaybetmesi, sosyal medyanın özellikle genç kızlara empoze ettiği sahte güzellik yanılsamasının ulaştığı tehlikeli boyutları bir defa daha gözler önüne serdi.

UTANDIRICI İÇERİKLER

Çocuk ve ergen psikiyatristi Doç. Dr. Hakan Öğütlü, sosyal medya ile “zayıflık eşittir güzellik” algısının son dönemde çok yaygınlaştığını söyledi. Sosyal medyada vücut ölçüleriyle ilgili utandırıcı çok sayıda içeriğin bulunduğuna dikkat çeken Öğütlü “Kişiler bu şekilde vücutları üzerinden zorbalığa uğruyor. Böyle olunca da durum, sürekli bir diyet programı, zayıflama çabasına dönüşebiliyor. Daha sonra istemeden kontrolden çıkıyor ve bir süre sonra anoreksiya nevroza kişilerin hayatını ele geçiriyor” dedi. 

ZİHNİ ELE GEÇİRİYOR 

Anoreksiyanın bir canavar gibi kişinin zihin yapısını ele geçirdiğini belirten Öğütlü “Aslında kilo vermesine yol açan bir etmeni var. Onu kontrol altında tutuyor, yedirmiyor. Her yediğinde çok kilolu hissettiriyor. Her geçen gün daha da düşük kiloya ulaşmak istiyor. Diyelim 50 kiloysa 45, sonra hedef 40, sonra 35, sonra 30, sonra 25. Zaten 25’den aşağısı maalesef ölümle sonuçlanabiliyor” ifadelerini kullandı. 

BARBIE GİBİ İNSAN YOK

Sosyal medya üzerinden idealize edilmiş bir beden algısı oluşturulduğunu vurgulayan Öğütlü “Barbie filminde de bunu gördük. İdeal ölçülere sahip bir Barbie gibi bir insan olması mümkün değil. Ama insanlar kendilerini benzetebilmek için hem bedenlerini kısıtlıyor hem bir taraftan estetik kaygılarla çok sayıda operasyon geçiriyor hem makyaj hem de photoshop ile aslında gerçekçi olmayan bedenler oluşturuyor. Yapay zekânın da buna eklenmesiyle artık kafamızdaki ama gerçekte olmayan o vücutlarla ilgili gerçekte varmış gibi videolar yayılıyor” değerlendirmesinde bulundu. 

ŞİZOFRENİYE YAKIN BİR RUHSAL HASTALIK

Anoreksiyanın pandemiden önce bu kadar yaygın olmadığının altını çizen Öğütlü “Pandemiyle evlere kapanmamızla birlikte bir şekilde batılılaşmanın da arttığını düşünüyorum. Bunun da sebebi aslında Netlflix gibi dijital platformlara erişimlerin kolaylaşmış olması. Böyle olduğu için kültürümüz de değişiyor. Kendi kültürümüzden ziyade batılılaşmanın bir etkisi var. Bu yüzden de anoreksiyanın bir miktar arttığına yönelik çalışmalar var. Aile yapısının değişmesi de bunda etkili” diye konuştu. İkinci Dünya Savaşı mağdurları üzerine yapılan Minnesota açlık deneyinden söz eden Öğütlü “Tam anlamıyla bir ruhsal hastalık diyebiliriz. Şizofreniye, psikoza yakın bir inanç söz konusu. Kendilerini sürekli olarak kalın ya da şişman olarak hissediyorlar. Ne yerlerse yesinler bu şişmanlığın devam ettiğini düşünüyorlar. Ne kadar kilo verseler de bu düşünceden asla kurtulamıyorlar” dedi. 

YAPAY ZEKALI VE FİLTRELİ PAYLAŞIMLAR ÖNLENMELİ

Doç. Dr. Öğütlü esas tedavinin psikiyatristler tarafından yapılması gerektiğini dile getirerek sosyal medyanın insan hayatını tehlikeye sokan bu girişimlerine karşı acil tedbir alınmasını tavsiye etti. Öğütlü bunun için “Beden çeşitliliğine önem vererek her çeşit bedene saygı gösteren paylaşımlara öncelik verilmesi, görsel filtreler kısıtlanması, yapay zekâ içeriklerindeki paylaşımların durdurulması” önerisinde bulundu. Kişinin kendini sevmesi, kendini olduğu gibi kabul edebilmesinin de önemini hatırlatan Öğütlü “Bu da ailelerden geçiyor. Çocukların yetiştirilme tarzı çok önemli. Ona olan sevgi, saygı, onunla geçirilen vakit yadsınamaz. Aileler çocuklarını severek kabullenmeli, onları eleştirmeden yanlarında olmalı” dedi.

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...