Sinsi virüs geri döndü! Bebekleri tehdit ediyor, uzmanlar uyarıyor
Dünyada her yıl 33 milyon çocuğu hasta eden, 100 bin bebeğin ölümüne sebep olan RSV vakalarında artış başladı. Uzmanlar, bu virüsle mücadele için, hayatlarının ilk kışını yaşayan bütün bebeklere antikor verilerek bağışıklık kazandırılmasını tavsiye ediyor.
- RSV, özellikle 0-6 ay arası bebeklerde bronşiolit ve zatürreye yol açabilen, sıradan bir nezle olmayan ve ölümcül seyredebilecek tehlikeli bir solunum virüsüdür.
- Her yıl dünya genelinde 5 yaş altı 33 milyon çocuğu etkileyen RSV, Türkiye'de de bronşiolit vakalarının %60-80'inden sorumludur ve özellikle ilk kışını geçiren bebekler yüksek risk altındadır.
- Virüs, yetişkinlerde hafif seyrederken bebeklerde ağır nefes darlığı, beslenememe ve morarmaya yol açabilir; prematüre, kalp/akciğer hastalığı olan ve bağışıklığı baskılanmış bebekler en riskli gruptadır.
- Korunma için el hijyeni, hasta kişilerden uzak durma, sigara dumanı ve kalabalık alanlardan kaçınma gibi önlemlerin yanı sıra, gebelikte aşılama ve bebeklere uygulanan koruyucu enjeksiyonlar önerilmektedir.
- RSV koruyucu iğnesi (monoklonal antikor), bebeğe direkt hazır antikor vererek virüsle tanışmadan önce yaklaşık 5 ay koruma sağlar ve hastane yatışlarını %70-80, yoğun bakım ihtiyacını %90'a kadar azaltır.
- Bu koruyucu enjeksiyon, ilk RSV sezonunda olan 8 aydan küçük tüm bebeklere ve ikinci sezonda yüksek risk altındaki 8-19 aylık bazı çocuklara tavsiye edilmektedir.
ZİYNETİ KOCABIYIK - Kış ayları yaklaşırken uzmanlar, özellikle bebekler için ciddi risk oluşturan bulaşıcı solunum yolu hastalığı RSV (respiratuvar sinsityal virüs) konusunda aileleri uyarıyor.
Her yıl dünya genelinde milyonlarca çocuğu etkileyen RSV, bebeklerde bronşiolitin en sık sebebi olarak kabul ediliyor ve özellikle 0-6 ay arasındaki bebeklerde ölümcül seyredebiliyor. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Vefik Arıca, “RSV sıradan bir nezle değildir; bebeklerin bronşlarına yerleşip nefes darlığı yapan en tehlikeli solunum virüsüdür” diyerek dikkat çekiyor.
33 MİLYON ÇOCUĞU HASTA EDİYOR
The Lancet dergisinde yayımlanan kapsamlı analizlere göre, her yıl 5 yaş altı 33 milyon çocuk RSV enfeksiyonu geçiriyor. Bu çocukların yaklaşık 3,6 milyonu hastaneye yatarken, 100 binden fazlası hayatını kaybediyor. Ölümlerin 45 bini ise henüz altı ayını doldurmamış bebeklerde meydana geliyor. Prof. Arıca, “RSV, çocuklarda özellikle bronşiolit ve zatürre yapan, son derece bulaşıcı bir solunum yolu virüsüdür. 0-5 yaş ölümlerinin her 50’sinden biri, 1-6 ay arası bebek ölümlerinin her 28’inden biri RSV kaynaklıdır” diyerek enfeksiyonun ciddiyetine dikkat çekiyor.
İLK KIŞINI GEÇİREN BEBEKLER RİSKTE
Türkiye’de de durum farklı değil. Yapılan çok merkezli araştırmalar, alt solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle hastaneye yatan 2 yaş altı çocukların yüzde 38’inde RSV tespit edildiğini gösteriyor. Kış aylarında görülen bronşiolit vakalarının ise yüzde 60–80’inden RSV sorumlu.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Hamidiye Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Vefi k Arıca, “Ekim-nisan döneminde çocuk servislerini dolduran bronşiolit tablolarının başrolünde RSV vardır. Özellikle ilk kışını geçiren bebekler yüksek risk altındadır” diyor.
ÖNCE KANDIRIR, SONRA NEFESİ KESER
RSV, daha büyük çocuklarda hafif burun akıntısı ve öksürükle geçse de, bebeklerde ağır nefes darlığı, hızlı solunum, göğüste çekilmeler, beslenememe, oksijen düşüklüğü ve hatta morarmaya yol açabiliyor. Özellikle 3 ay altı bebekler, prematüre doğanlar, doğuştan kalp hastalığı veya kronik akciğer hastalığı olanlar ile bağışıklığı baskılanmış çocuklar en yüksek risk grubunu oluşturuyor.
Arıca, “Aileler çoğu zaman ‘ateşi yok, nezle gibi’ diyerek geçiştiriyor. Oysa RSV önce kandırır, sonra nefesi keser. Ağır RSV bronşioliti geçiren bebeklerin yüzde 30-40’ında sonraki yıllarda tekrarlayan hışıltı ve astım benzeri tablo gelişebiliyor. RSV astımın sebebi değildir ama tetikleyicisi olabilir” ifadelerini kullanıyor.
İnfluenza, RSV, adenovirüs, rinovirüs, parainfluenza! Belirtileri aynı 5 hastalık, herkes grip sanıyor
ANNE BABADAN DA BULAŞIR
RSV’nin en dikkat çeken özelliklerinden biri ise erişkinlerde hafif soğuk algınlığına benzeyen bir tabloya neden olurken, bebeklerde ağır bir klinik tabloya dönüşebilmesi. Bu sebeple yetişkinlerin farkında olmadan bebeklere virüsü taşıması oldukça kolay.
NASIL KORUYALIM?
Ailelerin RSV'den korunmak için alabileceği çeşitli tedbirler de bulunuyor. Eller sık yıkanmalı, hasta kişiler bebekten uzak tutulmalı, sigara dumanından uzak durulmalı, kalabalık ve kapalı alanlardan kaçınılmalı ve kreşe giden çocuklar semptomluyken bebekle temas ettirilmemeli.
Tüm bunların yanı sıra, koruyucu enjeksiyon ve gebelikte aşılama gibi tıbbi Koruma yöntemlerinin ihmal edilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Yenidoğan, 1-6 aylık, 6-12 aylık bebeklerin çoğu bu korumadan yararlanabilir. Ek olarak bilimsel çalışmalar prematüre bebekler, doğuştan kalp hastalığı olanlar, kronik akciğer hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış bebekler ve yoğun bakımda uzun süre kalmış yüksek riskli bebeklere de öneriliyor.
KORUYUCU İĞNE İLE BEBEKLER GÜVENDE
Uzmanlara göre RSV’den korunmak artık eskisinden çok daha mümkün. Son yıllarda geliştirilen koruyucu enjeksiyonlar ve gebelikte uygulanan RSV aşıları, bebeklerde ciddi hastalık gelişme riskini büyük ölçüde azaltıyor.
“RSV koruyucu iğnesi”nin hastane yatışlarını yüzde 70–80, yoğun bakım ihtiyacını ise yüzde 90’a kadar azalttığını söyleyen Prof. Dr. Arıca, “Koruyucu iğne, RSV’ye karşı geliştirilmiş, uzun etkili bir monoklonal antikor enjeksiyonudur. Aşıdan farklıdır. Klasik aşılar vücuda virüsün zayıf bir parçasını verip bağışıklık sisteminin kendi antikorunu üretmesini bekler. RSV koruyucu iğnesi ile hazır antikor direkt bebeğe verilir. Bebek, “virüsle tanışmadan önce hazır savunma” almış olur. RSV koruyucu iğnesinin koruyuculuğu yaklaşık 5 ay (bir RSV sezonu) boyunca sürer. RSV nedeniyle hastaneye yatan bebeklerin yüzde 70’i tamamen sağlıklı bebeklerdir. Bu nedenle koruyucu enjeksiyon monoklonal antikor, ilk RSV sezonunda olan 8 aydan küçük bütün bebekler ve ikinci RSV sezonuna girerken yüksek risk altında olabilecek 8 ila 19 ay arasındaki bazı küçük çocuklar için önerilmektedir” diyor.
