"Hablemitoğlu'nu Alman vakıflar öldürdü"
Birinci "Ergenekon" davasının 209. duruşmasında tanık olarak dinlenen Talip Doğan Karlıbel, Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun, belirli bir cemaat tarafından değil de Alman siyasi vakıflarıyla ilgili çalışmalarından dolayı öldürüldüğün iddia etti. Karlıbel, "Almanya'da siyasi vakıflara karşı soru önergeleri veren milletvekilleri seks kasetleri ortaya çıkıp, siyasetten uzaklaştırılıyordu. Türkiye'de bu şekilde bir komplo olmamıştır. Nuh Mete Yüksel'e yapılan kaset skandalından sonra olmuştur" dedi.
Birinci "Ergenekon" davasının 209'uncu duruşması başladı.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki küçük salonda yapılan duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık ile başka suçtan tutuklu yargılanan Semih Tufan Gülaltay katıldı.
Tutuklu yargılanan Alparslan Arslan, Hayrettin Ertekin, Seyhun Zayim ve Mehmet Fikri Karadağ ise duruşmaya gelmedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasının firari sanığı Bedrettin Dalan'ın avukatı Oğuzhan Bahar'ın, duruşmaya katılmak istediğini, ancak davanın birleşmediği için avukat olarak duruşmada bulunamayacağını söyledi.
Özese'nin, "Vekil sıfatıyla katılamazsınız, ancak izleyici olarak bulunabilirsiniz" dediği avukat Oğuzhan Bahar da avukatların bulunduğu bölümden ayrılarak, izleyiciler arasına geçti.
Mahkeme Başkanı Özese, duruşmaya tanık olarak çağrılan Sinan Berberoğlu'nun sağlık sorunları nedeniyle hastaneye sevk edildiği için gelemediğini ifade ederek, tanık Talip Doğan Karlıbel'in hazır olduğunu kaydetti.
Bunun üzerine salona alınan Karlıbel, araştırmacı ve yazar olduğunu, dosyayla ilgili beyanları nedeniyle sanıkların kendisine açtığı 6-7 tane dava bulunduğunu ifade etti.
Karlıbel, bunların bir kısmının takipsizlikle bir kısmının da beraatla sonuçlandığını belirterek, buna ilişkin kararları mahkemeye verdi.
"Ergenekon" soruşturması kapsamında savcıya ifade verdiğini, geçen yıl da ek ifadesinin alındığını belirten Karlıbel, kendisinin, sanıklardan 1994 yılında tanıştığı Semih Tufan Gülaltay, Muzaffer Tekin ve Veli Küçük ile ilgili bilgisi olduğunu anlattı.
Tanık Talip Doğan Karlıbel, 1997'ye kadar 11 yıl Alman emniyetinde çalıştığını, tercümanlık yaptığını, uyuşturucu alanında da çalıştığını dile getirerek, 1999'da da Türkiye'ye döndüğünü anlattı.
2002 yılında öldürülen Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu ile tanıştığını ifade eden Karlıbel, "5 Alman siyasi vakıfıyla ilgili çalışmaları vardı. Hablemitoğlu öldürüldükten sonra, 2003'ten itibaren bazı araştırmalar yapmaya başladım. Belirli bir grup bu cinayetin belirli bir cemaat tarafından yapıldığını iddia etse de bu cinayetin arkasında Alman siyasi vakıflarının olduğunu düşünüyorum. Almanya'da siyasi vakıflara karşı soru önergeleri veren milletvekilleri seks kasetleri ortaya çıkıp, siyasetten uzaklaştırılıyordu. Türkiye'de bu şekilde bir komplo olmamıştır. Nuh Mete Yüksel'e yapılan kaset skandalından sonra olmuştur" dedi.
Kendisinin iddialarını ilk destekleyenlerin İşçi Partisi (İP) olduğunu, kitap yazdıktan sonra Ulusal kanala çıktığını belirten Karlıbel, İP'in Hablemitoğlu cinayetinin arkasında Alman vakıfları değil de belirli bir cemaat olasılığından, Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu'nun da İran ya da Fethullah Gülen'e yakın bir cemaat olabileceğinden söz ettiğini anlattı.
Karlıbel, Şengül Hablemitoğlu'na bunun hedef saptırma olabileceğini söylemesine rağmen, bu şekilde düşünmediğini söylediğini kaydetti.
Hablemitoğlu'nun, öldürülmeden kısa bir süre önce Almanya'da gezinti yaptığını ifade eden Karlıbel, Ankara 2 No'lu DGM'de görülen Alman vakıflarıyla ilgili davada da eski CHP Milletvekili avukat Şahin Mengü'nün yönetimindeki avukat grubunun, bu vakıfların avukatlığını yaptığını kaydetti.
Alman siyasi vakıflarının, CHP ve bazı siyasi partiler ile bölücü örgütler gibi hükümete karşı olan bütün örgütlerle iç içe olduğunu tespit ettiğini savunan Karlıbel, kendisinin kamuoyunda sahtekar gibi lanse edilmeye çalışıldığını kaydetti.
-Almanya'daki "Ergenekon" örgütü-
Uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen Ertuğrul Yılmaz'ın, Almanya'da öldürülmesinin ardından kardeşi Tuğrul Yılmaz'ın, kendisini tehdit ettiğini belirten Karlıbel, "Konuyu daha sonra derinleştirdim. Almanya emniyet mensubundan bir kişi Muzaffer Tekin'in Almanya'da uyuşturucu işinde olduğunu, muhbirlik yaptığını söyledi" dedi.
Kendisinin Alman Parlemantosu'nda Türkiye'ye karşı verilen soru önergelerini, haftalık olarak arşivlediğini ifade eden Karlıbel, 1980 ile 2000 arasında 42 iken 2002 ile 2012 arasında 35 olduğunu kaydetti.
Talip Doğan Karlıbel, Almanya'da 8 Türk ile 1 Yunanlının öldürülmesiyle ilgili cinayetlerin arkasında Alman sağcı grubun olduğunu, bu grup ile irtibatlı olduğu söylenen Mevlüt K. adlı kişinin de Almanya'da kurulan Ergenekon adlı dernek ile ilişkisi olduğunu ortaya çıkardığını söyledi.
Sanıklardan Veli Küçük'ün bu dernek ile organik bağı olduğunu, Almanya'ya giderek bazı dernek temsilcileriyle görüştüğünün söylendiğini dile getiren Karlıbel, bu derneğin Alman istihbaratı tarafından denetlendiğini anlattı.
Bu derneğin, Almanya'da spor faaliyetleri olarak kurulduğunu, ancak Alman istihbaratı tarafından telefonlarının dinlendiğini, raporlar düzenlendiğini ifade eden Karlıbel, "Burada bir illegal faaliyet tespit edilerek, kontrol altına alınmıştır" diye konuştu.
Tanık Karlıbel, Alman vakıflarının, dava sanıklarından Taner Ünal ve Ümit Sayın ile Noel Baba Vakfı'na para yardımında bulunduğunu iddia etti.
Karlıbel, Almanya'da 1986-1991'e kadar Alman nazileri mahkemelerde savunmak için milliyetçi avukatlar adında bir oluşum kurulduğunu, 1992'de bunun yasaklandığını, sanıklardan Kemal Kerinçsiz'in de bu oluşumun aynısını Türkiye'de oluşturmak istediğini ileri sürdü.
Duruşmaya öğlen arası verildi.
Bizi Takip Edin
YORUMLAR
