Bu meslekte yarım asırlık ustalar var, devam ettirecek çırak yok!
Edirne’de yarım asrı aşkın süredir demircilik yapan Salih ve Erol Zelova kardeşler, dedelerinden miras kalan mesleği geleneksel yöntemlerle sürdürüyor. Osmanlı’dan kalan köprü ve camilerin restorasyonlarında iz bırakan ustalar, çırak yetişmemesinden yakınıyor.
- Salih ve Erol Zelova kardeşler, Edirne'de dedelerinden miras demircilik mesleğini geleneksel yöntemlerle sürdürüyor.
- Meriç, Tunca, Saraçhane köprüleri ile Selimiye, Eski, Üç Şerefeli gibi tarihi yapıların restorasyonları için demir işçiliği yapıyorlar.
- Tarihi eserlerin ihyasında yer almaktan gurur duyduklarını belirtiyorlar.
- En büyük sorunları, mesleği öğretecek çırak bulamamaları ve geleneksel demirciliğin geleceğinin belirsizliği.
- Mesleğin zorlu çalışma şartlarına ve el emeği gerektiren yapısına dikkat çekiyorlar.
Kentteki sanayi sitesinde çalışan Salih (67) ve Erol Zelova (60) kardeşler, çocuk yaşta başladıkları demircilik mesleğini sabır ve özveriyle yaşatmaya devam ediyor.
Dedelerinden el aldıktan sonra işin başına geçen 2 kardeş, ocakta ısıttıkları demirleri çekiç ve balyozla dövüp şekil veriyor. Zelova kardeşler, günlük işlerin yanında tarihi yapıların restorasyonlarında ihtiyaç duyulan demirlerin işlemesini yapıyor.
Osmanlı'dan miras Meriç, Tunca ve Saraçhane köprüleri ile Selimiye, Eski ve Üç Şerefeli gibi camilerin restorasyonunda kullanılan demirleri işleyen tecrübeli ustalar, bu eserlerin ihyasında yer almanın mutluluğunu yaşıyor. Demirciliği geleneksel yöntemlerle sürdüren ustalar, mesleğe kazandırılacak çırak bulamamaktan yakınıyor.
TARİHİ ESERLERE İZ BIRAKMANIN GURURUNU YAŞIYORLAR
Demirci ustası Erol Zelova, babası ve dedesinden öğrendiği mesleğini 7 yaşından beri sürdürdüğünü söyledi.
Zelova, mesleğinin en gurur verici yanının Edirne'deki tarihi eserlerin restorasyonuna demir işçiliği yapmak olduğunu ifade etti.
"DEMİRCİLİK MESLEĞİNİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Tarihi cami kubbelerinin bağlantı demirleri ve köprü zıvanalarını da yaptıklarını anlatan Zelova, şunları kaydetti:
"Meriç, Tunca ve Saraçhane köprülerine zıvanalar yaptık. Eski, Selimiye ve Üç Şerefeli camilerine kubbe bağlantı demirleri ürettik. Bugüne kadar bizden talep edilenleri, sanatımızı icra ederek yapmaya çalıştık. Bundan da gurur duyuyoruz."
Demir ocağının ısısının çok yüksek olduğunu vurgulayan Zelova, "Zorlu şartlarda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Demircilik mesleğini yaşatmaya çalışıyoruz." dedi.
"BU MESLEĞİN HAKKI ÖDENMEZ"
Ağabeyi Salih Zelova da 8 yaşından beri mesleğin içerisinde olduğunu söyledi.
Mesleğinin güç kuvvet gerektirdiğini anlatan Zelova, "Demircilik tozun, kömürün, dumanın içerisinde el emeğiyle uğraşılan bir meslek. Bu mesleğin hakkı ödenmez." ifadelerini kullandı.
"MESLEK ÖĞRENME KABİLİYETİ YOK"
Zelova, çırak bulamamanın sıkıntısını yaşadıklarını dile getirerek, "Çırak alıyorsun ilk önce ne kadar maaş alacağını soruyor. Meslek öğrenme kabiliyeti yok. 'İşini görelim' diyoruz, bir gün geliyor çırak, ikinci gün devam etmiyor." dedi.
Kentte yaptıkları çalışmalara değinen Zelova, şunları söyledi:
"Edirne'mize biz de dokunduk. Tarihi Meriç Köprüsü'nün zıvanalarını, kenet bağlantılarını, Balkan Tarihi Müzesi olarak kullanılan Hıdırlık Tabyası'nın kenet bağlantılarını yaptık. Bosna Hersek'teki tarihi köprülere demir işçiliği yaptık. Selimiye Camisi'nden gelen işler var onları devam ettiriyoruz. Demircilik mesleği bizi yıllarca geçindirdi, şu anda da çok şükür mesleğimizi devam ettiriyoruz."
