Ünlü isimler burada yetişti! İstanbul Erkek Lisesi süper öğrencileriyle gündem oluyordu
Skandal bir olayla gündeme gelen İstanbul Erkek Lisesi 36 yıl önce bilgisayarlarla proje üreten süper öğrencileriyle dikkat çekiyordu. Türkiye'nin en köklü ve başarılı lisesi sanattan bilim ve siyasete pek çok ünlü ismi yetiştirmişti.
- Kuruluş tarihi: 1884
- 1982-1983 yıllarında tekrar İstanbul Lisesi oldu.
- 2018-2019 yıllarında geleneksel adını geri kazandı: İstanbul Erkek Lisesi.
- Ünlü mezunları arasında siyasetçiler, bilim insanları, sanatçılar bulunmaktadır.
- 36 yıl önce 2 öğrencisinin bilgisayar projesi birincilik elde etmiş ve basının dikkatini çekmişti.
İstanbul Erkek Lisesi'nde yaşanan skandal olay ülke gündemini bir anda işgal etti. Önce bir grup öğrencinin darp edilmesi şeklinde basına yansıyan olayın ardından korkunç gerçekler ortaya çıktı.
Türkiye'nin en yüksek puanla öğrenci alan liseleri arasında yer alan okulda, bir grup erkek öğrencinin kız öğrencilere yönelik 507 maddelik taciz ve tecavüz listesi ifşa oldu.
Konu hakkında soruşturma devam ederken arşivlerimizde lisenin başarılarla dolu haberleri dikkat çekti.
ÜNLÜ MEZUNLAR
"Süper öğrenciler" yetiştiren İstanbul Erkek Lisesi sıralarında pek çok ünlü bürokrat, sanatçı, bilim adamı okumuştu.
Hamdullah Suphi Tanrıöver, Osman Bölükbaşı, Necmettin Erbakan, Mümtaz Tarhan, Cemil Sait Barlas, Nurettin Sözen, Ahmet Davutoğlu farklı görüşlerden siyasetin ünlü simaları arasında.
Fuat Köprülü, H. Sadeddin Arel, Cahit Arf, Siyami Ersek, Niyazi Berkes bilim ve akademi dünyasından dikkat çeken isimler olurken Münir Özkul, Sadri Alışık, Sait Faik Abasıyanık, Şerif Gören de sanat dünyasında İstanbul Erkek Lisesi'nin mezunlar listesinde görülüyor.
SÜPER ÖĞRENCİLER
İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri genellikle başarıları ve bilimsel projeleriyle haber oluyordu.
O yıllarda lisenin adı "İstanbul Lisesi" şeklindeydi. Lisenin 2 öğrencisi Şükrü Cansızoğlu ve Burak Sinanoğlu, bir projeyle gündem olmuşlardı.
Bundan 36 yıl evvelki bilgisayarlara kafa yoran öğrenciler, polisler için seri bir haberleşme ağı lurmayı planlamışlardı.
10 Şubat 1989 tarihli Türkiye gazetesi haberinde İstanbul Lisesi öğrencileri şöyle takdim ediliyordu:
"Bilgisayarların Sekreterlikte Rolü" konulu projeyle teşvik ödülü alan Şükrü Cansızoğlu, polisler için rahat ve seri bir haberleşme ağı kurmayı plânlıyor.
Kısa bir süre öncesine kadar ismine bile yabancı olduğumuz bilgisayarlar, günümüzde okuyan, araştıran gençliğin en büyük ilgi merkezlerinden biri hâline geldi. İstanbul Lisesi'nin iki öğrencisi Şükrü Cansızoğlu ve Burak Sinanoğlu'nun bilgisayar merakı, kendilerine TÜBİTAK ödülü getirdi.
Kısa bir süre öncesine kadar adına bile yabancı olduğumuz bilgisayarlar, artık okuyan gençliğin en büyük ilgi merkezlerinden birini oluşturuyor. Bunun en açık delili ise TÜBİTAK bilim yarışmasına bilgisayar projesiyle katılan öğrencilerin çokluğu. İstanbul Lisesi'nin iki “süper” öğrencisi Şükrü Cansızoğlu ile Burak Sinanoğlu, bilgisayar konusunda yaptıkları çalışmalarla ödüle lâyık görüldüler.
Daha küçük yaşlardayken ilgi duydukları, karmakarışık gibi görünen düğmelerine basmaktan büyük haz aldıkları bilgisayarlar, istikbal yolunda onlara geniş bir kapı açtı.
“Bilgisayarların Sekreterlikte Rolü” konulu projesiyle "Fizik" dalında "Teşvik" ödülü alan Şükrü Cansızoğlu, çalışması hakkında şu bilgileri veriyor:
“Dış dünya ile haberleşmeyi en rahat ve seri şekilde sağlamak istiyordum. Sonunda başardım. Tasarladığım sistem sayesinde, dışarıdan bir telefon geldiğinde bilgisayar aracılığı ile telefon açılabiliyor ve mesaj veriliyor. Gelen telefonlara da cevap vererek mesaj alınabiliyor. Sistem, herhangi bir olay anında polis, itfaiye gibi yerlere kendiliğinden telefon açarak mesaj iletebildiği gibi randevularınızı unutmamanız için gerektiğinde sizi ikaz edebilir.”
Hazırladığı programda bilgisayarın telefonla ilgili fonksiyonlarının bütün dokümanlarının olduğunu belirten Şükrü Cansızoğlu, “Ancak benim projemde kullanılan telefon, bildiğimiz telefonlardan değil; elektronik bir telefon” şeklinde konuşuyor.
Bilgisayarların yanısıra uçaklara karşı da büyük ilgi duyduğunu belirten Şükrü Cansızoğlu, uçakların iniş-kalkış hareketlerini belirleyen bilgisayar destekli bir cihaz üzerinde çalıştığını söylüyor.
ERKEN KALKARIM
Noterlik yapan üniversite mezunu bir baba ile yine üniversite mezunu bir annenin ikinci ve son çocuğu olan Şükrü Cansızoğlu, her sabah erken kalkmaya çalıştığını söylüyor ve başarısında bunun önemli rol oynadığına inanıyor.
Derslerine muntazaman çalıştığını, bugünün işini kesinlikle yarına bırakmadığını belirten Şükrü, okulda prensip olarak arka sıralarda oturmayı tercih ettiğini belirtiyor. Bol bol kitap ve gazete okuduğunu anlatan Şükrü Cansızoğlu, “Hülyâ mahsulü ve romantik eserler yerine gerçekçi ve mantıklı şeyler okumayı seviyorum” diyor.
Kendisini “hareketli”, “girişken” ve “çok konuşan” bir öğrenci olarak tarif eden Şükrü Cansızoğlu, spor yapmayı da çok seviyor. Futbola pek ilgi duymadığını anlatan genç bilim adamı, çok sevdiği için basketbol oynadığını söylüyor. Türkiye'den gelişmiş ülkelere “beyin göçü”ne üzüldüğünü ifade eden Şükrü Cansızoğlu, yüksek tahsilini Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Mühendisliği'nde yapmayı istiyor.
Şükrü Cansızoğlu, gelecekten beklentileri konusunda ise şu sözleri sarfediyor: “Bilgim alanında çalışmalarımı artan bir tempoyla sürdüreceğim. İyi bir elektronikçi olmak istiyorum. Gayem, dünyada bir şeyler yapıp 'Şu dünyada bir Şükrü Cansızoğlu vardı' dedirtebilmek. İsim bırakmak istiyorum.”
BURAK SİNANOĞLU
Şükrü Cansızoğlu ile İstanbul Lisesi son sınıfında okuyan ve “Bilgisayarın Kontrol ve Kumanda Sistemi” isimli çalışmasıyla “Fizik” dalında ‘Teşvik’ ödülü alan Burak Sinanoğlu, 1971 İstanbul doğumlu. Atılgan, hareketli, esprili Şükrü’nün aksine sessiz, sakin bir kişiliğe sahip olan Burak Sinanoğlu, bilgisayarla olan tanışıklığının çok eskilere, çocukluk yıllarına dayandığını söylüyor.
Evdeki ve işyerindeki bütün elektrikli aletlerin kontrol ve kumandasının bilgisayarlar tarafından yapılmasını sağlamak için proje geliştirdiğini belirten Burak Sinanoğlu, “Yaptığım çalışmayla ev ve iş yerlerinden 120 elektronik aleti kontrol altına alabileceğini tespit ettim” diyor.
