Miçotakis'ten skandal talep: Türkiye AB Fonuna girmesin diye TBMM’yi hedef aldı

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye'nin Avrupa Birliği’nin yeni savunma projelerine katılımını hedef alan skandal bir açıklamada bulundu. Miçotakis, Türkiye'nin AB savunma fonlarına erişim için “savaş tehdidi” anlamına gelen 1995 tarihli TBMM kararını kaldırması gerektiğini savundu.
Türkiye’nin AB Savunma Fonuna resmen katılmasını hazmedemeyen Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, dikkatleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çevirdi.
Miçotakis, Ankara’nın 1995’te aldığı ve Yunanistan’ın Ege’de kara sularını genişletmesi durumunda “savaş nedeni” sayılacağını ilan eden kararı hedef alarak, bu tehdidin kaldırılmasını şart koştu.
Miçotakis, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bu mesajı doğrudan ileteceğini belirtti.
Ankara’nın Avrupa savunma iş birliklerine, özellikle SAFE gibi silahlanma programlarına katılabilmesi için, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yönelik tehditlerin sona ermesi gerektiğini ileri sürdü.
Öte yandan Miçotakis, deniz yetki alanlarının belirlenmesine yönelik müzakerelerin başlatılması için zemin arandığını ve önümüzdeki aylarda Türkiye ile üst düzey bir toplantı düzenlenmesinin planlandığını açıkladı. Yunan lider, iki ülke arasındaki ilişkilerde gözle görülür bir iyileşme yaşandığını da savundu.
TÜRKİYE'DEN NET MESAJ: AVRUPA GÜVENLİĞİNDE DIŞLAMA OLMAZ
Türk Savunma Bakanlığı’ndan bir kaynak, Yunanistan’ın Türkiye’yi dışlamaya yönelik tutumunu eleştirerek, “Avrupa güvenliği Türkiye’siz düşünülemez. Bu tür yaklaşımlar hem iyi niyetli değildir hem de başarısızlığa mahkumdur” dedi. Kaynak ayrıca, ikili meselelerin çok taraflı platformlara taşınmasının yapıcı bir çözüm üretmeyeceğini vurguladı.
TÜRKİYE'NİN AB SAVUNMASINDAKİ ROLÜ ARTIYOR
Türkiye’nin, AB’nin 150 milyar avroluk yeni savunma fonu SAFE başta olmak üzere Avrupa projelerine katkısı, özellikle Bayraktar SİHA’ları ve savunma sanayisindeki seri üretim kabiliyetiyle öne çıkıyor. Ankara, NATO’nun ikinci büyük ordusu olarak, Avrupa savunma mimarisinde kilit rol üstlenmeye hazırlanıyor.
1995 TBMM BİLDİRİSİ NEDİR?
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 8 Haziran 1995’te oybirliğiyle kabul ettiği bildiride, Yunanistan’ın Ege Denizi’nde kara sularını 12 deniz miline çıkarması halinde bunun Türkiye’nin hayati çıkarlarını tehdit edeceği ve böyle bir durumda hükümete her türlü önlem, gerekirse askeri tedbir alma yetkisi verildiği ilan edilmişti.
Yunanistan’ın, 1995’te Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne dayanarak Ege kara sularını genişletme yetkisini kendi hükümetine vermesi üzerine Türkiye sert tepki göstermişti. TBMM’nin Haziran 1995’te kabul ettiği bildiride, Türkiye’nin Ege’deki hayati çıkarlarını korumak adına gerekirse askeri önlemler alınabileceği vurgulandı.
TÜRKİYE'NİN KIRMIZI ÇİZGİSİ: 12 MİL HAMLESİ KABUL EDİLEMEZ
Bildiride, "Bir yarımada olan Türkiye'nin, dünya denizlerine ve okyanuslarına Yunan kara sularından geçerek ulaşmasına yol açacak böyle bir durumu kabul etmesi asla düşünülemez" denildi. Türkiye’nin, Ege Denizi’nde %7’lik bir kara suyu egemenliğine sahip olduğu belirtilirken, Yunanistan’ın bunu %72’ye çıkarmaya yönelik hamlesi bölgesel dengeyi tehdit eden bir adım olarak tanımlandı.
LOZAN'DAN BUGÜNE EGE'DE EGEMENLİK DENGESİ
Açıklamada, 1964'te 6 deniz miline çıkarılan Türk kara sularının ise Ege'nin yaklaşık yüzde 7'sine karşılık geldiği belirtilerek Ege'nin yarısının halen açık deniz alanı statüsünde olduğu vurgulandı.
TBMM bildirisi şu ifadelerle sonuçlanmıştı:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yunanistan Hükümeti'nin Lozan'la kurulmuş dengeyi bozacak biçimde Ege'deki kara sularını 6 milin ötesine çıkarma kararı almayacağını ümit etmekle birlikte, böyle bir ihtimal durumunda, ülkemizin hayati menfaatlerini muhafaza ve müdafaa için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne, askeri bakımdan gerekli görülecek olanlar da dahil olmak üzere, tüm yetkilerin verilmesine karar vermiştir."
EGE'DEKİ KRİZ BAŞLIKLARI: KARA SULARI, FIR HATTI, HAVA SAHASI
Türkiye ile Yunanistan arasında Ege Denizi’nde çözüm bekleyen pek çok başlık bulunuyor. Bunlar arasında kara sularının genişliği, Doğu Ege adalarının silahsızlandırılması, adacıkların yasal statüsü ve Yunanistan’ın ulusal hava sahasını 10 deniz mili olarak ilan etmesi gibi tartışmalı konular öne çıkıyor.