Uzaya en yakın yerleşim yeri: 50 bin kişinin yarım oksijenle yaşadığı bu şehrin sırrı ne?
Bilim adamları, deniz seviyesindeki oksijenin yarısı kadarının bulunduğu, dünyanın en yüksek yerleşim yeri olan Peru'daki 5 bin 300 metre irtifadaki La Rinconada şehrine zorlu bir yolculuk gerçekleştirdi. Araştırmacılar, 50 binden fazla maden işçisinin uzun süreli oksijen eksikliğine (hipoksi) nasıl uyum sağladığını yerinde inceleyerek, elde edilecek verilerle yeni tedavi yöntemleri geliştirmeyi amaçlıyor.
Deniz seviyesinden tam 5 bin 300 metre yükseklikte, oksijenin yarıya düştüğü bir şehir… Peru’da bulunan La Rinconada, yalnızca dünyanın en yüksek yerleşim yeri olmasıyla değil, insan vücudunun sınırlarını zorlayan yaşam koşullarıyla da bilim dünyasının radarına girdi.
Aralarında hipoksi (oksijen yetersizliği) konusunda uzman isimlerin bulunduğu Fransız bilim adamlarından oluşan bir ekip, bölge halkının bu aşırı şartlara nasıl uyum sağladığını incelemek için La Rinconada’ya doğru zorlu bir yolculuğa çıktı. Araştırmanın amacı, uzun süreli oksijen eksikliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini yerinde gözlemlemek.
NEFES ALMANIN BİLE ZOR OLDUĞU BİR ŞEHİR
La Rinconada’da yaşayan 50 binden fazla insan, çoğunlukla altın madenlerinde çalışıyor. Şehirde ne bitki örtüsü var ne de düzenli bir içme suyu kaynağı… Ancak en büyük sorun, deniz seviyesine kıyasla yaklaşık yüzde 50 daha az oksijen bulunması. Bu durum, normal şartlarda insan vücudu için ciddi bir stres kaynağı.
Bilim adamları bu ortamda yaşayan insanların kalp, akciğer ve kan dolaşımı sistemlerinde nasıl değişimler yaşandığını anlamaya çalışıyor. Çünkü bu şehirde doğan ya da yıllarca yaşayan insanlar, adeta insan biyolojisinin sınırlarını yeniden tanımlıyor.
ARAŞTIRMA İÇİN AYLARCA HAZIRLIK YAPILDI
“Expedition 5300” adı verilen bu bilimsel çalışma, Grenoble-Alpes Üniversitesi ve özel kuruluşların desteğiyle yürütülüyor. Araştırmacılar, Lima’dan başlayarak Puno (3 bin 800 m) ve ardından La Rinconada (5 bin 300 metre) olmak üzere kademeli bir yükselme planı izliyor.
Bu sayede farklı yüksekliklerde yaşayan, benzer etnik özelliklere sahip topluluklar karşılaştırılabiliyor.
Çalışmanın başındaki isim olan Samuel Vergès, yaklaşık 15 yıldır yüksek irtifa ve hipoksi üzerine çalışan bir uzman. Daha önce Mont Blanc ve Himalayalar’da yapılan araştırmalarla tanınan ekip, bu kez gözünü kalıcı yerleşimlerin olduğu en ekstrem noktaya çevirdi.
TIPTA YENİ YÖNTEMLERİN YOLUNU AÇACAK
Araştırmanın en dikkat çekici yönlerinden biri, elde edilecek verilerin yalnızca La Rinconada halkı için değil, deniz seviyesinde yaşayan insanlar için de yeni tedavi yöntemlerine kapı aralayabilecek olması. Bilim adamları, kontrollü hipoksi uygulamalarının bazı hastalıkların tedavisinde kullanılabileceğini düşünüyor.
Bu çalışma sayesinde hem dünyanın en zorlu şehirlerinden birinde yaşayan insanların sağlık sorunları daha iyi anlaşılacak hem de modern tıp için yeni yaklaşımlar geliştirilebilecek.
La Rinconada, bir kez daha gösteriyor ki insan, en imkansız görünen koşullarda bile hayatta kalmanın bir yolunu bulabiliyor, bilim de bu sırların peşinden gitmeye devam ediyor.
