İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran: Sıkılaşmaya devre arası gerek
İş Bankası Genel Müdürü Aran, 2,5 yıldır süren sıkı para politikası sürecinde yapısal reformların tamamlanması için bir mola gerektiğini belirtti ve “Orta direk zayıflıyor, tedbir alınmalı. İşletmelerimizin tek çıkar yolu ucuz iş gücü değil, kaliteli, katma değerli üretim” dedi.
- Hakan Aran, enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı para politikasının sonsuza kadar süremeyeceğini ve ekonomik programın tek bir konuya odaklanmaması gerektiğini savundu.
- Aran, kredi fiyatlamalarının yüksek faizyele maruz kalanların borç ödeme alışkanlığını bozduğunu ve yapılandırma ve afların ahlaki bir erozyona sebep olduğunu belirtti.
- Aran, Türkiye'nin küresel rekabette ucuz iş gücüyle rekabete imkân vermeyen bir seviyeye ulaştığını ve katma değerli üretim gerektiğini vurguladı.
- Aran, kişi başına düşen millî gelirin 17 bin dolar seviyelerine çıkmasına rağmen, medyan gelirin 4-5 bin dolar seviyesinde kaldığına işaret ederek orta direğin eridiğini söyledi.
- İş Bankası MEXT ve OSBÜK iş birliği ile yürütülen “100 KOBİ’nin İkiz Dönüşüm Yolculuğu” projesinin sonucunda işletmelerde yüzde 10-20 arasında verimlilik artışı sağlanmasından bahsedildi.
ÖNDER ÇELİK - Türkiye İş Bankası ve Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) iş birliği ile 2024’te başlatılan ‘OSB’lerde İkiz Dönüşüm Buluşmaları’nın beşincisi; Konya, Gaziantep, İzmir ve Ankara’nın ardından İstanbul’daki OSB’lerde ihracat ve istihdam odaklı üretim yapan firmaları bir araya getirdi. Projenin kapanış toplantısında ekonomik program ve reel sektörün durumu hakkında mesajlar veren İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı para politikasının sonsuza kadar süremeyeceğini belirterek, sanayide dönüşüm ve eksik parçaların tamamlanması için programa bir “devre arası” verilmesi gerektiğini savundu.
Merkez Bankası'nın rezervlerinde artış!
AFLAR AHLAKI BOZUYOR
Mevcut ekonomik programın tek bir konuya gereğinden fazla odaklanılması durumunda riskler barındırdığına dikkat çeken Aran, sıkılaşmanın dozunun sürekli artırılmasının yan etkilere yol açabileceğini ifade etti. Aran “Doğru yerde, doğru şekilde bir mola vermenin faydalı olduğuna inanıyorum. Aksi takdirde yan etkiler, ana konunun önüne geçebilecek boyuta ulaşabilir” dedi. Kredi fiyatlamaları nedeniyle kredibilitesi yüksek müşterilerin borçlanmaktan kaçındığını, ödeme güçlüğü çekenlerin ise yüksek faize razı olduğunu belirten Aran, sürekli çıkarılan yapılandırma ve afların da borç ödeme alışkanlığını bozarak ahlaki bir erozyona neden olduğunu dile getirdi.
KURT KIŞI GEÇİRİR AMA...
Hakan Aran “Bu geçtiğimiz dönemi kış dönemi olarak nitelendirirsek evet kış belki sert geçiyor. Kurt kışı geçirirmiş ama yediği ayazı da unutmazmış. O yüzden bizim de bu dönem içerisinde bu dönemi nasıl geçirdiğimizi unutmamamız gerekiyor. Bu dönem başlamadan önce yaşanan o daha bol paraya erişimin kolay olduğu paranın bol olduğu dönemde kredileri nasıl kullandığımız, ne amaçla kullandığımızı gözden geçirip bundan sonra o mola verildiğinde ve politika değişip tekrar finansal erişim rahat hâle geldiğinde nasıl kullanmak gerektiğini bence çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Aksi takdirde biz gene aynı hataya düşebiliriz” diye konuştu.
İKİZ DÖNÜŞÜMLE VERİMLİLİK ARTTI
Konuşmasının son bölümünde İş Bankası, MEXT ve OSBÜK iş birliğiyle yürütülen “100 KOBİ’nin İkiz Dönüşüm Yolculuğu” projesinin sonuçlarını paylaşan Aran, proje sonucunda işletmelerde yüzde 10-20 arasında verimlilik artışı, yüzde 50’ye varan kapasite artışı ve enerji maliyetlerinde yüzde 20’ye varan tasarruf sağlandığını açıkladı.
MISIR İLE YARIŞAMAYIZ
Türkiye’nin küresel rekabetteki konumuna da değinen Aran, ucuz iş gücüne dayalı rekabet döneminin kapandığını net bir dille ifade etti. Aran şunları kaydetti: Türkiye’nin bugün gelmiş olduğu seviye, ucuz iş gücüyle rekabete imkân vermiyor. Tekstili örnek alırsak, Mısır’la rekabet etme şansımız yok. Mısır’daki asgari ücret seviyesiyle Türkiye’de iş gücü bulunmasını beklersek çok bekleriz. Biz o aşamaları geçtik. O yüzden bizim çözümümüz artık ucuz iş gücü odaklı değil, mutlaka katma değerli üretim konusu olmak durumunda ve bu sefer verilen o molayı mutlaka ve mutlaka verimli ve katma değerli üretim için kullanmamız gerekiyor.
ORTA DİREK ZAYIFLIYOR
Kişi başına düşen millî gelirin 17 bin dolar seviyelerine çıkmasına rağmen, medyan gelirin 4-5 bin dolar seviyesinde kaldığına işaret eden Hakan Aran, orta direğin eridiğini söyledi. Aran “Orta grup ya yoksulluğa doğru ya da zenginliğe doğru kayıyor. Hava yastığı olarak görülen orta segmentin zayıflaması, gelir dağılımı adaletsizliğini artırıyor. Ev sahibi-kiracı kavgaları ve asgari ücret tartışmalarındaki uzlaşmazlıkların temelinde bu yatıyor” ifadelerini kullandı.
