55 yılı geride bıraktı! Sadık Söztutan: Bizim farkımız okuyucumuzun Türkiye gazetesine gönülden bağlılığı

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Gündem Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Türkiye gazetesi 55 yıllık yayın hayatını kutluyor. 46 yıllık yayın hayatı hakkında konuşan Yazı İşleri İşleri Müdürü Sadık Söztutan duygu ve düşüncelerini paylaştı. 1 Mart 1980 yılından itibaren birlikte çalıştığı arkadaşlarını anlatan Söztutan, "Türkiye gazetesi ilk günkü çizgisinden bugüne 55 sene bir gram sapmadı, dümdüz yoluna devam etti. Nedir o?" diyerek gazetenin yayın politikasını anlattı.

ALİ TÜFEKÇİ - Türkiye gazetesi yarım asrı geçen yayın hayatıyla basın tarihinde yeniliklerin gazetesi oldu. 

22 Nisan 1970 yılında "Hakikat" adıyla yayın hayatına başlayan gazete, "Türkiye" ismini alarak ülkemizin en köklü yayın kuruluşları arasına girdi. 

Son yüzyılın yarısından fazlasına şahitlik eden Türkiye gazetesinin 46 yıldır çalışanı ve şu anda Yazı İşleri Müdürü Sadık Söztutan, 55 yıl boyunca zor zamanları atlatan gazetenin başarısı hakkında konuştu.

"İLK GÜNKÜ ÇİZGİSİNDEN BUGÜNE 55 SENE BİR GRAM SAPMADI"

Gazeteyle ilk karşılaştığı günleri anlatan Söztutan şunları söylüyor:

"Türkiye gazetesinin Türkiye için bir nimet olduğunu söylemek isterim açıkçası. Bu bir subjektif değerlendirme değil. Gerçekten Türkiye gazetesi kelimenin tam manasıyla bu ülkenin çimentosu.

Aşağı yukarı 46. yıla giriyorum. Çocuktuk neredeyse başladığımızda ve bugün gördüğün gibi dede olduk.

1970 yılının 22 Nisanında 'Hakikat' ismiyle kurulmuştu malum Türkiye gazetesi. 1978'de tanıdım ve dışarıdan, uzaktan Kars Sarıkamış'tan yazılar gönderiyordum amatörce. 1 Mart 1980'den itibaren de resmi olarak burada bulunmaya başladım."

Bambaşka bir şekilde değerlendirilmesi gereken bir mübarek çatı burası. Burası Türkiye için Türk insanı için bir bir sığınak bir nefes bir oksijen çadırı.

Çünkü dönem dönem çok sıkıntılar çekti bu ülke. Darbeler gördü, krizler gördü... Bütün bunların şahitliğini yapan Türkiye gazetesi ilk günkü çizgisinden bugüne 55 sene bir gram sapmadığı gibi dümdüz yoluna devam etti. Nedir o?

Türk insanına dinini ve vatanını sevdirmek, asla ihanet etmemek, şartlar ne olursa olsun ülkesinin, milletinin yanında olmak."


55 yılı geride bıraktı! Sadık Söztutan: Bizim farkımız okuyucumuzun Türkiye gazetesine gönülden bağlılığı - 1. Resim

"GAZETELERİN TİRAJI TERSİNE DÖNDÜ"

"Bu mübarek ülkü peşinde Enver Ören Bey'in ağır, yoğun, yorgun mesaisiyle, gözyaşlarıyla yüzdürdüğü bu gemi onun vefakar arkadaşlarıyla 2013 yılına kadar geldi. Enver Bey'in ahirete irtihalinin ardından Mücahid Ören Bey'in kaptanlığa geçmesiyle sağlam ve emin adımlarla yoluna devam ediyor." diyen Söztutan, gazeteciliğe başladığı yıllardan bugüne yaşanan değişimi şöyle anlatıyor:

"Ben başladığımda Türkiye'nin nüfusu 45 milyon civarındaydı ve gazetelerin tirajı 5 milyonun üzerindeydi. Bu oran tersine döndü. Türkiye'nin nüfusu arttı. Gazetelerin tirajı azaldı.

Bu 55 yıl yolculuğunda bizim çok gurur zamanlarımız oldu. Tiraj rekorları kırdık bilindiği gibi. 1.5 milyon tiraj bugünkü gazetelerin toplamının iki katı kadar.

Çok özel haberler yaptık; gerek sporda, siyasette, aktüalitede, gazeteciliğin her alanında unutulmaz haberler.

Burada birlikte gazeteciliğe başladığımız genç arkadaşlarımız bugün Türkiye'nin önemli televizyon ve gazetelerinde ünlü isimler olarak karşımıza çıkıyor ve burası hâlâ üretmeye devam ediyor.

Enver Bey'in bıraktığı noktada Mücahid Bey daha da ileri götürdü. Onlara baktığımız zaman ihlasın sahip olduğu şirketlerin daha ileri bir noktaya taşındığını görüyoruz."


55 yılı geride bıraktı! Sadık Söztutan: Bizim farkımız okuyucumuzun Türkiye gazetesine gönülden bağlılığı - 2. Resim

"BASIN TARİHİNİN REKORUNU KIRDI"

Türkiye gazetesinin kuruluşunda ve gelişmesinde yer alan kadroyu hatırlatan Söztutan aklına gelen isimleri şöyle sıralıyor: 

"Buradaki hüznümün sebebi de birlikte çalıştığımız ağabeylerimiz, çok kıymetli insanlar ahirete gittiler. Sırf onlardan bir kısmını bereket olsun diye, vefa olsun diye yad etmek isterim.

Mehmet Çetin Doğanalp, İbrahim Sermet Altınayar, İsmet Emanet, elbette Yusuf Ziya Yalçın, Ankara'da Enver Yazıcı, Sait Arvas Hocamız, Ahmet Arvasi Bey aklıma gelenler...  Adnan Uncuoğlu, Ethem Kırçın, Cevdet Sözsutan, bulmacacımız Cafer Sözsutan, Harun Yerebakan, Cem Ertürk en önemlilerinden biri ve sadece Türkiye gazetesinin değil aslında dünya basın tarihinin rekorunu kırmış olan Mustafa Necati Özfatura.

40 yıla yakın yazdı ve üç ayrı isimle yazdı. Bir günde üç makalesi çıkardı. Dolayısıyla o makale sayısı bakımından rekordur.

Ayrıca da dünyanın geleceğine örnek Sovyetler Birliği'nin dağılacağını 1980'lerde söylemişti. Afganistan'ı Sovyetlerin işgal edemeyeceğini söylemişti. İşte Amerika'yla ilgili öngörüleri vardı."


55 yılı geride bıraktı! Sadık Söztutan: Bizim farkımız okuyucumuzun Türkiye gazetesine gönülden bağlılığı - 3. Resim

"KENDİ MATBAA MAKİNAMIZI ÜRETTİ"

Gazetenin çalışanlarından Muharrem Bakça'yı anlatan Söztutan, o dönemde bir ilke imza atılarak yerli matbaa makinasının üretilmesine dikkat çekiyor:

"Muharrem Bakça Beyi anmak isterim. Çünkü Türkiye'de bir ilki başardı ve kendi matbaamızı üretti. Yani bir makine mühendisiydi ve Türkiye'de makine üretti. Baskı makinası... Bu hayal edilebilecek bir şey değil.

"O MÜBAREK İNSANLARA VEFA BORCUMUZ VAR"

"Çok kıymetli insanlar geldi geçti bu kurumdan. Hepsinin emeği var. Gecesi var. Gündüzü var. Gözyaşı var. Çok kıymetliydiler ve halen tabii çalışan arkadaşlarımız da öyle.

Ama ilk yılların heyecanı ve tabir yerindeyse bir bakkaldan bir hipermarkete yürüyüşün kilometre taşlarıydılar, tuğlalarıydılar bu binanın. O mübarek insanlara vefa borcumuz var.

Başta dünya bana göre tabii dünyanın en büyük bilim adamlarından, en büyük öğretmenlerinden, en büyük gazete patronlarından, en kıymetli ağabeylerinden biri olan benim manevi babam Enver Ören Bey olmak üzere.

Hani bir laf var. İyi insanlar iyi atlara bindiler gittiler. Gerçekten öyle. Her biri için program yapmak gerekir.

Başta Enver Ağabeyi tabii günlerce anlasak bitmez. O bu ülke için bir lütuftu, geldi geçti.


55 yılı geride bıraktı! Sadık Söztutan: Bizim farkımız okuyucumuzun Türkiye gazetesine gönülden bağlılığı - 4. Resim

YASAKLANAN HABERLER

Darbe yıllarını anlatan Söztutan 12 Eylül ve askeri vesayet dönemlerinde yaşanan zorlukları şu cümlelerle anlatıyor: 

"Ağır şeyler denizin altına gider. Hafif şeyler üste çıkar.

Biz de ağır darbeler yaşadık aslında. Çünkü mesela gazetede bir basit haber yüzünden gazete kapanabiliyordu.

İstanbul Sıhhi Yönetim Komutanı karar veriyor. Bu gazeteyi kapattım diyebiliyordu.

Gazetenin duvarları yasak tamimleriyle duyurularıyla doluydu. 'Emniyet önünde bir patlama oldu. Bu haberi girmek yasaktır. Sıhhi Yönetim Komutanlığı 3 numaralı bildirisi' falan gibi."


55 yılı geride bıraktı! Sadık Söztutan: Bizim farkımız okuyucumuzun Türkiye gazetesine gönülden bağlılığı - 5. Resim

"DEVLET ARABASININ DİREKSİYONUNA MÜDAHALE ETMEMEK"

Gazetenin prensiplerine dikkat çeken Söztutan, Enver Ören'in şartlar ne olursa olsun, devlet menfaatlerini her şeyin önünde gördüğünü, otomobil örneği üzerinden anlatıyor:

"Enver Bey'in şimdi de Mücahid Bey'in prensibi, devleti bir otomobile benzetirsek direksiyondaki kişiye dışarıdan müdahale etmemek, mümkün mertebe onun işini kolaylaştırmaktır. 

Muhalefetin sıkça yaptığı gibi elini kolunu çekiştirmek, gaza frene dokunmak değil, devlet otomobilinin selametle yoluna devam etmesi için elimizden ne gelirse onu yapmaktır. Türk insanının huzur ve refahı, Türk devletinin yaşaması için...

Bunu hep Enver Bey söylüyordu zaten. Gazete yazarlarımız da öyle, haberlerimiz de öyle.. Kışkırtıcı olmayan bölücü olmayan, kötü örnek olmayan, aileyi koruyan, aileyi merkeze alan bir yayın politikası.


55 yılı geride bıraktı! Sadık Söztutan: Bizim farkımız okuyucumuzun Türkiye gazetesine gönülden bağlılığı - 6. Resim

"GAZETEMİZ OKUYUCUYLA ET KEMİK GİBİ AYRILMAZ"

Okuyucularla gazetenin çok yakın temas halinde olduğunu söyleyen Sadık Söztutan, torba torba mektupların geldiğini ve bu temasın günümüzde de aynı samimiyetle devam ettiğini dile getiriyor. 

"Postacı bildiğiniz tenis torba ile sırtında mektup getirirdi ve yazışlarının ortasına döker giderdi. Herkes mektuplara saldırırdı. Çünkü herkese mektup geliyor.

Özellikle yazı yazanlara çok güzel mektuplar geliyor. Dram geliyor, hatıra geliyor, yardım talebi geliyor. Gazetemiz okuyucuyla et kemik gibi ayrılmaz.

"BİZİM FARKIMIZ OKUYUCUMUZUN GÖNÜLDEN BAĞLILIĞI"

"Bugün artık insanlar bugün gazeteleri plazalara taşındı ve halktan kopuk yaşıyor ne yazık ki." diyen Söztutan okuyucudan alınan gücü vurguluyor:

"Eskiden Cağaloğlu'nda gazeteye okuyucu gelirdi. Bir şey derdi varsa gelir gazetede anlatırdı. Yüz yüze görüşürdünüz. Bu aslında gazeteciyi besleyen bir şey. Okuyucuyla hemhal olmak zenginleştiriyor insanı.

Bizim farkımız Türkiye gazetesine gönülden bağlılığı. Çünkü bir hakikaten gaye ülkü birliği vardı. Yani gazeteci okuyucu ilişkisi değil sıradan. Bir ailenin fertleri gibiydi. Bunu basmak kalıp laf olarak söylemiyorum, yaşadık, biliyoruz.

Enver Beyi de bir aile reisi gibi görürdü okuyucu, çok severdi."


55 yılı geride bıraktı! Sadık Söztutan: Bizim farkımız okuyucumuzun Türkiye gazetesine gönülden bağlılığı - 7. Resim

"UYUMAYANLAR SAYESİNDE UYUYORUZ"

"Turgut Özal da Enver Abi'yi çok severdi elbette. Bir gece saat 2'de aramış "Enver Bey uyuyor musun?" diye.

Enver Bey Enver Abi'ler de "Uyumayanlar sayesinde uyuyoruz." demişler.

Bu iltifat Turgut Özal'ın çok hoşuna gitmiş, dua etmiş. Yani siz uyumuyorsunuz, memleket için çalışıyorsunuz, biz rahat uyuyoruz gibi.

Sürekli gece gündüz görüşürlerdi. Gazeteye de çok geldi Turgut Bey. Çok güzel hatıra defterinde satırları da var.

Bu memleketin zaten siyasi seyrine baktığınız zaman Adnan Menderes, Turgut Özal ve bugün Tayyip Bey işte iyi hizmetler yapıyor.

İnsanlar da bunların karşılığını verdi sevgisiyle, saygısıyla."

"MÜCAHİD BEY GAZETECİLİĞİ HEPİMİZDEN İYİ BİLİR"

"Patronluğu Enver Bey de sevmezdi kelime olarak Mücahid Bey de sevmiyor.

Medya dünyasında diyelim bugünkü tabirle 'gazeteci kökenli olan tek patron Mücahit Bey'dir.

Mücahid Bey 7 yaşından itibaren gazetenin basıldığı makinalar, bobinler arasında gezerek, yazı işlerinin pikaj masaları arasında dolaşarak büyüdü ve gazeteciliği hepimizden iyi bilir.

Enver Bey gibi Mücahid Bey'le takıldığımız noktada öyle bir çözüm üretir ki şaşar kalırsınız."

"ALLAH'A ŞÜKREDİYORUM"

"Bu zatlarla beraber bulunma şerefi için Allah'a şükrediyorum. Dünya ve ahiret saadeti biliyorum. Yani dünyada başka nerede Allah korusun başka bir yerde çalışıyor olsaydım böyle bir hayat yaşayamazdım.

Artı olarak ne varsa ihlasa borçluyum, eksi olanlar bana aittir. Bu vesileyle tekrar Enver abime ve bu kurumdan gelmiş geçmiş ahirette irtihal etmiş olanlara dualarımı gönderiyorum."

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...