Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar! "Bu bir felaket" diyerek sitem etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul'da Uluslararası Aile Forumu'nda açıklamalarda bulundu. Aile kurumunun önemine dikkat çeken Erdoğan, "Türkiye'nin doğurganlık hızı tarihimizde ilk kez 1,48'e gerilemiş durumda. Bu bir felaket... Bu rakam kritik eşik olan 2,1'in çok altında bir seviyede... İster iktidar ister muhalefet olsun kimse buna kayıtsız kalamaz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hilton Bomonti Hotel'de düzenlenen Uluslararası Aile Forumu'nda değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
"Bugün İstanbul'umuzda insanlığın geleceği adına hayati bir konuyu ele almak üzere bir araya geldik. Aile toplumun temel yapı taşıdır, yeri doldurulamaz. Bu yüzden aileye büyük önem veriyoruz. Burada hayati bir konuyu ele alıyoruz. Hazreti Adem babamız, Hazreti Havva validemizden beri aile vardır.
Kadın ve erkekten oluşan aile müessesesi insan neslinin devamı için de vazgeçilmez yere sahiptir. Aile, en korunaklı limanımızdır. İstikbalimizin teminatı olan çocuklarımızın ilk eğitimini aldığı bir yuvadır.
"AİLENİN ÇÖKTÜĞÜ HER TOPLUM ÇÜRÜMEYE MAHKUMDUR"
Ailenin çöktüğü yıprandığı her toplum çökmeye mahkumdur. Aileye yönelik her türlü saldırıya karşı koymak hepimizin asli vazifesidir. Aileyi savunmak insanı savunmaktır.
Tarih bize şu hakikati defalarca gösterdi; modernleşmeyi, ailesizleştirme ve yalnızlaşma gibi iki kavram üzerine bina etmek, bireye de topluma da huzur vermez. Ailenin çöktüğü her toplum kökünden çürümeye mahkumdur. Kültür emperyalizmi tüm araç gereç ve aparatlarıyla aile müessesini peklemeye çalışmakta. Bunun da gerisinde; bölüşen, dertleşen, sevinen bir ailenin kültür emperyalizminin varoluş dinamiklerine tehdit oluşturması bulunmaktadır.
"KADINI DA ÇOCUĞU DA İNSAN ONURUNU DA TEHDİT EDİYOR"
Tüketim kültürünün özendirilmesiyle eş zamanlı olarak ailenin itibarsızlaştırılmaya çalışılmasının sebebi bunlardır. Birileri ısrarla kabul etmek istemese de ailesinden koparılmış, millet bağı zayıflamış bireyin özgür ve özgün olmasına imkan yoktur. Özgürlük ambalajıyla sunulan aslında esaret ve kölelik düzenidir. Bugün insanlık kendi varlığının en temel hakikatleriyle sınanıyor. Adına özgürlük denilen bu kuşatma kadını da çocuğu da insan onurunu da tehdit ediyor.
"LGBT BELASINI ELEŞTİRENLER LİNÇ EDİLİYOR"
LGBT belasını eleştirdiği için sanatçılar, siyasiler linç ediliyor. Bir başka acı verici gerçek ise cinsiyetsizleştirme projeleriyle insan fıtratını inkar edenler, çocuklarımızın bedenlerine tıbbi müdahalelerde bulunarak masum çocukları da istismar etmektedir. Bu istismarı kesinlikle izleyemeyiz.
"AİLEYE SAVAŞ AÇAN İDEOLOJİLERE EYVALLAH DEMEYECEĞİZ"
Türkiye olarak aileye savaş açan hiçbir ideolojiye eyvallah demeyeceğimizi özellikle ifade ediyorum. Her ne kadar ülkemiz içinde muhalefet partileri ve kimi kadın örgütleri tarafından himaye ediliyor olsa da milli bünyemizi açıkça tehdit eden cinsiyetsizleştirme projeleriyle mücadelemizi sürdüreceğiz. LGBT sapkınlığına karşı mücadele, aynı zamanda özgürlük mücadelesi, haysiyet ve insanlığın istikbalini kurtarma mücadelesidir.
Bu odaklar uzun yıllar da nüfus kontrolü ve aile nüfus politikalarının savunuculuğunu yaptı. Kürtaj yine aynı çevreler tarafından masumlaştırıldı. Neticede demografik dengemiz maalesef alt üst oldu. Bugün de bu politikaların can yakıcı sonuçlarıyla dramatik şekilde yüzleşiyoruz.
"DOĞURGANLIK HIZI VERİLERİ BİR FELAKET..."
Türkiye'nin doğurganlık hızı tarihimizde ilk kez 1,48' gerilemiş durumda. Bu bir felaket... Bu rakam kritik eşik olan 2,1'in çok altında bir seviyede... İster iktidar ister muhalefet olsun kimse buna kayıtsız kalamaz. Tabi biz bunu söyleyince hemen ekonomi diyor. Muhalefet bu meseleyi istismar ediyor. Ülkemizde doğum hızının düşmesinin sebebi ekonomide yaşanan dönemsel sorunlar değil. Tam aksine kişi başına düşen gelirin şu anki seviyenin beşte bir olduğu dönemlerde ülkemizin doğurganlık hızı yaklaşık 2 kat fazlaydı.
2025 senesini aile yılı ilan ettik. 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde vaadimiz olan Aile ve Gençlik Fonu'nu devreye soktuk. 114 bin kardeşimiz müracaat etti. Hak kazanan çiftlerimizin sayısı 41 bine ulaştı. Doğum yardımı ödemelerini 28 Mayıs'ta yapacağız.
Aile ve nüfus bir yıla sığdırılacak kadar dar bir gündem değildir. Aileyi ve insan fıtratını koruyan kalıcı politikalar geliştirmek zorundayız. 2026-2035'i aile ve nüfus 10 yılı ilan ediyoruz. 26 ülkenin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz forumun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.