Erdoğan'dan tepki: Şaibe peşindeler

"Neticeyi şimdiden görenler, seçime gölge düşürmenin peşinde. 7 Haziran'da Cumhuriyet tarihinin katılım rekoru kırılacağına inanıyorum"
YILDIRAY OĞUR
Almanya'nın Karlsruhe ve Belçika'nın Hasselt kentlerinde on binlerce gurbetçiyle buluşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa çıkarmasından memnun ayrıldı. Dönüş yolunda gezisini izleyen gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
MİDE BULANDIRIYORLAR
Suriye'ye gireceğimizi iddia eden zat, ortaya bir yalan attı. Aynı gün Genelkurmay Başkanımızla haftalık görüşmemiz vardı. O da şakayla karışık "Suriye'ye harekat yapacak ordunun komutanının Cumhurbaşkanı'nın yanında ne işi var" dedi. Böyle şeyler, bunların devlet yönetiminden çok uzak olduklarını gösteriyor. Nerede ne konuşulacağını bilemeyenler, sadece mide bulandırmaktan, ülkedeki sağlıklı düşünce yapısını adeta bozmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyor.
DERTLERİ GÖLGE DÜŞÜRMEK
Halkın seçim sonuçlarına güvenmediği iddiaları için çok saçma. Muhtemelen neticeyi şimdiden görenler, "nasıl şaibe düşürebiliriz" gayreti içinde. Nitekim AGİT temsilcilerine de benzer şeyler söylemişler. Dertleri şimdiden seçime gölge düşürmek. Mazbatalar, tutanaklar ortada olduktan sonra şaibe karıştırma girişimlerinin hiç biri tutmaz.
SEÇİMDE REKOR KIRILIR
Sandık güvenliği için tüm tedbirler alındı. Bir de partilerin sandıklara sahip çıkması gerekiyor. Her halükarda milletimizin demokratik hakkını kullanması lazım. İnanıyorum ki, çok yüksek bir katılımla Cumhuriyet tarihindeki en büyük seçime katılım rekoru kırılacaktır.
İNGİLTERE DERSİ
Başbakanlığım döneminde en son barajın kaldırılması gündeme geldiğinde, üç teklif verdik. Daraltılmış bölgeye gidelim. Barajı yüzde 5 yapalım. Eğer bunu istemiyorsanız barajı tamamen kaldıralım ama dar bölge yapalım. Bu da olmuyorsa, kusura bakmayın. Demek mevcut sistemden memnunsunuz. Böyle yürüyün.
Ordu ve Trabzon beşer milletvekili çıkarıyor. Milletvekili başına 100-150 bin civarında oy gerekiyor. Ama 100 binin çok çok altında oyla çıkaranlar var. Tunceli'yi, Bayburt'u düşünün. Bu adalet değil. Ama dar bölge olsa adaleti yakalarsınız. Tabii muhalefetin hiçbirinin işine gelmiyor. Dar bölge olduğu zaman oradan vekil çıkaramayabilirler. İngiltere'de 1 saat içinde 3 siyasi partinin genel başkanları istifalarını verdi. Bu çok çok önemli bir ders.
KİMSE MİT'İ ZAN ALTINDA BIRAKAMAZ
Adana ve Hatay'daki TIR'larla ilgili Batı'nın yaklaşımını savunan köşe yazarlarımız var. Kimse "MİT, El Kaideye silah gönderdi" diyerek, bu tür iftiralar atarak, istihbarat teşkilatımızı zan altında bırakamaz. Haysiyetleri varsa, ispatla mükellefler. Bayırbucak'ta senin soydaşların bomba altında olacak, insani yardım dahi ulaştıramayacaksın. Bu kabul edilebilir bir şey değil. MİT görevini yapmış, ancak önü kesilmeye kalkışılmıştır.
KIRMIZI KİTAP'A GİRİNCE…
MGK 'legal görünüm altındaki illegal terör örgütleri' ifadesi kullandı. Riyasetimdeki Bakanlar Kurulu'nda değerlendirme yapıldı. MGK Sekreterliği son halini tekrar Başbakanlığa gönderdi ve son hali de bugün yarın gelmiş olacak ve böylece 'Kırmızı Kitap'a girmiş olacak. 'Kırmızı Kitap'a girdikten sonra burada yargı mercilerinin de bakışı değişecek. Çünkü bu milli güvenlikle ilgili bir durum.
Bu mücadelede süreç başladı. Yargıda olanları takip ediyoruz. Bu ülkenin tarihinde yargı mensuplarından savcı veya hakim hiç tutuklanan oldu mu? Bu farklı bir olay. Bu tutuklama süreci muhtemelen diğerleriyle devam edebilir. Görünen o.
HDP ÇÖZÜMÜ İSTEMEDİ
Çözüm süreciyle alakalı hükümetimizin samimiyetine inanıyorum. Fakat muhalefetin samimiyeti diye bir şey yok. Çünkü sürecini kesinlikle kabul etmediler. Bundan sonra da kabul edeceklerine inancım yok. Ama hükümet kararlı. HDP de zaten bu işi çok farklı bir şekilde provoke ediyor. Ve hiçbir zaman yanında yer almadı. Yoksa Van'da bilboardlara kan akan musluk resimleri asmazlardı. Hepsi provokasyon amaçlıdır. Şimdiye kadar akan kanın hesabının sorulması, Kürt kardeşlerimizin de bu durumda aktif rol alması gerekiyor.
ETNİSİTE PEŞİNDELER…
60 bin kişi Kobani'ye döndü. Kobani şöyle, Kobani böyle… Şimdi bunun istismarını yapıyorlar. Kobani'de Arap kalmadı. Orada belli bir etnisite oluşturma gayretindeler.
GARANTÖRLÜKTEN VAZGEÇMEYİZ
Yunanistan kendi garantörlük hakkından vazgeçebilir ama Türkiye'nin bu haktan vazgeçmek gibi bir sorunu yok. Hakkımızı sonuna kadar kullanırız. Bunu için de kimseden akıl almaya ihtiyacımız yok.
BÜYÜME SİNYALİ VAR
Türkiye'nin ekonomisinin kötüye gittiğine inanmıyorum. (Koç Grubu, Divan Pastanesi işçileri için) Geçenlerde en büyük grubun otelinin önünde işten atılanlar bir gösteri yapmış. 90 küsur kişi. Bu gruba yakıştıramadım. 90 kişiyi hiç çalıştırmadan besleyebilirsin. Emeğe bir değer verin. Bu insanlara, bir şey söylemiştim, TOBB en çok üyesi olan yaklaşık 1 milyon 300 bindi o zaman; "Her şirket yanına bir işsiz alsa, işsizliğin belini kırarız" dedim. Bana nasıl saldırdılar o zaman. Bu sadakan, zekâtın olsun. Al çalıştır. Bunlar hep 'ver' ağacının altındalar. Hiç 'al' yok. Bankalar aslında en ufak bir risk görsün, hemen kredileri geri çağırmaya başlıyor. Fakat burada ben seçime yönelik bir kriz çıkarma düşüncesi olduğu kanaatinde değilim. Öyle sanıyorum ki kendileri için risk payını minimize etme gayreti içindeler.
PENSİLVANYA ZİYARETİ
'Ahmet Bey'i ben gönderdim'
Almanya'nın Karlsruhe ve Belçika'nın Hasselt kentlerinde on binlerce gurbetçiyle buluşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa çıkarmasından memnun ayrıldı. Dönüş yolunda gezisini izleyen gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
MİDE BULANDIRIYORLAR
Suriye'ye gireceğimizi iddia eden zat, ortaya bir yalan attı. Aynı gün Genelkurmay Başkanımızla haftalık görüşmemiz vardı. O da şakayla karışık "Suriye'ye harekat yapacak ordunun komutanının Cumhurbaşkanı'nın yanında ne işi var" dedi. Böyle şeyler, bunların devlet yönetiminden çok uzak olduklarını gösteriyor. Nerede ne konuşulacağını bilemeyenler, sadece mide bulandırmaktan, ülkedeki sağlıklı düşünce yapısını adeta bozmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyor.
DERTLERİ GÖLGE DÜŞÜRMEK
Halkın seçim sonuçlarına güvenmediği iddiaları için çok saçma. Muhtemelen neticeyi şimdiden görenler, "nasıl şaibe düşürebiliriz" gayreti içinde. Nitekim AGİT temsilcilerine de benzer şeyler söylemişler. Dertleri şimdiden seçime gölge düşürmek. Mazbatalar, tutanaklar ortada olduktan sonra şaibe karıştırma girişimlerinin hiç biri tutmaz.
SEÇİMDE REKOR KIRILIR
Sandık güvenliği için tüm tedbirler alındı. Bir de partilerin sandıklara sahip çıkması gerekiyor. Her halükarda milletimizin demokratik hakkını kullanması lazım. İnanıyorum ki, çok yüksek bir katılımla Cumhuriyet tarihindeki en büyük seçime katılım rekoru kırılacaktır.
İNGİLTERE DERSİ
Başbakanlığım döneminde en son barajın kaldırılması gündeme geldiğinde, üç teklif verdik. Daraltılmış bölgeye gidelim. Barajı yüzde 5 yapalım. Eğer bunu istemiyorsanız barajı tamamen kaldıralım ama dar bölge yapalım. Bu da olmuyorsa, kusura bakmayın. Demek mevcut sistemden memnunsunuz. Böyle yürüyün.
Ordu ve Trabzon beşer milletvekili çıkarıyor. Milletvekili başına 100-150 bin civarında oy gerekiyor. Ama 100 binin çok çok altında oyla çıkaranlar var. Tunceli'yi, Bayburt'u düşünün. Bu adalet değil. Ama dar bölge olsa adaleti yakalarsınız. Tabii muhalefetin hiçbirinin işine gelmiyor. Dar bölge olduğu zaman oradan vekil çıkaramayabilirler. İngiltere'de 1 saat içinde 3 siyasi partinin genel başkanları istifalarını verdi. Bu çok çok önemli bir ders.
KİMSE MİT'İ ZAN ALTINDA BIRAKAMAZ
Adana ve Hatay'daki TIR'larla ilgili Batı'nın yaklaşımını savunan köşe yazarlarımız var. Kimse "MİT, El Kaideye silah gönderdi" diyerek, bu tür iftiralar atarak, istihbarat teşkilatımızı zan altında bırakamaz. Haysiyetleri varsa, ispatla mükellefler. Bayırbucak'ta senin soydaşların bomba altında olacak, insani yardım dahi ulaştıramayacaksın. Bu kabul edilebilir bir şey değil. MİT görevini yapmış, ancak önü kesilmeye kalkışılmıştır.
KIRMIZI KİTAP'A GİRİNCE…
MGK 'legal görünüm altındaki illegal terör örgütleri' ifadesi kullandı. Riyasetimdeki Bakanlar Kurulu'nda değerlendirme yapıldı. MGK Sekreterliği son halini tekrar Başbakanlığa gönderdi ve son hali de bugün yarın gelmiş olacak ve böylece 'Kırmızı Kitap'a girmiş olacak. 'Kırmızı Kitap'a girdikten sonra burada yargı mercilerinin de bakışı değişecek. Çünkü bu milli güvenlikle ilgili bir durum.
Bu mücadelede süreç başladı. Yargıda olanları takip ediyoruz. Bu ülkenin tarihinde yargı mensuplarından savcı veya hakim hiç tutuklanan oldu mu? Bu farklı bir olay. Bu tutuklama süreci muhtemelen diğerleriyle devam edebilir. Görünen o.
HDP ÇÖZÜMÜ İSTEMEDİ
Çözüm süreciyle alakalı hükümetimizin samimiyetine inanıyorum. Fakat muhalefetin samimiyeti diye bir şey yok. Çünkü sürecini kesinlikle kabul etmediler. Bundan sonra da kabul edeceklerine inancım yok. Ama hükümet kararlı. HDP de zaten bu işi çok farklı bir şekilde provoke ediyor. Ve hiçbir zaman yanında yer almadı. Yoksa Van'da bilboardlara kan akan musluk resimleri asmazlardı. Hepsi provokasyon amaçlıdır. Şimdiye kadar akan kanın hesabının sorulması, Kürt kardeşlerimizin de bu durumda aktif rol alması gerekiyor.
ETNİSİTE PEŞİNDELER…
60 bin kişi Kobani'ye döndü. Kobani şöyle, Kobani böyle… Şimdi bunun istismarını yapıyorlar. Kobani'de Arap kalmadı. Orada belli bir etnisite oluşturma gayretindeler.
GARANTÖRLÜKTEN VAZGEÇMEYİZ
Yunanistan kendi garantörlük hakkından vazgeçebilir ama Türkiye'nin bu haktan vazgeçmek gibi bir sorunu yok. Hakkımızı sonuna kadar kullanırız. Bunu için de kimseden akıl almaya ihtiyacımız yok.
BÜYÜME SİNYALİ VAR
Türkiye'nin ekonomisinin kötüye gittiğine inanmıyorum. (Koç Grubu, Divan Pastanesi işçileri için) Geçenlerde en büyük grubun otelinin önünde işten atılanlar bir gösteri yapmış. 90 küsur kişi. Bu gruba yakıştıramadım. 90 kişiyi hiç çalıştırmadan besleyebilirsin. Emeğe bir değer verin. Bu insanlara, bir şey söylemiştim, TOBB en çok üyesi olan yaklaşık 1 milyon 300 bindi o zaman; "Her şirket yanına bir işsiz alsa, işsizliğin belini kırarız" dedim. Bana nasıl saldırdılar o zaman. Bu sadakan, zekâtın olsun. Al çalıştır. Bunlar hep 'ver' ağacının altındalar. Hiç 'al' yok. Bankalar aslında en ufak bir risk görsün, hemen kredileri geri çağırmaya başlıyor. Fakat burada ben seçime yönelik bir kriz çıkarma düşüncesi olduğu kanaatinde değilim. Öyle sanıyorum ki kendileri için risk payını minimize etme gayreti içindeler.
PENSİLVANYA ZİYARETİ
'Ahmet Bey'i ben gönderdim'
Erdoğan, son günlerde polemik konusu yapılan "Davutoğlu'nun Pensilvanya ziyareti"yle ilgili de şunları söyledi: "Ahmet Bey'in Pensilvanya'ya gitmesinden benim bilgim var. Benden bu konuda izin almıştır ve oraya gitmiştir. Fakat Cumhurbaşkanımızla bu konuyu görüştüler mi doğrusu bilmiyorum. Kaldı ki zaten oraya gitmesi konusunda izin alması gereken makam benim. Hem genel başkanı olduğum partinin bir mensubu olması aynı zamanda da o dönemde başbakan olmam hasebiyle. O aralar zaman zaman milletvekillerimizi Pensilvanya'ya götürme adeti başlamıştı. Bazen bakan da götürüyorlardı. Tezgah derin, hedefler farklı, bunlar muhtemelen daha sonraki günlere yönelik adımlardı. Tabii bir dönemden sonra ben arkadaşlara 'Pensilvanya'ya gitmeyeceksiniz' demeye başlamıştım. Çünkü rahatsız olmuştum. Fakat Ahmet Bey'in gidişi, hatta Zafer (Çağlayan) Bey de gitmiştir. Bunlar benim bilgim dahilindeydi. Tabii bu iyi niyetlerimizin hiçbiri karşılık bulmadı. Ahmet Bey döndükten sonra görüşmenin içeriğini bana anlatmıştı. Görüşmenin içeriğini söylemem doğru olmaz. Abdullah Beyle aralarında ne geçmiştir bilmiyorum. Ama dediğim gibi benim bilgim dahilinde gitmişti."





