KKTC'yi yeni dönemde neler bekliyor? İsmail Kapan: Esas hedeflerden sapma söz konusu olmayacak

Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, KKTC seçim sonuçlarının farklılık gösterebileceğini ancak Ankara’nın belirlediği dış politika çizgisinden sapma olmayacağını belirtti. Kapan, "Her seferinde sonunda Türkiye ile ortak ilerleme siyaseti benimsenmiştir. Bu kez de farklı olmayacaktır" dedi. Kapan ayrıca, Kıbrıs Türklerinin geçmişte yaşadığı acı tecrübeleri hatırlatarak, "Türkiyesiz bir gelecek mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
KKTC'de seçim sonuçlarının ardından gözler Ankara–Lefkoşa ilişkilerine çevrildi. Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, “Sonuç değişse de Kıbrıs’ın istikameti değişmez” diyerek geçmiş tecrübelerin Türkiye ile iş birliği çizgisini güçlendirdiğini vurguladı.
Kapan “Kıbrıs seçimleri farklı sonuçlarla sonuçlanabilir. Bu hep olmuştur. Her seçim öncesinde de seçim atmosferi gereği birtakım tırmanmalar, gerilimler, atışmalar yaşanmıştır, yaşanacaktır. Ama sonuç itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin istikametini çizdiği bir dış politika ana kulvarı vardır. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de kardeş Cumhuriyeti olarak o kulvarda ilerlemeye devam etmektedir. Bu seçimlerde sonuç değişmiş, yönetim değişmiş olabilir ama Kıbrıs’ın geleceği ile ilgili esas hedeflerden sapma söz konusu olmayacaktır" ifadelerini kullandı.
"TAÇ GİYEN BAŞ AKILLANIR"
Kapan, medyada yazılıp çizilen birçok yorumun aksine bugüne kadarki tecrübelerin Türkiye ile iş birliği çizgisinin korunduğunu gösterdiğini belirterek, “Her seferinde Türkiye ile muhalif de olsa, muvafık da olsa sonunda iş birliği ve ortak ilerleme siyasetinin benimsendiğini gördük. Bu sefer de aynı şeyin tecelli edeceğini düşünüyorum.” diye konuştu.
Kapan, Tufan Erhürman’ın Türkiye karşıtı olmadığını açıklamasını da değerlendirerek, “Taç giyen baş akıllanır diye bir söz vardır. Politikacılar pek çok şeyi rahatça konuşabilirler ama devlet yönetimini ele aldıktan sonra başka bir sorumluluğun altına girerler. Dolayısıyla üsluplarını, hareketlerini, söylem ve eylemlerini daha dikkatli bir şekilde yürütme mecburiyeti hissederler. Erhürman da birinci günde Türkiye Cumhuriyeti ile zıtlaşarak bir yere varamayacağını bilir. Kaldı ki temelde böyle bir yaklaşımı olmadığını da değerlendiriyorum.” ifadelerini kullandı.
GEÇMİŞTEKİ ACI TECRÜBELERİ HATIRLATTI
Kıbrıs sorununa ilişkin geçmişten örnekler veren Kapan, “Kıbrıs adasının bütünü bakımından çok eskiden beri Yunanistan’ın bir Akritas Planı vardır. Bu, Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmek demektir. 1954’lerden itibaren harekete geçtiler, terör örgütleri kurdular, Türkleri sindirmeye çalıştılar. 1959 Londra-Zürih Anlaşmaları’yla Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu ama bu cumhuriyetin ömrü yalnızca üç yıl sürdü. Sonrasında Türkleri yönetimden tasfiye ettiler ve katliamlar başladı.” dedi.
Kapan, 1974’e uzanan süreçte yaşananları da hatırlatarak, “1974’te Nikos Samson darbesi oldu, Makaryos devrildi ve adayı Yunanistan’a birleştirmek üzere harekete geçtiler. Türkiye garantör hakkını kullanarak müdahale etti ve Kıbrıs Barış Harekâtı sayesinde 50 yılı aşkın süredir adada bir barış havası hâkim. Eğer Türk ordusunun oradaki caydırıcılığı olmasaydı, Türkleri çok fena bir akıbet bekliyordu.” ifadelerini kullandı.
Kapan, geçmişte yaşanan acı tecrübelerin unutulmaması gerektiğini vurgulayarak, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan kardeşlerimiz bazı düşünceler geliştirirken geçmişi hatırdan çıkarmamalı. Türkiye’siz bir yere varamayacakları gibi, Türkiyesiz hayat hakkı da tartışmalı olur.
Türkiye Cumhuriyeti bugüne kadar Kıbrıs’taki Türkleri koruyan, kollayan tek devlettir. 1974’ten bu yana uygulanan ambargolar hâlâ sürüyor. Kıbrıslı soydaşlarımız bu gerçekleri unutmamalı. Aklın yolu birdir; temel mesele Türklerin hak ve menfaatlerinin hangi şekilde en iyi biçimde korunacağıdır. Bunun da tek yolu Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin birlikte hareket etmesidir.” dedi.