MHP lideri Bahçeli'den çok konuşulacak bir çıkış daha: Günümüzün Süleyman’ı Erdoğan'dır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hatay'da katıldığı konut teslim töreninde dikkat çeken ifadeler kullandı. "Günümüzün Süleyman’ı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır." diyen Bahçeli, "Günümüzün Sinan’ı ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’dur." dedi.
- Bahçeli, Hatay'ın deprem sonrası büyük bir inşa ve ihya seferberliğiyle ayağa kalktığını, küllerinden yeniden doğduğunu belirtti.
- Depremleri istismar ederek devleti zorda bırakmaya çalışanların başarısız olduğunu, "devleti zorda bırakma oyununun tutmadığını" vurguladı.
- Deprem bölgesinde toplam 455.357 bağımsız bölümün (konut, köy evi ve iş yeri) inşasının tamamlandığını açıkladı.
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı "Günümüzün Süleyman'ı", Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'u ise "Günümüzün Sinan'ı" olarak nitelendirdi.
- Milli birlik ve kardeşliğin önemini vurgulayarak, bölgesel ve küresel senaryoların birliği gölgelemesine karşı birlikte direnmeye çağırdı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hatay'da 455 Bininci Afet Konutu Kura Çekimi, Anahtar Teslimi ve Yapımı Tamamlanan Yatırımların Toplu Açılış Töreni'nde konuştu.
"Hatay, küllerinden yeniden doğmuş; baştan başa inşa ve ihya seferberliğiyle ayağa kalkmıştır." diyen Bahçeli, Türk milletinin tarihin hiçbir döneminde felaketlere boyun eğmediğini hatırlattı.
Hatay'ın küllerinden doğduğunu ve bazılarının devleti zorda bırakma oyunlarının tutmadığını belirten Bahçeli, "Hamdolsun Türk milletine; ne Süleyman biter ne de Sinan biter. Günümüzün Süleyman’ı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Günümüzün Sinan’ı ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’dur." ifadelerini kullandı.
Bahçeli'den düşen Libya uçağıyla ilgili açıklama: Hem düşündürücü hem de üzücü
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Milli birlik ve kardeşliğimizin sembol şehirlerinden Hatay’ımızı ziyaretten, göz kamaştıran gelişmelere yerinde şahit olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Takdir ve hayranlıkla müşahede ediyorum ki Hatay, küllerinden yeniden doğmuş; baştan başa inşa ve ihya seferberliğiyle ayağa kalkmıştır.
6 Şubat 2023 tarihinde maruz kaldığımız, 7,6 ve 7,7 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından, korkunç felaketin yaralarını sarmak için devlet ve millet dayanışmasıyla muazzam bir mücadele başlatılmıştır. Malumunuz olduğu üzere, bu felaketin tesiri 110 bin kilometrekarelik bir alanda varlığını acı ve acıklı şekilde göstermiştir. 11 ilimiz, 113 ilçemiz, 6.514 köyümüz; dahası sayıları 14 milyonu bulan vatandaşımız, depremin vahim sonuçlarıyla ve yürekleri kavuran yıkımıyla karşı karşıya kalmıştır.
Esasen milletimizin tamamı hüzünle sarsılmış; Türkiye’miz doğudan batıya, kuzeyden güneye, manen ve maddeten asrın felaketiyle sallanmıştır. Huzurlarınızda, 6 Şubat depremlerinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor; kabirleri nur, mekânları cennet olsun diyorum. Kudret-i İlahi’den niyazım; böylesi felaketlerden ülkemizi ve milletimizi esirgemesi, keremini ve merhametini üzerimizden eksik etmemesidir.
Şu hususu özellikle ifade etmeliyim ki; molozların, beton blokların, taş ve toprak yığınlarının altında kalan; umut ve hayallerini çöken binaların altında bırakan on binlerce kardeşimizin emaneti, emanetimiz; hatıraları, hatıramız; hedefleri de hedefimizdir.
"FELAKETLERİ GEÇİM KAPISI HÂLİNE GETİRMEK İÇİN EL OVUŞTURANLAR KAYBETMİŞTİR"
Türk milleti, tarihin hiçbir döneminde felaketlere boyun eğmemiş; sabrın, şükrün ve metanetin istikametinden ayrılmamıştır. Kahır bulutlarından lütuf ve bereketin yağacağına inanarak nice zorluğa göğüs germiş; karamsarlığın yüksek dalga boyutunu her seferinde imanla ve iradeyle aşmasını bilmiştir. Tek tek fitne ataklarına ve karanlık kampanyalara rağmen, devlet ile millet arasına hiçbir menfur ve melun iç ve dış mihrak girememiştir. Felaketleri geçim kapısı hâline getirmek için el ovuşturanlar, sonuçta ve sonunda mutlaka kaybetmiştir.
Acılarımızın ve anılarımızın üzerinde istismar şantiyesi kurmak için devreye girenler, en derin hayal kırıklığına uğramışlardır. Yapmak yerine yıkmanın, doğru ve dürüst olmak yerine yalan ve dedikodu yapmanın derdine ve peşine düşenler; milletin safında değil, zilletin tarafında olduklarını asla gizleyememişlerdir. Felaketlerden rant devşirmenin arayış ve amacına kilitlenmek; ahlaki ve insani bir tavır olmadığı gibi, demokrasi ve siyaset değerlerinin de dışındadır.
"MAHŞERİ VİCDAN SUSKUN KALMADI"
6 Şubat felaketinden çıkar elde etmek, devleti ve hükümeti zorda bırakmak için her türlü söz ve ayak oyununa müracaat eden küçük ve sinsi bir azınlığa karşı, mahşeri vicdan suskun kalmamış; tertip ve tezgâhların hepsini teker teker boşa düşürmüştür. Çünkü bütün saptırma ve iftiraların çürütülmüş ispatı, yani asrın inşa ve ihya faaliyetlerinin muhteşem belgesi; işte Hatay’dadır, Malatya’dadır, Adıyaman’dadır, Adana’dadır, Diyarbakır’dadır, Gaziantep’tedir, Şanlıurfa’dadır, Kahramanmaraş’tadır, Osmaniye’dedir, Kilis’tedir, Tunceli’dedir, Kayseri’dedir, Sivas’tadır ve Bingöl’dedir.
Kalbi milleti için atanlar; bu kapsamda geceyi gündüze katarak çalışanlar, hatta nefes alır gibi, en dik yokuşları tırmanır gibi gayret edenler; hem kulun rızasına hem de Allah’ın ihsanına layık olanlardır. Bu vesileyle; başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’a, ilgili tüm bakan ve bürokratlarımıza, mühendislerimize, işçilerimize, gönüllü sivil toplum kuruluşlarımıza ve asrın inşasında emeği geçen herkese yürekten teşekkür ve tebriklerimi iletiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım, değerli vatandaşlarım; 6 Şubat felaketinden 45 gün sonra ilk konutların temellerinin atıldığını biliyorum. Müessir ve süratli şekilde deprem bölgesine müdahale edildiğinin de bilincindeyim. Depremin en ağır yıkımının yaşandığı illerimizde devasa şantiyeler hızla kurulmuştur.Bugünkü törenin düzenlendiği Atatürk Caddesi’nin nereden nereye geldiğini en iyi takdir edecek olanlar, Hataylı kardeşlerimdir. Tarihi Meclis Binası’yla Habib-i Neccar Camisi’nin, Uzun Çarşı ile Antakya’nın bütün tarihî alanlarının yeniden dirilişi, yeniden ihyası, tarihî bir başarıdır.
Takip ettiğim kadarıyla bugüne kadar Hatay’da 98 bine yakın konut, hak sahibi vatandaşlarımıza teslim edilmiştir. Bu sayının 150 bin sınırını geçmesi de planlanmıştır. 15 Kasım 2025 tarihinde Adıyaman’da düzenlenen 9. kura çekme töreninin ardından, 42 gün içinde maşallah 105.179 ev ve iş yeri tamamlanmıştır. Velhasıl kelam; bugün itibarıyla 367.995 konut, 65.672 köy evi ve 21.690 iş yeri olmak üzere toplam 455.357 bağımsız bölümün inşası bitmiş ve tamamlanmış olacaktır.
"DEVLETİ ZORDA BIRAKMA OYUNU TUTMADI"
Bundan rahatsız olanlar, bu gurur tablosunu hazmedemeyenler; hâlâ 'Onu yapamadınız, bunu başaramadınız' masalını anlatanlar şunu unutmasınlar ki, güneşi balçıkla sıvamak ancak ve ancak boş hayallerin pençesinde kıvranan hasislerin kifayetsizliğidir. Gerçeklerden kaçmak, yapılanları küçültmeye veya değersizleştirmeye cüret etmek; muhteris nitelikli muhatapları hem mahcup edecek hem de kalben mağlup edecektir. Hatay küllerinden doğdu. Devleti zorda bırakma oyunu tutmadı.
Şairimiz ve ahlak kahramanımız Mehmet Âkif ne demiş:
'Yıkmak, insanlara ne kadar kıymet mi verir?
Onu en çoluk çocuklar da emin ol becerir.
Sade sen gösteriver ‘işte budur kubbe’ diye,
İki ırgatla iner şimdi Süleymaniye.
Ama gel bakalım kaldıralım dendi mi heyhat!
O zaman bir Süleyman, o da hâlâ lâzım;
Yeniden bir de Sinan…'
"GÜNÜMÜZÜN SÜLEYMAN'I ERDOĞAN'DIR"
Hamdolsun Türk milletine; ne Süleyman biter ne de Sinan biter. Günümüzün Süleyman’ı ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Günümüzün Sinan’ı ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’dur. Canlar birleşir, kanlar birleşir, vicdanlar bilenir; gülzâr olur vatan, dediğimiz cihan.
Güvenli ve huzurlu kentlerimizle beraber, terörsüz Türkiye de Türkiye Yüzyılı’nın nişanesi ve nikâh bağı olacaktır. Aynı zamanda terörsüz bölge adımlarının ve hamlelerinin muazzez bir sonuca ulaşması, bu çabaların meyvesini vermesi hâlinde; dünyanın ilk aydınlatılan caddesi olan Kurtuluş Caddesi gibi ülkemiz ve bölgemiz de barış ve huzurla sonsuza kadar aydınlanacaktır. Niyetimiz halistir. Nihayetinin; hakikatli, hakkaniyetli ve millî hassasiyetlere müdahil olması duamız ve dileğimizdir.
"KARDEŞLİĞİN KAYNAŞMA POTASINDA BULUŞMALIYIZ"
Bölgesel ve küresel senaryoların ülkemizi ve bölgemizi karıştırmasına hep birlikte direnmeliyiz. Siyonist ve emperyalist projelerin birliğimizi ve kardeşliğimizi gölgelemesine engel olmalıyız. Bu nedenle tek yürek, tek bilek, tek nefes olmanın yanında; hepimiz büyük Türk millet ailesinin içinde el ele vermeliyiz. Kim olursak olalım, her insanımızın kökenine, yöresine, diline, mezhebine bakmadan kardeşliğin kaynaşma potasında buluşmalıyız.
Acılarımız birdir. Anılarımız birdir. Geleceğimiz birdir. Meydana gelen deprem hepimizi vurmuştur. Depremzedelerimize teslim edilen konutlar ise hepimizi umutlandırmış, sevince boğmuştur. Hak, hak sahibine verilmiş; nitekim adalet tecelli etmiştir. Ayrımız, gayrımız yoktur.
Biriz, beraberiz; hep birlikte Türkiye’yiz. Dağılırsak yem oluruz. Ayrılırsak, küsersek, kırılırsak, darılırsak, koparsak; mahvolur, hezimete düşeriz.
Birlikte güçlüyüz. Rahmetin çeşmesinden ancak böyle içebiliriz. Gazabın ateşinden ancak bu sayede uzak durabiliriz. Halep’in gözyaşları bizimdir. Şam’ın huzuru bizim huzurumuzdur. Türkmen Dağı’nın özlemleri bizimle mündemiçtir. Depremzedelerimize nasıl yeni yuvalar inşa edilip teslim ediliyorsa, bu müstesna güne de hep birlikte, omuz omuza ortak oluyoruz.
