Ne olacak bu köpekler?
Türkiye Gazetesi yazarı Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci yazdı...
Müslüman Türk, köpeğe, kedi kadar itibar etmemiştir. Kedinin idrarı elbisede necis bile değilken, köpeğin yaladığı yer bile pis olur. Hatta bazı âlimlere göre biri topraklı suyla olmak üzere yedi defa yıkanması icab eder. Bu sebeple köpek, cemiyette ürkülen ve uzak durulan bir hayvan olmuştur.
Hadîs-i şeriflerde, “Hiçbir ev halkı yok ki, evde köpek bağlasın da her gün sevabından bir kırat eksilmesin. Ancak av, bekçi veya koyun köpekleri hariç” buyuruldu. (Tirmizî)
Bir ara vahiy kesilmişti. Bunun sebebi sorulduğunda Cebrail aleyhisselâm, “Biz, suret ve köpek bulunan eve girmeyiz” dedi. Sonra küçük yaştaki Hazret-i Hasan’ın oynadığı köpek yavrusunu eve getirdiği anlaşıldı. (Ebu Davud, Nesaî)
Hadis-i şerifte, “Hayvanlardan fâsık (zararlı) olan şu beşi Harem-i şerifte bile öldürülebilir: Karga, çaylak, fare, akrep ve saldırgan köpek” buyuruluyor. Anlaşılıyor ki, ekseriya zarar veren köpekleri öldürmek câiz, hatta müstehap oluyor. Zararı kati ise vacip oluyor.
Nitekim İbn Ömer ve Cabir anlatır: “Resulullah aleyhisselamın talimatı üzerine Medine ve civarındaki başıboş köpekler itlaf edildi. Etraf temizlendikten sonra Resulullah artık bu işe lüzum kalmadığını bildirdi. Av, çoban ve bekçi köpekleri istisna edildi.” (Buhari, Müslim, Müsned)
Bütün mahlukat insanların istifadesi için yaratılmıştır. Hayvanların hayat hakkı insanların istifadesi ve emniyeti ile sınırlandırılmıştır. Etinden, yününden, derisinden istifade için nasıl hayvanlar boğazlanıyorsa, zarar sebebiyle de öldürülmesi dinen meşru kılınmıştır. Bu itlafın sebebi de hem insanların emniyetini hem de şehrin sıhhat ve temizliğini temindir.
HERKES SEVECEK Mİ?
Köpeklerden ürküntü duymak, onlara merhametli davranmaya aykırı değil elbette. Resulullah, eski ümmetlerden kötü namlı bir kadının, susuzluktan ölmek üzere kuyunun başında bekleyen bir köpeğe ayakkabısıyla su çıkarıp verdiği için affedildiğini söyler.
Bir hadîs-i şerif, kıyâmet yaklaştığında, bir adama köpek yetiştirmenin, çocuk yetiştirmekten daha cazib geleceğini haber verir (Hâkim). O zamanın geldiği aşikârdır.
