Kâinatın sultanı Medine’ye varır, büyük buluşma yaşanır: Ağlatan vuslat

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Kâinatın sultanı Medine’ye varır, büyük buluşma yaşanır: Ağlatan vuslat

Ramazan Haberleri Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Habibe Hatun büyük işkencelere uğrar. Öyle ki gözlerine pul pul kızgın demirlerle mil çekilir. Gözlerini kaybeder ama imanından zerre taviz vermez. Karşılamaya o da gelmiştir...

İnsanlar bu vuslatla gözyaşlarını tutamaz. Fakat bu ilk anlarda çok duygulu bir hadise daha yaşanır. Efendimizi karşılayanlarlar arasında öyle biri vardır ki onu anlatmaya kalkacak kelimeler, bu mübarek kadının imanı karşısında kurşun gibi eriyip tükenir: Habibe Hanım...

İki gözü görmez bir mümine... Kureyş’te iken köledir ve İslam ile şerefl enir. Bunu haber alan müşrik sürüleri akıllara gelmedik işkenceler eder ona... Fakat ulu hatun imanından zerrece taviz vermez.

Vicdansızlar bu mübarek kadının iki gözüne pul pul kızarmış demir çubuklarla mil çeker. Hazret-i Habibe (radıyallahü anha) gözlerini kaybeder fakat Allah’ın izniyle milim geri adım atmaz. O acısıyla kelime-i şehadeti haykırır bu zalim güruha...

SEN DE Mİ BURADASIN....

İşte tarihin en büyük, en cesur fakat en az tanınan kahraman kadınlarından biri de Resûlullah’ı karşılamaya gelmiştir... Böyle asil annelerimize benzemek aşkıyla dolu olanlara selam olsun... Gözleri dünya ışığından tamamen mahrum birinin de büyük misafiri karşılamaya gelmesi zaten kalpleri Resûlullahın aşkıyla dolu olan sahabileri daha da duygulandırır... Kendisine sorulan bir soruya o anda verdiği cevap iki damla olsun gözyaşı akıtmaz mı...

- Ya Habibe hem gözlerin görmez, hem Resûlullahı karşılamaya gelmişsin...

- Görmesem de kokusunu alırım... ...

Uzaktan kalabalığın içinde kahraman mümineyi fark eden Sevgili Peygamberimiz sorarlar, “Sen de mi buradasın Habibe”.

Cevap bağlılığın, muhabbetin tarifi dir:

- Kâinatın Sultanı gelirken, ben nasıl köşemde otururdum. Ey Allah’ın Resûlü; hoş geldin, şan ve şeref verdin...

İşte o an bir mucize gerçekleşir. Ve hazret-i Habibe tekrar görmeye başlar. Sevinçlere bir sevinç daha katılır. İnsanlar hıçkıra hıçkıra ağlarlar bu mucize karşısında.

KUSVÂ...

- Bize buyurun Ya Resûlallah...

- Ne olur bize buyurun Ya Resûlallah...

Sevenler Efendimizi taşımakla şerefl enen devesi Kusvâ’nın etrafında pervane olurlar. Efendimiz hangi evi seçse diğer âşıkları üzülecektir. Süzme nur dudaklarından şu sözler dökülür:

- Devemin yularını bırakınız! Kimin evinin önünde çökerse, orada misâfir olurum! Kusvâ sanki vazîfesini biliyormuş gibi hareket eder. Yorgunluğuna rağmen, yavaş ve asil hareketlerle, epeyce dolaşır. Sonunda, iki yetime (Sehl ve Süheyl) ait, boş bir arsa üzerinde durur. Ağır ağır yere çöker. Resûlullah efendimiz devesinden inmezler. Hayvan tekrar ayağa kalkar, yürümeye başlar. Eski yere çöker, bir daha kalkmaz ve tatlı tatlı homurdanmaya başlar. Bu sırada Cebrail aleyhisselâm gelir ve der ki:

  • Burada in. Çünkü herkes kendisine misafir olacağın ümidiyle evini süslerken, Halid, ‘Ben fakirim. Benim evime gelmez’ diye mahzun oldu. Bu haberi alan Efendimiz hemen deveden inerek “Menzilimiz inşaallah burasıdır” derler.
  • Ve,

- Akrabalarımızdan hangisinin evi buraya daha yakındır? diye sorarlar. Ebû Eyyûb-el Ensârî hazretlerinin yüzü coşkun aydınlıklarla aydınlanır;

- Buyurunuz ya Resûlallah! Buyurunuz ki fakîr evimiz, varlığınızla şeref kazansın. İşte hemen şuracıkta. İşte bu evim, bu da kapısı. Sonra da ilâve eder;

- Yâ Resûlallah! Bana müsâade ederseniz, devenin üzerindekileri oraya taşıyayım. Eyyûb Sultan hazretleri bundan sonra devenin üzerindeki Resûlullah efendimizin eşyalarını indirir ve evine taşır... Böylece on üç yıllık çileli, işkencelerle dolu Mekke günleri biter, huzurlu günler, güzel haftalar, nurlu aylar, ihlâslı yıllar, büyük asırlar başlar. Peygamberimizin devesi Kusvâ’nın ilk çöktüğü yerde Mescid-i Nebî inşa edilinceye kadar yedi ay süre ile Kâinat Sultanı’nı ağırlama ve evinde bulundurma şerefi bu mübarek zata nasip olur. (Devam edecek)

Düzenleyen:  - Ramazan Haberleri
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...