Kâbe'nin bir başka banisi

Kâbe'nin bir başka banisi
RAMAZAN MAKALE 2012 Haberleri

İbrahim aleyhisselam Cebrail aleyhisselamdan öğrendiği şekilde duvarları örer. Hazret-i İsmail kâh taş, kâh balçık taşır, babasına malzeme yetiştirir. İnşaat esnasında üzerine bastığı taşa "Makam-ı İbrahim" denir. Kabe-i şerif niye taştan topraktan yapıldı da altından gümüşten olmadı? İzzet büyüklük Cenâb-ı Hakkın kıymet vermesiyledir. Allahü Teâlâ Âdem Aleyhisselam'ı da topraktan yarattı ama aslı nur olan melekleri, önünde secde ettirdi.

Efendimiz'inizinde-5M. SAİD ARVAS yazıyormsarvas@ihlas.net.trNASIL ÖZLENMEZ Kim Beytullah'ı tavaf ederse Allahü teâlâ bunun her adımına bir sevap yazar, bir günahını siler. (Hadis-i şerif)İbrahim aleyhisselam Cebrail aleyhisselamdan öğrendiği şekilde duvarları örer. Hazret-i İsmail kâh taş, kâh balçık taşır, babasına malzeme yetiştirir. İnşaat esnasında üzerine bastığı taşa "Makam-ı İbrahim" denir. Kabe-i şerif niye taştan topraktan yapıldı da altından gümüşten olmadı? İzzet büyüklük Cenâb-ı Hakkın kıymet vermesiyledir. Allahü Teâlâ Âdem Aleyhisselam'ı da topraktan yarattı ama aslı nur olan melekleri, önünde secde ettirdi. Âdem Aleyhisselam'ın tevbesi kabul olmuş, Havva Validemiz ile buluşmuştur. Birlikte Müzdalifa Mina üzerinden Mekke-i Mükerreme'ye gelirler. Onları melekler karşılar. "Biz senin yaratılışından iki bin yıl önce bu makamı tavaf ediyorduk. Sen de tavaf et, seadet kapıları açılsın" derler. Haccın usul ve erkânını öğretirler. Hak Teâlâ, Âdem aleyhisselamın hatırı için cennetten beyt-i mâmuru gönderir. Beyt-i Mamur kızıl bir yakut olup iki kapısı vardır. Biri şarka biri garba açılır. Kapıları zümrüt, kandilleri altındandır. Her biri güneş gibi parlar. Hacer-ül esved ise bembeyaz bir yakuttur o zamanlar.Beyti mamur yerine döner, Hazret-i Âdem meleklerin yardımıyla Kabe-i şerifi bina eder. Hak Teala buyurur. "Sen insanların evvelisin, bu ev de evlerin evvelidir!"Hazret-i Âdem beyti bitirdikten sonra münacatta bulunur. "İlahi, binanın ücreti olur. Bize de hazinenden ihsan düşer mi?"Evladından her kim bu beyti tavaf ederse günahlarını affederim.Ya Rabbi dahaYa Âdem Evladından biri ziyareti çok istese ama gelmeğe kudreti yetmese onu da affederim.Âdem Aleyhisselam 45 kere hacceder. Hem taa Şam'dan Mekke'ye yürüyerek! Nuh tufanında Kâbe sular altında kalır ancak taşları dağlara emanet bırakılır. Beytullahın yerinde küçük bir tepecik kalmıştır. Ta ki Hak Teâlâ İbrahim aleyhisselama "yeniden yap" emrini verinceye kadar. Hazret-i İbrahim Cebrail Aleyhisselam ile birlikte yola çıkar. Şam'da ihramını bağlar, Mekke-i Mükerremeye gelir Harem-i şerife vasıl olurlar. İsmail aleyhisselam küçüktür daha, ok oynamaktadır dağda .Cenâb-ı Rabbil alemin Kâbe'nin yerini bir bulut ile gösterir. Buluta buyurur ki "senin amelin zayii olmaz. Seyyidil mürselini (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderince seni başı üzerine gölgelik ederim." Örümceğe de beytin enini boyunu ölçmesini emreder ki onu da imrenilecek bir işle vazifelendirecek, Sevr mağarasında Habibine perde eyleyecektir. İbrahim Aleyhisselam Cibril-i Eminden öğrendiği şekilde duvarları örer. Hazret-i İsmail taş ve balçık taşır, malzeme yetiştirir. Hazret-i İbrahim duvar yükselip de boyu erişmez olunca bir taşın üstüne basar. Mübarek ayağının izi çıkar ki ona mâkam-ı İbrahim denir. İbrahim aleyhisselam oğlu İsmail'den "değişik bir taş" ister ki tavafta hacılara işaret olsun. İsmail aleyhisselam bir tane getirir, daha iyisini ister. Bir daha getirir "daha iyisini..."O sıra Ebû Kubeys dağından (şimdi üzerinde kralın sarayı var) ses gelir. "Cebrail aleyhisselam tufanda bana bir taş bırakmıştı, gelin alın emanetinizi!" Hazreti İsmail koşar alır babasına verir. İşte o taş Hacer-ül Esveddir. Rivayet olunur ki Beytullahın taşlarını melekler getirir. Tur-i Sina, Tur-i Zeyna, Lübnan, Cudi ve Hira dağlarından... Zahir Kâbesi beş dağdan kuruldu derler, batın Kâbesi ise beş esas üzerine... Baba oğul Kabe-i şerifi tamamladıktan sonra, tavaf eder, haccın erkanını yerine getirirler. İbrahim Aleyhisselam, Beytullahı oğluna ısmarlar, onu yerine halife bırakır. Şam'a doğru yola çıkarken, tepelerden Mekke'ye bakar, bir vadi içinde taşlık bir belde... Halbuki Şam bağlık bahçeliktir, gür ırmaklar, albenili çarşılar...Ellerini açar "Ya Rabbi İsmail'in evladına rahmet eyle!"Tam devesine binecektir vahiy gelir. Bütün insanları bu beyti tavaf ve ziyarete çağır!"Ya Rabbi benim sesim nereye varır?Seslenmek senden, duyurmak bizden. Ta ki insanlar gelsin beytimi ziyaretle şereflensinler!Hazret-i İbrahim bir taşın üstüne çıkar, taş büyür, büyür boyu dağları aşar. (Bir rivayete göre makam-ı İbrahim o taştır.) "Ey İnsanlar! Hazret-i Bâri Teâlâ bir beyt bina etti. Geliniz ziyaret ediniz!"Hazret-i İbrahim hangi yöne dönüp seslense cevap gelir "Lebbeyk!"Hatta babasının belinde, annesinin rahminde olanlar bile seslenir. Üç defa haccedecek olanlar üç kere lebbeyk der beş kere hac edecek olanlar beş kere.Şimdi soran olabilir: Kabe-i şerif niye taştan topraktan yapıldı da altından gümüşten olmadı?İzzet büyüklük Cenâb-ı Hakkın kıymet vermesiyledir. Allahü Teâlâ Adem Aleyhisselam'ı da topraktan yarattı ama aslı nur olan melekleri önünde secde ettirdi. *İsmail Aleyhisselâm ile Hacer validemizi anlattık. Dilerseniz biraz da Hazret-i Sârâ validemizden bahsedelim.O gün hanelerine üç güzel yüzlü genç gelir. İbrahim Aleyhisselam semiz bir dana keser, Sârâ hatun nefis taamlar hazırlar.Gençler yemeğe el uzatmayınca İbrahim Aleyhisselam'ın kalbine korku düşer. O devirde bir konuk ikramı kabul ediyorsa niyeti iyi demektir demektir. Etmiyorsa ya malına saldıracak, ya kan dökecektir. Üçüncü bir ihtimal daha... Melek olabilirler mi acaba? Kavmi helâk mı edilecektir yoksa?Tekrar "buyrun" der gençler yanaşmaz. "Biz bedelini ödemediğimiz yemeği yemeyiz." -O zaman ücretini verin!-Ücreti nedir?-Başında "Bismillah", sonunda da "Elhamdülillah" demek. Gelenler mânâlı mânâlı bakışır "Allahü teâlâ'nın onu niye halil (dost) edindiği anlaşılıyor" derler. Sonra kendilerini tanıtırlar ki biri Hazret-i Cebrail, biri Hazret-i Mikail ve biri de Hazret-i İsrafil'dir. Hazret-i İbrahime bir oğul evlad verileceğini müjdelerler. Hazret-i Sârâ perde arkasındadır şaşırır güler, ellerini yüzüne vurur hatta. Odasına yönelirken "ben acuze bir ihtiyar iken (99 yaşındadır) doğurur muyum?" dedi. Melekler "Rabbin müjdelediğimiz gibi buyurmuştur. O hakîm ve alîmdir herşeye kâdirdir" dediler. Sadece oğulları İshak'tan değil torunları Yakub'dan da söz açarlar ki müjde içinde müjdeler gizlidir. Ve İbrahim Aleyhisselam Hazret-i Sârâ ve oğlu İshâk'ı da alıp Mekke'ye gelir. Hazret-i İsmail onları çok güzel ağırlar, gönüllerini hoşça tutar. İbrahim Halilullah sadâkâtiyle bilinir. Nemrud'a "Benim Rabbim güneşi şarktan doğdurur sen de garptan doğdursana" dediğinde Allahü teâlâ'dan vahiy gelir "İzzim ve celâlim hakkı için güneş batıdan doğmadıkça kıyamet kopmaz. Tâ ki senin doğruluğun, nemrudun acizliği ve benim kudretim meydana çıksın!"EŞİK MESELESİ Hacer validemiz vefat ettikten sonra İbrahim Aleyhisselam bir gün Mekke'ye gelir. Oğlunun kapısını çalar. Bir kadın açar. Sen İsmail'in nesi olursun?-Hanımıyım.-İsmail nerde? -Ava gitti.-Nasılsınız? Haliniz keyfiniz? Başlar mı şikayete... İbrahim aleyhisselam "Gelince efendine söyle" der "evinin eşiğini değiştirsin!"İsmail Aleyhisselam babasını dinler ve ondan ayrılır, Hâle adlı saliha bir hanım alır. Bir süre sonra İbrahim Aleyhisselâm yine gelir ve Hazreti İsmail yine avdadır. Hali vakti sorulduğunda Hâle, Elhamdülllah der şükreder. İbrahim Aleyhisselam'ın üstünü silkeler, yemek çıkarır, kokular ikram eder.İbrahim aleyhisselam onunla da mesaj bırakır: "Erin gelince söyle evinin eşiğini muhafaza etsin!" İşte Habibullahın nuru Hâle annemize nasip olur ve oğlu Kaydar doğar...*İbrahim Aleyhisselam misafirsiz sofraya oturmaz, kimseyi bulamasa çıkar sokağa fakir fukara arar..Bir gün evine getirdiği ihtiyarın münkirlerden olduğunu öğrenir, pek iltifatta bulunmaz. Hak teâlâ İbrahim Aleyhisselama hitap eder "Ben yetmiş yıldır onun küfrüne bakmayıp rızkını gönderdim de sen bir gün yemek vermekten niye çekindin!"Derhal çıkar, koşup ihtiyara yetişir, yalvar yakar tekrar evine davet eder. İhtiyar sorar "biraz evvel böyle değildin, ne değişti?"Anlatır...İhtiyar "Ya İbrahim" der, "o ki düşmanından ötürü dostunu azarladı. Rabbin çok keremlidir. Bana imanı öğret!"*Rivayet olunur, yine misafir aramak için dışarı çıktığı günde bir ihtiyar bulur ki pek mecâlsizdir. Onu merkebe bindirip saadethanesine getirir. İhtiyarın elleri titrer, yemeği kâh kulağına götürür, kâh gözüne iter. Ağzına soktuğunu da çiğneyemez, yerlere düşer. İbrahim Aleyhisselam müteessir olur, Ya Rabbi der, bu hale düşmektense canımı al daha iyi. İhtiyar süratle kalkar ve ruhunu alıverir. Çünkü o Hazret-i Azrail'dir!Kâbe'nin bir başka banisi İKİ REKAT NAMAZ Kim hac niyeti ile Beyt-i şerife gelip Kâbe etrafında tavaf etse sonra Makâm-ı İbrahim'e gelip iki rekat tavaf namazı kılsa ondan sonra zemzem kuyusuna gelip suyundan içse Cenab-ı hak onu anasından doğduğu gün gibi günahından tertemiz yapar. (Hadis-i şerif)Kâbe'nin bir başka banisi Osmanlı'nın hüküm sürdüğü yıllarda Makâm-ı İbrahim YARIN: KALK ZEMZEM KUYUSUNU KAZ!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...