Çöpe gidiyordu, hayat kurtaracak! Sadece Türkiye'de var: Atık saçla tıpta çığır açacak

Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Rumeysa Tutar, kuaförlerden topladığı boyasız ve işlem görmemiş atık saçlardan elde ettiği keratinle, dikiş ve yara bandı yerine kullanılabilen, vücuda enjekte edilebilen biyomalzeme geliştirdi. Kesikler üzerine uygulandığında hızla katılaşarak yara üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturan bu yenilikçi ürün, sağlık alanında çığır açmayı hedefliyor.
Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Rumeysa Tutar, kuaförlerden temin ettiği atık insan saçlarında bulunan yoğun keratini değerlendirerek, vücutta dikiş ve yara bandı yerine kullanılabilecek enjekte edilebilir bir doku yapıştırıcı geliştirdi.
Tutar, projesini İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa'nın ortak olduğu Entertech İstanbul Teknokent’te, TÜBİTAK 1812 Girişimcilik Destek Programı kapsamında kurulan Mplusheal Biyoteknoloji A.Ş. bünyesinde hayata geçirdi. Bu yenilikçi çalışma ile saçın biyoteknolojik potansiyeli sağlık alanına kazandırıldı.
Araştırma ve laboratuvar sürecinin ardından berberlerin ve kadın kuaförlerinin kapısını çalan Tutar, buralardan boyasız ve kimyasal işlem görmemiş atık saçları topladı.
KAHVERENGİ SIVI ÇIKANA KADAR SAÇLARI ISITTI
Tutar, saçları üzerlerindeki kirden ve bakım dolayısıyla oluşmuş maddelerinden ayrıştırdıktan sonra cam bir behere alıp kimyasal çözelti ekledi ve saçların tamamen çözünmesi için laboratuvardaki manyetik ısıtıcıda bıraktı.
Sürecin ardından tamamen çözülen saçlar, kahverengi sıvı halini aldı.
Dr. Öğretim Üyesi Tutar, sıvıyı bu kez selüloz membrana koyup saf suyun içinde 2 gün diyaliz edilmesini sağladı.
Sıvıyı pH derecesinin 5.0'a ulaşmasının ardından cam kavanoza alıp buzluğa koyan Tutar, donan ürünü kurutma cihazına aldı. Ürün tamamen kuruyup toz haline gelince de istediği keratini (koruyucu protein) elde etti.
SAÇLARDAN YARA BANDI VE DİKİŞ GÖREVİ YAPAN MADDE
Tutar, atık bir saçtan kozmetik ve medikal sektörü gibi birçok alanda kullanılabilecek keratine dönüşen tozu, kendi belirlediği oranlarda PBS sıvısıyla birleştirdi.
Uygulama sonucunda PBS ile karıştırdığı keratinle hazırlanmış kompozit malzemeyi vücut yaralarının üzerine şırıngayla enjekte eden Tutar, kesikler üzerinde kısa sürede elastik bir yapıya dönüşen, yara bandı ve dikiş görevi yapan madde üretti.
KEŞİF SÜRECİNİ ANLATTI
Laboratuvarda çalışmalarını anlatan Tutar, proje fikrinin 2021 yılında ortaya çıktığını ve ilk olarak tırnak yatağı yaralanmalarında çalışma fikrine yoğunlaştıklarını söyledi.
Doktora araştırma bursu kapsamında Los Angeles'taki (UCLA) Kaliforniya Üniversitesi'nde bulunduğu dönemde mesane yaralanmaları üzerine çalıştığını belirten Tutar, "Türkiye'de yaptığımız araştırmalar sonucunda özellikle acil servislere yılda 5 milyona yakın tırnak yatağı yaralanması şikayetiyle hastaların başvurduğunu gördük. Bu anlamda neler yapabiliriz diye detaylı hazırlıklar yaptık ve bir proje oluşturduk. 'Madem biz bunu tırnak yatağında yapacağız, tırnakta ne yoğundur, keratin yoğundur.' diye düşündük. O zaman keratin çalışalım, insanda kullanacağımız için insan saç atıklarıyla bunu yapalım dedik." şeklinde konuştu.
7 AYDA SAÇTAN KERATİN ÜRETTİ
Tutar, çeşitli kaynaklardan keratin elde edilebildiğini ancak bu klasik yöntemlerin hiçbirini laboratuvarda gerçekleştiremediklerini anlattı.
Kendi yöntemleri üzerine çalıştıklarını ve 7 ayda saçtan keratin elde etmeye yönelik metot geliştirdiklerini ifade eden Tutar, şunları kaydetti:
"Keratin çok kullanışlı bir ürün. Hayvan tüyleri ya da hayvan atıklarından elde edilen keratin kozmetik alanında sıkça kullanılıyor. Biz de dedik ki zaten sağlık alanında bir şeyler yapmak istiyoruz. O zaman immünolojik etkilerini daha da azaltalım ve saç keratinini bu anlamda kullanalım. Bunun üzerine çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Sonra elde ettiğimiz keratinle çok çeşitli çalışmalara yöneldik."
"KANI SÜNGER GİBİ EMİYOR"
Ürünün yara bandı ve dikişten farkına değinen Tutar, şunları paylaştı:
"Amacımız, cerrahi müdahale gerektiren yaralanmalarda bu ürünü kullanabilmek. Ürünün en büyük özelliği enjekte edilebilir olması, herhangi bir ışık kaynağına ihtiyaç duymadan dokuyla entegre olduğunda kendi kendine katılaşma reaksiyonuna girerek jelleşmesi ve katılaşması. İnsan saçından elde ettiğimiz bir ürün olduğu için içeriğinin immünolojik etkileri çok az.
Yaptığımız ürün aslında hidrojen bir yapı ve hidrojenlerin su tutma kapasiteleri çok yüksektir. Hidrojen yapıda olduğu için kanı bir sünger gibi içine emiyor."
Dr. Öğretim Üyesi Tutar, yüzde 100 yerli ürünlerin ticarileşmesi için yatırım desteği beklediklerini sözlerine ekledi.