Evlat sevgisi ayakta tuttu: 6 ay ömür biçildi, 16 yıldır yaşıyor
Bugün 50 yaşında olan Funda Ayata’ya 34 yaşında pankreas kanseri teşhisi koyuldu. Doktorlar “6 ayın var” dedi. Tek isteği 3 yaşındaki kızının okula başladığı günü görebilmekti. Ameliyat ve tedavi oldu. Aradan 16 yıl geçti. Şimdi kızını üniversiteye uğurluyor...
- Funda Ayata, 16 yıl önce karın ağrıları ve kilo kaybı şikayetleriyle başvurduğu doktorlar tarafından önce "depresyon" tanısı alsa da, sonrasında pankreas kanseri teşhisi konuldu ve sadece 6 aylık ömrü kaldığı belirtildi.
- Ayata, pankreasının tamamının alındığı 12 saatlik zorlu bir ameliyat geçirdi ve ardından uzun süreli ilaç tedavisi uygulandı.
- Tedavi sürecinde eşi ve yakın arkadaşı gibi samimi sosyal desteğin, iyileşme motivasyonunda kritik bir rol oynadığını vurguladı.
- Funda Ayata, "Kızımın okula başlayacağı ilk günü görebileyim" dileğiyle başladığı mücadeleyi kazanarak, bugün 50 yaşında sağlıklı bir hayat sürdürüyor ve kızı Tuana'nın üniversiteye gidişine tanık oluyor.
- Uzmanlara göre pankreas kanseri, geç belirti vermesi ve hızlı ilerlemesi nedeniyle en zorlu kanser türlerinden biri olsa da, tedavideki gelişmeler ve multidisipliner yaklaşımlar hastaların yaşam sürelerini ve kalitelerini yükseltiyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK - Son yıllarda pankreas kanserinin ameliyatı ve ilaçla tedavisi konusunda yaşanan gelişmeler, hastalara umut oluyor. Pankreas kanserine yakalananlara umut ışığı yakanlardan biri de Funda Ayata’nın hikâyesi…
Almanya’da yaşayan Funda Ayata, 16 yıl önce bir Alman televizyon kanalında genel müdür asistanı olarak çalışıyordu. Zaman içinde karın ve mide ağrıları, hızlı kilo kaybı ve hâlsizlik yaşamaya başladı. Önce çok dikkate almadı. Ancak şikâyetleri artınca doktora başvurduğunda kendisine “depresyon” tanısı kondu. Fakat ağrıları dinmiyordu.
O yıl yaz tatili için ailesiyle birlikte Türkiye’ye geldi. Bursa’da dayanılmaz hâle gelen ağrılar yüzünden hastaneye gitti. Tetkikler yapıldı. Pankreas başında bir kitle vardı; mutlaka biyopsi yapılmalıydı. Genç olduğu için kötü bir ihtimali aklına bile getirmek istemiyordu. İçinden “Herhâlde basit bir iltihaptır” diye geçirdi. İşlemin Almanya’da yapılmasına karar verildi.
“SADECE 6 AYINIZ VAR”
Alman doktorlar da aynı fikirdeydi henüz 34 yaşındaydı, sağlıklı besleniyordu, alkol kullanmıyordu. Yani kötü bir hastalık olması mümkün değildi. Ancak biyopsi sonucu doktorları haksız çıkardı: Pankreas kanseriydi… Ameliyat olmazsa beklenen yaşam süresi yalnızca 6 aydı. Funda Ayata kanser olduğunu öğrendiği o anı anlatırken, o günkü şaşkınlığını bugün de yaşıyor:
"Hiç unutmuyorum, bekleme salonunda hastaların tümü 60 yaşın üzerindeydi. Bir tek ben gençtim… Yıkılmıştım.
Haberi aldığında ilk aklına gelen kızı Tuana oldu. Henüz 3 yaşındaydı ve annesine çok ihtiyacı vardı. O anda doktora kurduğu tek cümle “Ne yaparsanız yapın… Yeter ki kızımın okula başlayacağı ilk günü görebileyim” oldu. Ayata o dönem Almanya’da görev yapan pankreas cerrahisinde uzman Prof. Dr. Mert Erkan’a ulaştı. Ameliyata karar verildi."
Ameliyata gittiği o günü şöyle anlatıyor:
"Evden bir daha hiç geri dönmeyecekmiş gibi çıktım. Evi temizledim. Gereksiz bütün eşyaları attım. Kızıma yazlık kıyafetler aldım. Eve erzak depoladım. Benden sonra eşimin ve kızımın zorluk çekmeyeceği bir ortam oluşturmaya çalıştım. Bir daha dönebileceğimi düşünmüyordum çünkü…"
12 saat süren zorlu bir ameliyat geçirdi. Pankreasın tamamı alındı… Ardından aylara yayılan ilaç tedavisi, sayısız kontrol, bitmek bilmeyen yan etkiler… Ama o hiç vazgeçmedi.
Tedavi süreci son derece sancılıydı ancak yanında onu asla yalnız bırakmayan eşi ve çok sevdiği arkadaşı Sema vardı. Kanser sürecinde hastanın birlikte yürüdüğü kişilerin son derece önemli olduğunu söyleyen Ayata “Bu süreçte yanınızda az, öz ve gerçekten samimi kişiler olmalı. Öyle ki siz onlara bütün kalbinizi, o dönemdeki çaresizliğinizi açabilmelisiniz. Çünkü kalabalıklar umut vermekten çok yoruyor. Ben de öyle yaptım” diyor.
KIZIMIN İLKOKUL GÜNÜ BENİM İÇİN BİR ZAFERDİ
Kızının küçücük elinden tutup anaokuluna götürdüğü o sabah, Funda Ayata için hayatın en büyük zaferiydi. Böyle bir günü görmeyi, göreceğine inanmayı bile zorlaştıran bir teşhis almıştı çünkü. Ardından ilkokul… Lise… Ve bugün Tuana artık üniversitede. Almanya’da Sürdürülebilir tasarım okuyor. Annesinin desteğini her zaman yanında hissediyor.
Funda Ayata, bugün 50 yaşında ve sağlıklı bir hayat sürüyor. Pankreası alındığı için bir diyabet hastası gibi yaşıyor. 16 yıl önce başlayan ve onu bugünlere taşıyan sürece minnetle ve büyük bir gülümsemeyle bakarken, bugününe şu sözlerle şükrediyor:
"Kızımın okula başladığı günü görmek istiyordum… Bugün üniversiteye gidişini izliyorum."
HER YIL 500 BİN KİŞİ BU GERÇEKLE YÜZLEŞİYOR
Pankreas kanserinin, geç belirti vermesi ve hızlı ilerlemesi sebebiyle en zorlu kanser türlerinden biri olarak kabul edildiğini söyleyen Acıbadem Üniversitesi Karaciğer, Pankreas, Safra ve Safra Yolları Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mert Erkan “Dünya genelinde her yıl 500 binden fazla, Türkiye’de de yaklaşık 5 bin kişiye pankreas kanseri tanısı konuluyor. Üstelik görülme sıklığı giderek artan pankreas kanserinin 2030 yılında ölüme neden olan kanser türleri arasında 4. sıradan 2. sıraya bekleniyor. Ancak tedavideki gelişmeler ve multidisipliner yaklaşımlar, hastaların yaşam sürelerini ve kalitelerini yükseltiyor” değerlendirmesini yaptı.
