Sedef Güler cinayetinde kan donduran ifadeler! Sanıklar olay gecesine dair her şeyi itiraf etti

Sedef Güler cinayetiyle ilgili yürütülen davada önemli bir gelişme yaşandı. Büyükçekmece'de halıya sarılmış ve ayaklarına ağırlık bağlanmış halde denize atılan Güler'in katil zanlıları duruşmada ifade verdi. Olay gecesini anlatan tutuklu sanık Fırat Baykara, ''Ceset yatak odasında bir gün bekledi. Ben zincir, kilit ve çuval aldım. Eve girip Sedef'in bedenini zincirle bağladık. Dambılı da üstüne bağladık. Sonra halıyla sarıp denize attık'' itirafında bulundu.
İstanbul Büyükçekmece'de halıya sarılı ve ayaklarına zincir bağlanmış şekilde denize atılarak öldürülen Sedef Güler’in davasında, tutuklu sanıklar Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmada sanıklar Fırat Baykara ile Yavuz Güngör, olay gecesi yaşananlara dair çarpıcı ifadeler verdi.
"UYUŞTURUCU KULLANDI, OLAY BÖYLE GELİŞTİ"
Savunmasında suçlamaları kabul etmeyen ve neyle suçlandığını tam olarak bilmediğini öne süren Yavuz Güngör, Sedef Güler’in uyuşturucu kullandığını belirtti. “4-5 aydır tanışıyorduk, maddi yardımda bulunuyordum. Olay günü telefonda konuştuk, paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Geldiğinde sarhoştu, alkolün dışında bir şeyler içmişti” diyen Güngör, Sedef’in kolanın içine bir şeyler katıp içtiğini ve kendisinin içmediğini söyledi.
Güler’in öldüğünü kabullenemediğini, burnundan kan geldiğini görünce onu duşa sokup masaj yaptığını söyleyen Güngör, cesedin evde bir gün kaldığını, ardından zincir, kilit ve dambıl alarak Sedef’in bedenini zincirle bağlayıp halıya sardıklarını ve denize attıklarını itiraf etti. Sanık Güngör, “Arabayla tur attıktan sonra dönüp baktığımda ceset batmamıştı” dedi.
"CESEDİ DENİZE ATMAK İÇİN PLAN YAPTIK'
Sedef Güler’in öldüğü evin kontratının kendisine ait olduğunu, ancak olay günü orada olmadığını söyleyen sanık Fırat Baykara ise, “Yavuz beni aradı, evde alkol aldıklarını, Sedef’in fenalaştığını söyledi. Eve gidene kadar Sedef’in öldüğünden haberim yoktu” diye konuştu. Baykara, Sedef’i tanımadığını iddia ederek, “Nabzına baktım, nefesini dinledim. Öldüğünü anlamadım. Sonra Yavuz’dan Sedef’in uyuşturucu kullandığını ve kolasına bir şeyler attığını öğrendim. Ambulans ya da polisi aramama izin vermedi” dedi.
Baykara, bir gün sonra Güngör'le buluşup cesedi denize atmak için keşif yaptıklarını, nalburdan zincir ve kilit aldıklarını, cesedi halıya sardıklarını itiraf etti. Cesedi koyacakları valizi ise şiştiği için kullanamadıklarını belirtti.
Duruşmada söz alan Sedef Güler’in annesi Gülizar Sezer, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
KADEM'DEN ADLİYE ÖNÜNDE SERT AÇIKLAMA
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) avukatı Sinem Ermiş, duruşma öncesi yaptığı açıklamada, “Sedef Güler iş bulma vaadiyle kandırıldı, elleri koli bandıyla bağlanıp, ayaklarına zincir ve ağırlık takılarak halıya sarıldı ve denize atıldı. Bu bir kadın cinayeti değil, apaçık bir insanlık suçudur” dedi. Ermiş, sanıkların “beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak kişiye karşı kasten öldürme” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığını hatırlattı.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 7 Haziran 2024'de Büyükçekmece Mimar Sinan Mahallesi Gülcemal Sosyal Tesisleri önündeki balıkçı barınağının bulunduğu mevkide yapılan incelemelerde, maktulün cesedinin sarıldığı halının çuval ve perde parçalarıyla çevrildiği, maktulün ellerinin koli bandıyla, ayaklarının ise zincirle bağlandığının tespit edildiği belirtiliyor.
Maktulün kesin ölüm nedenin tespit edilebilmesi için cesedin Adli Tıp Kurumuna sevk edildiği aktarılan iddianamede yer verilen olay yeri inceleme raporunda, maktulün sarılı olduğu halının üzerinde "Karaca" isimli halı yıkama fabrikasına ait etiket olduğunun tespit edildiği, fabrika görevlileriyle yapılan görüşmelerde Z.E'nin halının sahibi olduğunun anlaşıldığı kaydediliyor.
Bu kişinin emlak işiyle uğraştığı, halının bulunduğu daireyi sanık Fırat Baykara'ya kiraladığı iddianamede yer alıyor. İddianamede, maktulden alınan parmak iziyle yapılan Otomatik Parmak İzi Teşhis Sistemi (APFIS) sorgulamasında cesedin Güler'e ait olduğu, dairenin sanıklar Fırat Baykara ve Yavuz Güngör tarafından beraber kullanıldığının tespit edildiği aktarılıyor.
Sanık Yavuz Güngör ile kızı H.Y. Güngör'ün ikamet ettiği adrese ait kamera kayıtlarının incelendiğine dikkati çekilen iddianamede, Güngör'ün 4 Temmuz 2024'de siteye girdiği, ardından Onur Özbey'in Güler'i adrese getirdiği, H.Y. Güngör'le maktulün tartıştığı, bunun üzerine 5 Temmuz'da Yavuz Güngör'ün Sedef Güler'le siteden ayrılıp Fırat Baykara'nın evine gittikleri ve bir süre sonra Baykara'nın da eve geldiği kaydediliyor.
Sanıkların, adreste, tespit edilemeyen bir nedenden dolayı Güler'i öldürdüklerinin belirlendiği vurgulanan iddianamede, bu kişilerin cesedi yok etmek için plan yaptıkları, bir gün sonra buluşmak üzere evden ayrıldıkları anlatılıyor. İddianamede, sanıkların 6 Temmuz 2024'de tekrar buluştukları, cesedi Mimar Sinan Köprüsü'nün bulunduğu yere atmaya karar verdikleri, cesedi koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları belirtiliyor.
Firari olarak aranan sanık Yavuz Güngör'ün, sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan'a gönderildiği aktarılan iddianamede, ancak Güngör'ün daha sonra ülkeye iadesinin sağlandığı kaydediliyor. İddianamede sanıklar Yavuz Güngör ve Fırat Baykara hakkında "çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.