Gazze için duruşma Bosna’da yapıldı: Son söz İstanbul’da söylenecek!
Gazze Mahkemesi'nin (Gaza Tribunal) ilk halka açık oturumları, Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da ikinci gününde devam etti. Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'nde (IUS) gerçekleştirilen duruşmalara Türkiye'den gazeteciler, akademisyenler, entelektüeller, insan hakları savunucuları ile medya ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Süreci değerlendiren İstanbul Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Köroğlu, Turkiyegazetesi.com.tr’ye konuştu.
HABER MERKEZİ— İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarını ortaya çıkarmak amacıyla kurulan sivil girişim "Gazze Mahkemesi"nin halka açık ilk oturumları, Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da ikinci gününde devam etti.
Projenin koordinatörlüğünü yürüten İstanbul Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Köroğlu, süreci Turkiyegazetesi.com.tr’ye değerlendirdi.
'BU BİR VİCDAN MAHKEMESİ'
Gazze Mahkemesi Projesi Koordinatörü ve İstanbul Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Köroğlu "Gazze Mahkemesi bir insanlık mahkemesi, bir vicdan mahkemesi, bir sivil toplum girişimi. Bir yıl kadar önce hazırlıklarına başlanmış oldu" dedi.
Saraybosna’nın, Srebrenitsa katliamının 30. yılına yaklaşılırken seçilmesinin sembolik anlam taşıdığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Bugün ilk defa Saraybosna’da halka açık duruşma yapılmış oluyor. Buranın üyeleri genel olarak entelektüeller, akademisyenler, insan hakları savunucuları, sosyal organizasyonlar. Büyük çoğunluğu Gazze meselesine duyarlı ve bu yaşanan soykırıma karşı çözüm arayan kişiler."
MAHKEMENİN KULLANACAĞI MATERYALLER BELLİ OLDU
Köroğlu, mahkemenin üç temel kuruldan oluştuğunu belirtti:
"Uluslararası Hukuk, Uluslararası Siyaset ve Dünya Düzeni ile Tarih ve Felsefe Kurulu. Bu kurullar uzman isimlerle çalışıyor, raporlar hazırlıyor. Mahkemenin kullanacağı materyaller bunlar olacak."
NEDEN BOSNA?
"Maalesef pek çok Batı ülkesi böyle büyük bir tribün, küresel vicdanın sesi olacak bir organizasyona hazır değildi. Ancak Bosna açıktı. Hem yapılabilmesi açısından hem de sembolik olarak Saraybosna anlamlı bir tercih oldu."
Köroğlu, etkinliğin sonunda bir deklarasyon yayınlanacağını iletti. Nihai kararın ise İstanbul'da yapılacak oturumda verileceğini belirtti.
SUÇLULARIN İSMİ TEK TEK AÇIKLANACAK! NİHAİ DEKLARASYON EKİM AYINDA İSTANBUL'DA
Sürece ilişkin konuşan Köroğlu, “Mahkeme suçluların ismini açıklayacak. Bu suça karıştığı düşünülen kişi ve kurumlar dinlenecek, raporlar, kanıtlar değerlendirilecek. Nihai deklarasyon da ekim ayında İstanbul’da açıklanacak.” dedi.
Gazze Mahkemesi Projesi Koordinatörü "Bu sadece bir deklarasyon değil. Çıkacak raporların, gelecekte benzer krizlerde entelektüellerin ne yapması gerektiğine dair bir referans metni olacağını düşünüyoruz." yorumunda bulundu.
"SUÇUN ADINI BİLE SÖYLEYEMEYEN BİR SİSTEM"
Birleşmiş Milletler eski yetkilisi Craig Mokhiber ise uluslararası sistemin Gazze’deki soykırıma tepkisiz kaldığını belirtti:
"İnsan haklarından söz eden ama canlı yayında her gün devam eden soykırıma ses çıkarmayan bir sistemden bahsediyoruz. Suçun adını bile yüksek sesle söyleyemiyorlar: soykırım."
"İKİYÜZLÜ DEMOKRASİ SÖYLEMİ"
Prof. Dr. Richard Falk, liberal demokrasilerin çifte standardını şu sözlerle eleştirdi:
"Liberal demokrasiler Uygurlar için Çin’i şeytanlaştırırken, Gazze’de İsrail’in saldırılarına ortak oluyor. Bu, hukuku ve ahlakı yok ediyor."
"SİVİL TOPLUM, SON DİRENİŞ NOKTASI"
Paulina Chan, "Hükümetler sessiz kaldığında, adalet arayışı insanlara kalır. Sivil toplum, küresel adaletin tek umudu" ifadeleriyle sivil direnişin önemine dikkat çekti. "Gazze haritadan silinmeye çalışılıyor" dedi.
Hukukçu Lara Elborno, Gazze'nin sistematik biçimde yok edilmek istendiğini söyledi:
"İsrail Gazze’nin %70’ini yasak bölge ilan etti. 53 milyar dolarlık yeniden inşa gerekiyor. Bu, 56 yıllık işgalin sonucu."
'da Takip Edin!
