Kıbrıs oyunu! Siyonistlere Rumlar bile isyan etti

İsrail-İran savaşında 20 bin Yahudi, Güney Kıbrıs’a geçti. Rumlara göre, bu kaçış bir İsrail oyunu. İki dünya savaşını fırsat bilip Filistin’e çöreklenen İsrail, son krizde aynı oyunu Kıbrıs’ta gerçekleştirmeye başladı.
YILMAZ BİLGEN - On iki gün süren İsrail-İran savaşında 400 bin Yahudi ülkeyi terk etti. Kaçanlardan 20 bini Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne geçti. Bir süredir İsrail’in gizli işgali altında bulunan Rum yönetiminde kriz çıktı. Rum AKEL Partisi Genel Sekreteri Stefanos Stefanu “Kıbrıs elden gidiyor, İsrail’in kontrolsüz mülk edinimine kim dur diyecek?” diye isyan etti. Rum lider Nikos Christodoulides, ülkeyi Yahudilere teslim etmekle suçlandı. Rum basınına göre, İsrail-İran savaşı, İsrail’in Kıbrıs’a çöreklenmesi için tertiplenmiş bir Mossad kurgusu. İsrail, Limasol, Larnaka başta olmak üzere birçok bölgede koloniler kurdu.
FİLİSTİN GİBİ OLURUZ DİYORLAR
Rum kanadını yakından izleyen gazeteci Sefa Karahasan “Rumlar, yıllardır Türkiye ile hangi ülke sorun yaşıyorsa onu müttefik görme üzerine bir strateji izliyordu. Son müttefikleri de İsrail oldu. Ancak şu an tüm topraklarını rehin verme ve kendi mülklerinde yabancı olma tehdidi ile karşı karşıyalar. Filistin örneği çok açık. Binlerce İsrailli sayısız mülk edindi. Sinagoglar, okullar, şirketler açtı. En hayati noktaları ele geçirdiler. İsrail’e ellerini verdiler, tüm bedenlerini kaptırmak üzereler. Türk-Türkiye düşmanlığının bedelini ödüyorlar” dedi.
BÜYÜK FİNAL KIBRIS’TA
İsrail, mevcut saldırılarının yol haritası niteliği taşıyan Yinon Planı’nda Kıbrıs’a özel önem atfediliyor. Siyonistler, kutsal olarak gördüğü Ada’nın tamamını ele geçirmek istiyor. Kıbrıslı uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. İsmail Şahin, İsrail’in emellerini şöyle anlattı: Kıbrıs’ı, İsrail’in, Akdeniz’deki güvenlik kuşağının ana merkezi olarak görüyorlar. Doğu Akdeniz’de enerji kaynakları için de Kıbrıs’a özel önem atfediyorlar. Ada’da artan İsrail varlığı, yalnızca Türkleri değil Rumları da rahatsız eden bir noktaya geldi. İki taraf da bu yığılmayı bir millî güvenlik sorunu olarak görüyor. Güney, İsrail’in askerî, istihbari ve enerji koridoru hâline geldi. Bu, sadece savunma değil, bölgesel nüfuz artırma ve tipik işgal zemini üretme stratejisinin de parçası. Saha gerçekliği, tarihî olaylar ve İsrail’in izlediği yöntem, bize siyonistlerin esas büyük finali Kıbrıs’ta planladığını gösteriyor.
TÜRKİYE’NİN ÖN CEPHESİ
İsrail ile Türkiye’nin Suriye’de olduğu gibi Kıbrıs’ta da karşı karşıya gelebileceğini söyleyen Prof. Dr. Şahin “Ada’nın iki tarafında varlığını güçlendirmeye çalışan İsrail’in Türkiye’yi sınırlandırma çabası, Ankara açısından stratejik bir tehdit oluşturmaktadır. Nitekim Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanları, enerji güvenliği, askerî denge ve diplomatik nüfuz bakımından Kıbrıs, Türkiye’nin ön cephesidir” diye konuştu.
SİNSİCE KUŞATIYORLAR
Kıbrıslı uluslararası ilişkiler uzmanlarından Prof. Dr. Emete Gözügüzelli de “İsrail, Ada’da özel bir strateji izliyor. Hem Rum tarafında hem de Türk bölgesinde çok sayıda arazi aldılar. Kişisel fikrim siyonist Yahudiler Türklerle bir hesaplaşma planı yaptı ve bunun için Kıbrıs’ı seçti. Bu sebeple Kıbrıs’ta artan Yahudi etkisini güney ya da kuzey fark etmeksizin yakından izlememiz hayati önem taşıyor. Ada, siyasi, ekonomik, askerî açıdan siyonist kuşatma altında. Sinsice hazırlanıyorlar” dedi.
RUMLARIN GÖZÜNÜ DE AÇTINIZ
Ada’daki siyonist işgali değerlendiren Kıbrıs Millî Meclisi Üyesi Yasemin Öztürk, gazetemizin Kıbrıs’taki siyonist işgale dikkat çektiği haberlerin önemini hatırlatarak “Kuzey’de süren işgalle ilgili Türkiye gazetesinin yayınları çok ciddi bir farkındalık oluşturdu. Yasalar değişti ve Türk tarafı tehlikeyi gördü. Şimdi son İran krizi Rumların da gözünü açtı. Bizim Rumlarla sorunlarımız var. Ancak İsrail ’in kanlı işgalleri ve kirli ajandası farklı bir boyut. Şayet bu tehlikeyi görmez isek hepimizin sonu Gazze olur” dedi.