Netanyahu’nun 'Osmanlı' çıkışı korkunun itirafı! On binlerce dönüm için Türk tapusu var

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Netanyahu’nun 'Osmanlı' çıkışı korkunun itirafı! On binlerce dönüm için Türk tapusu var
Dünya Haberleri  / Türkiye Gazetesi

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “Osmanlı geri dönemez” açıklaması korku yaşadığını gözler önüne serdi. Filistin’in gasbedilen topraklarının bir kısmının tapusu bizde. Hukukçu Prof. Dr. Akif Emre Öktem’e göre “Bu hak baki. Mülkiyet hakkı ihlallerinin araştırılması ve hesabının sorulması gerekir.”

Gazze’de 55 binden fazla kişinin katliam emrini veren İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Türkiye’nin bölgede artan etkisinden duyduğu rahatsızlığı dile getirirken “Bazıları benimle aynı fi kirde olmasa da, Osmanlı İmparatorluğu’nun yakın zamanda geri döneceğini düşünmüyorum, dönmeyecek” dedi. Bu sözler, “İşgalci Netanyahu Osmanlı korkusu yaşıyor” şeklinde değerlendirilirken, Türkiye’nin Filistin topraklarındaki haklarını tekrar gündeme getirdi. Uluslararası Hukukçu Prof. Dr. Akif Emre Öktem, Filistin topraklarındaki Türklere ait muhtemel taşınmazların Lozan Antlaşması’nın koruması altında olduğunu hatırlattı. Öktem “Antlaşmanın 65. maddesi, taraf devletlerin topraklarında kalan Türk gerçek ve tüzel kişilerine (bu arada Osmanlı/Türk vakıflarına) ait malvarlıkları üzerinde mülkiyet hakkını koruyor. Bu hak, tabii ki Hanedan mensuplarını da kapsar” dedi.

ELİMİZ ÇOK GÜÇLÜ

Gazetemize konuşan Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Akif Emre Öktem, Kudüs’te çok önemli Türk vakıf malları bulunduğunun bilindiğini, aynı şekilde Gazze’de de Osmanlı/ Türk vakıf malları bulunmasının çok muhtemel olduğunu vurguladı. Öktem, nedense bu konunun bugüne dek yeterince çalışılıp incelenmediğini, ihmal edildiğini düşünüyor. Öktem “Oysa 50 bine yakın Osmanlı vakfı bugün tüzel kişilik olarak mevcudiyetini sürdürüyor. Bunların mallarının, İsrail hükûmeti tarafından bedelsiz biçimde kamulaştırılması, uluslararası hukuka aykırıdır. O coğrafyada, Türk uyrukluğundaki tüzel ve gerçek kişilerin ve bu arada Hanedan mensuplarının da mülkiyet hakkı bakidir. Özel mülkiyet, egemenlik değişikliğine karşı kamu mülkiyetinden daha dayanıklı olabiliyor, bunu Kıbrıs’ta Rumların açtığı davalarda gördük. Filistin’de de mülkiyet hakkı ihlallerinin araştırılması ve hesabının sorulması gerekir. Lozan Barış Antlaşması’na taraf bir devlet olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu hesabı sorma hakkı vardır. Elimiz çok güçlüdür” diye konuştu.


Netanyahu’nun 'Osmanlı' çıkışı korkunun itirafı! On binlerce dönüm için Türk tapusu var - 1. Resim

HAZIRLIK YAPMALIYIZ

Prof. Dr. Öktem şöyle devam etti: Lozan Antlaşması’nın 60. maddesi, Osmanlıdan ayrılan topraklarda kalan kamu mallarını bedelsiz olarak ülke devletine terk ederken, 1908 ve 1909 iradeleri ile Hazine-i Hassa’dan Maliye Hazinesine devredilen malların da bu kapsama girdiklerini belirtiyor. Oysa, bu iradelerin hukuken geçersiz oldukları tespit edildi: Anayasal usullere uyulmamış, resmî olarak yayınlanmamış. Bu iradeler geçersizse, bunların öngördüğü devir işlemleri de geçersizdir. O zaman, Hazine-i Hassa Malları, Türkiye Cumhuriyetine intikal eder. Balkanlar ve bilhassa Orta Doğu bakımından Hazine-i Hassa arazileri çok önemli, çünkü Sultan II. Abdülhamid en kıymetli tarım arazilerini ve madenleri Hazine-i Hassa için almış. Bunların değerlendirilmesinde Türkiye’nin büyük menfaatleri olabilir. Bugün bölgede bir hukuki fetret devri yaşanıyor. Ama bu durum ilanihaye devam etmez. Hukuku uygulamak ve hukuken hesap sormak için şimdiden hazırlık yapmalıyız. Nasıl savaş suçlarının, insanlığa karşı suçların, soykırım suçları için cezai süreç işliyorsa, mülkiyet hakkı ihlalleri için de hukuki çalışmalar ve girişimler başlatılmalıdır.

NİLHAN OSMANOĞLU: 15 YILDIR MÜCADELE EDİYORUZ

Osmanlı Hanedanı üyelerinden Nilhan Osmanoğlu “Dedem Abdülhamid Han’a ait işgal altında çok sayıda tapu var. Hepsi Emlak-ı Şahane’nin parçası. Biz 15 yıldır bu konuda mücadele veriyoruz. Hiçbir biçimde vazgeçmeden haklarımızı alana dek savaşımız sürecek. Bu noktada devletimizin de desteği ile sonuç alacağımıza inanıyorum. Halkımız şunu bilmeli ki bu bir şahsi mal-mülk davası değil. O araziler aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası arenadaki elini güçlendiren koz niteliği taşıyor. Ortada net bir Siyonist haydutluk var. ‘Tapulu Türk arazilerine ben oturdum’ diyen bir işgalci İsrail gerçeği ile karşı karşıyayız. Tamamen hukuk dışı bir hırsızlığa karşı hakkımızı arıyoruz. İsrail’e karşı verdiğimiz hukuk mücadelesini mutlaka kazanacağız. Ailenin kararı net. Bu hanedanın şahsi davası olmaktan çok Türk milletinin ortak kazanımı olacak. İsrail mutlaka kaybedecek. Bunu biliyor. Netanyahu’nun son açıklamaları da gösteriyor ki Siyonistlerin en büyük kâbusu Osmanlı. Tekrar vurguluyorum hiç birimizin şahsi talebi yok. Türk devleti ve milleti adına, Filistinli mazlum Müslümanlar adına bu davaları açtık. İsrail’in bir diğer anladığı dil ise askerî güç. Ancak orada binlerce dönüm gasp edilen arazilerle ilgili dava İsrail’i sarstı. Ciddi manada korktular. Netanyahu’nun ‘Osmanlı geri dönemez’ sözleri de bunun göstergesi” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...