Türkiye siber tehditlere karşı milli kalkan kurdu! Kuantum teknolojileri devreye alınacak
Türkiye, artan siber saldırı risklerine karşı milli koruma hattını devreye alarak güvenlikte yeni bir dönemin kapısını açtı. Roketsan’ın yürüttüğü çalışmalar kapsamında kuantum tabanlı şifreleme ile gelişmiş güvenlik teknolojilerinin sisteme entegre edilmesi hedefleniyor.
Roketsan, savunma teknolojilerinde kritik bir adım daha attı. Türkiye, İsrail merkezli siber tehditlere karşı kendi milli güvenlik duvarını kuran ülkeler arasına girdi.
Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, kuantum bilgisayarların mevcut şifreleme algoritmalarını kısa sürede etkisiz hale getirebildiğini söyleyerek kurumun bu tehdide karşı kuantum şifreleme ve kuantum kripto teknolojileri üzerinde çalışma yürüttüğünü aktardı.
UZAY TEKNOLOJİLERİNDE STRATEJİK SIÇRAMA
İkinci, "Roketsan artık sadece savunma alanında değil, kendi uydusunu taşıyacak uzay aracını tasarlayan bir kapasiteye ulaştı" dedi. Ardından “Yakıt teknolojileri, görüntüleme sistemleri, eklemeli imalat, yeni nesil malzemeler, yapay zeka ve kuantum alanlarındaki yatırımlarımız hızla büyüyor” ifadelerini kullandı.
SİHA’LARDAN FIRLATILAN SÜPERSONİK BALİSTİK GÜÇ
Türkiye'nin ilk kez SİHA’lardan süpersonik balistik füze fırlatan ülkeler arasında yer aldığı hatırlatıldı. 230 ve 122 süpersonik mühimmat, SİHA’ların etki alanını 150–200 kilometreye kadar genişletti; hava savunma hatları da bu mühimmatlarla aşılabilecek bir seviyeye taşındı.
MÜHİMMAT YAZILIMINDA MİLLİ GÜVENLİK MODELİ
İkinci, siber saldırıların savunma sistemlerini devre dışı bırakabileceğine ve kimi durumlarda sistemi tersine çevirip kullanıcıya karşı bir silaha dönüştürebileceğine dikkat çekti. Ardından şu sözleri kullandı:
"Siber güvenlik savunma sistemlerinin en kritik tarafı. Hatırlarsanız savaşta İsrail'in en büyük etki oluşturan hamlelerinden biri çağrı cihazları üzerinden yürütülen saldırılardı ve bu yöntem birçok kişinin ölümüne yol açtı. Cebimizdeki telefonların yazılım güvenliği ya da geliştirdiğimiz milli sistemlerin, örneğin Togg'un güvenliği, ülkemiz için son derece önemli."
İkinci, siber güvenlik riskinin yalnızca savunma projeleriyle sınırlı olmadığını, yazılım içeren tüm elektronik cihazları kapsayan ulusal bir güvenlik başlığı hâline geldiğini dile getirdi.
FÜZELER YAPAY ZEKA İLE YANILTICI HEDEFLERİ AYIKLIYOR
Füzelerin hedefleme süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İkinci, konuya iki temel başlık üzerinden yaklaştı: veri güvenliği ve yanıltıcı bilgilerin tespiti. Haberleşmenin donanım tabanlı kripto sistemleriyle korunduğunu, bilgide değişiklik olup olmadığının sürekli kontrol edildiğini aktardı.
Elektronik harp alanında kullanılan yanıltma taktiklerini ise şöyle anlattı:
"Radarlar akıllı sistemlerdir. Tespit edildiklerinde karşı tarafı yanıltmak için farklı noktalarda bulunduklarını düşündürecek sinyaller üretirler. Benzer koruma yapıları uçaklarda da bulunur. Bir hava savunma sistemi uçağı hedef aldığında, uçağın koruma sistemi gelen yayını değiştirerek füzeye geri gönderir. Böylece füze uçağa değil, gösterilen sahte hedefe yönelmeye çalışır."
TÜRKİYE’NİN GELECEK STRATEJİSİ KUANTUM VE UZAY ÜZERİNE KURULDU
İkinci, geleceğe dönük öncelikli alanları yapay zeka teknolojileri, kuantum sistemleri, yeni nesil malzeme teknolojileri, sıvı ve katı yakıt itki sistemleri, GPS’ten bağımsız navigasyon, hipersonik teknoloji ve uzay platformları olarak sıraladı.
