İhracattan büyümeye, tarım ve gıdadan enflasyonda düşüşe: İş dünyası OVP’yi nasıl değerlendirdi?

Türk ekonomisinin 2026-2028 yıllarını kapsayan yeni yol haritası Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. İhracattan büyümeye, tarım ve gıdadan enflasyonda düşüşe kadar birçok alanı kapsayan OVP, iş dünyasından da büyük ilgi gördü. İş dünyası temsilcilerinin OVP değerlendirmeleri ekonomi gündemine damga vurdu.
Türk ekonomisinin 2026-2028 dönemini kapsayan yeni yol haritası belli oldu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 8 Eylül 2025 tarihinde Türkiye'nin ekonomideki 3 yıllık rotasını belirleyen Orta Vadeli Program'ı (OVP) duyurdu. İhracattan büyümeye, tarım ve gıdadan enflasyonda düşüşe kadar son derece kritik alanları kapsayan bu program, iş dünyası temsilcileri tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı.
Peki, iş dünyası 2026-2028 dönemini içeren Orta Vadeli Program'ı (OVP) nasıl değerlendirdi? İşte iş dünyası temsilcilerinin OVP'ye dair yorumları...
İŞ DÜNYASI OVP'Yİ NASIL DEĞERLENDİRDİ?
Türk ekonomisinin 2026-2028 yıllarını kapsayan yeni yol haritası Orta Vadeli Program (OVP), iş dünyası tarafından memnuniyetle karşılandı.
İş dünyasının önde gelen temsilcilerinin OVP değerlendirmeleri ise şöyle:
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç: Düşük enflasyon mu, yüksek büyüme mi ikileminden, üretimi verimlilik ve süreklilik esaslı artırarak çıkacağız. Bu anlamda OVP'de ortaya konulan sanayide yüksek katma değer ve teknoloji odaklı dönüşüm hedeflerini isabetli buluyoruz. Bunun yanında mevcut, geleneksel sanayi kollarımızın korunmasını ve kollanmasını da elzem görüyoruz. Bütün bunlar için de ilk adım kredi ortamının iyileştirilmesi olmalıdır. Her fırsatta dile getirdiğimiz üzere selektif bazda kredi büyüme limitlerinin artırılması artık daha çok önem taşıyor.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan: Özellikle teknolojide dışa bağımlılığı azaltacak ve uluslararası rekabetçiliği artıracak şekilde AR-GE temelli yatırımların güçlendirilmesi, yeşil dönüşüm sürecinin düşük karbonlu üretim, kaynak verimliliği ve döngüsel ekonomi gibi uygulamalarla hızlandırılacak olması, KOBİ'ler başta olmak üzere firmaların dijital dönüşümüne yönelik kabiliyet ve kapasitelerinin desteklenmesi, genç ve dinamik nüfusun yetkinliklerinin geliştirilmesine yönelik başta mesleki ve teknik eğitim olmak üzere eğitim sisteminin kalitesi ve işgücüyle uyumu güçlendirilmesinin hedeflenmesi, reel sektör şirketlerinin sermaye piyasalarının sunduğu imkanlardan daha fazla yararlanabilmesi için sürdürülebilir finans araçlarının geliştirilmesi gibi hususlar başta olmak üzere, programın çok daha reformist bir bakış açısına sahip olmasını üretim hayatımız açısından önemli ve kıymetli buluyoruz.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak: Mal ihracatına ilaveten hizmet ihracatına ayrı vurgu yapılması, başta KOBİ'ler olmak üzere yeşil ve dijital dönüşüm ile katma değeri yüksek teknoloji üretiminin desteklenmesi gibi başlıklar iş dünyası açısından önemli konular. Manşet işsizlik yanında atıl iş gücüne ayrı bir pencere açılarak işgücü piyasası ve mesleki eğitimde reform hedefi de beşeri sermayemizin gelişimi açısından değerli. Diğer taraftan, enflasyonla mücadele, mali disiplin, finansal istikrar, kaliteli finansmana kolay ve yeterince erişim, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili atılacak adımlarda, piyasayı da rahatlatacak bir dengenin gözetilmesi kaçınılmaz olacaktır. 1,9 trilyon dolar GSYH ve 21 bin dolar seviyesinde kişi başı milli gelir gibi önemli hedeflerimize doğru yol alırken, net ihracatın büyümeye katkısı üzerine daha fazla odaklanmamız, mevcut kanalları daha fazla desteklemeye devam ederken, ilave yük getirmeden kazanç sağlayabilecek transit ticaret, az bir destekle büyük katma değer sağlayacak yurt dışı teknik müşavirlik ve yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine mevcutların dışında yaklaşımlarla daha özel destekler verilmesi gibi yeni uygulamaların önümüzü açacağına inanıyoruz.
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın: Dezenflasyonla mücadele kapsamında özellikle son iki yıldır çok disiplinli ve tasarruf odaklı bir ekonomi ikliminde yol alındı. Açıklanan 2026-2028 öngörüleri de mevcut ekonomi yol haritasının devamı yönünde gözüküyor. Türk lirasına olan güvenin artması, rezervlerin güçlendirilmesi ve yapısal reformlara odaklanması yeni programda da yer alıyor. İşsizlik ilk defa yüzde 8'in altında hedeflenmekle birlikte enflasyonun kademeli tek haneye düşürülmesi, dolar, büyüme, cari açık mevcut beklentiler içinde açıklanmış. Güçlü politikaları ve reform vurgusu ön plana çıkartılan programın başarısı hiç şüphesiz para ve maliye politikalarının koordineli bir şekilde yürütülmesinden geçiyor. Hiç şüphesiz açıklanan OVP, hedefler dahilinde politika kararlılığını sürdürülmesi ve küresel çaptaki olası olumsuz gelişmelere karşı tedbirli olunması ile 2028 sonunda daha istikrarlı ve güçlü bir yapıya kavuşmamıza vesile olacaktır.
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz: Gıda fiyatları kontrol altına alınmadan genel enflasyonu düşürmek mümkün değildir. OVP'nin enflasyonu tek haneye düşürme hedefinde gıda sektörünün stratejik rolünün vurgulanmasını son derece olumlu buluyoruz. Türk gıda sektörünün küresel pazarlarda daha fazla pay alabilmesi için markalaşma, sürdürülebilir üretim, katma değerli ürün ihracatı ve gıda güvenliği vazgeçilmezdir. OVP'de yeşil ve dijital dönüşüm, lojistik ve depolama yatırımlarına verilen önem, ihracat rekabetçiliğini artıracaktır. OVP, iş dünyası açısından güven ve öngörülebilirlik sağlayan bir belgedir. Özellikle tarım ve gıda alanında planlı üretim, sürdürülebilirlik ve ihracat odaklı politikaların kararlılıkla hayata geçirilmesi, hem üreticilerimizin hem de tüketicilerimizin lehine olacaktır.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Tolga Demirözü: Büyümenin kompozisyonuna bakıldığında ekonomide dengelenme sürecinin sürdürüldüğü ve tüketim yerine yatırım ile ihracatı önceliklendiren bir yaklaşımın benimsendiği görülmekte. Mevcut sıkı para ve maliye politikası çerçevesinde, bu hedeflere ulaşmak için üretim kapasitesini ve arzı artıracak yapısal reformların hayata geçirilmesi kritik öneme sahip. Büyümenin ancak bu şekilde, enflasyon üzerinde ek baskı oluşturmadan sürdürülebilir olabileceğini ve dezenflasyon sürecine doğrudan katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, yatırım ortamının güçlendirilmesi, verimliliği artıracak dijital ve yeşil dönüşüm yatırımlarının teşvik edilmesi ve üretimde katma değeri yükseltecek adımların hızla uygulanması büyük önem taşımakta. OVP'nin büyüme paradigması, dijital ve yeşil dönüşümün hızlandırılmasına vurgu yaparken, teknolojik gelişim ve insan kaynaklarının güçlendirilmesinin oynadığı önemli role de değiniyor. Öngörülen dönüşümlerin hayata geçirilmesi için düzenleyici çerçevenin, rekabetçiliği güçlendirecek bir şekilde ele alınması, gerekli fiziki altyapıların hızla geliştirilmesi, finansman imkanlarının artırılarak çeşitlendirilmesi ve kamu-özel sektör istişaresinin güçlendirilmesi büyük önem arz ediyor. Dijital dönüşümü hızlandıracak politika çerçevesinin hayata geçirilmesi, eş zamanlı olarak 5G'nin ülke genelinde sunulması ve fiber internetin yaygınlaştırılması gibi kritik altyapı unsurlarının hızlandırılması öncelik taşıyor.
Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Yıldırım: Programda yer alan hedefler, özellikle de enflasyonla mücadele ve sürdürülebilir büyüme odaklı yaklaşımlar, iş dünyası olarak bugüne kadar dile getirdiğimiz ve çözüm talep ettiğimiz başlıklardır. OVP'nin en dikkat çekici yanı, enflasyonun kalıcı olarak tek haneli seviyelere indirilmesi hedefidir. Bu kararlı duruş ve sağlıklı politikaların uygulanabilmesi halinde, öngörülebilirliği artıracağını, yatırımcı güvenini pekiştireceğini ve sermaye maliyetlerini düşürerek yeni yatırımları teşvik edeceğini düşünüyoruz. Özellikle genç girişimciler için finansmana erişimin kolaylaşması, yenilikçi projelerin hayata geçirilmesinde kritik bir rol oynayacaktır.