Lahey'de 3. gün! İran heyeti mahkemeye çağrı yaptı: Bu kararla tarihe geçebiliriz

Düzenleyen: / Kaynak: Anadolu Ajansı
- Güncelleme:

Güncel Haberleri  / Anadolu Ajansı

Lahey'de İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alınacağı Uluslararası Adalet Divanı duruşmaları devam ediyor. Bugün İran, İrlanda ve Çin temsilcileri İsrail katliamını gözler önüne seren konuşmalar yaptı. İran heyeti, "Bu mahkeme, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını destekleyen ve Filistin'in uzun süredir devam eden yasa dışı işgalinin sona erdirilmesine yardımcı olabilecek önemli bir tavsiye kararı vererek bir kez daha tarihe geçebilir." dedi.

Hollanda'nın Lahey kentinde yer alan Uluslararası Adalet Divanında (UAD), İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alınacağı duruşmalar devam ediyor.

İRAN: MAHKEME, TAVSİYE KARARI VERECEK TARİHE GEÇEBİLİR

İran, mahkemeden İsrail'in Filistin işgaline karşı karar alarak tarihe geçmesini istedi. Duruşmalarda İran adına söz alan Dışişleri Bakan Yardımcısı Rıza Necefi, “Bu mahkeme, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını destekleyen ve Filistin'in uzun süredir devam eden yasa dışı işgalinin sona erdirilmesine yardımcı olabilecek önemli bir tavsiye kararı vererek bir kez daha tarihe geçebilir.” dedi.

Necefi, İsrail'i Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin hakkını engellemekle, işgal ettiği yerlerin demografik yapısını ve Kudüs'ün statüsünü değiştirmekle, Filistinlilere yönelik ayrımcı ve ırkçı uygulamalar geliştirmekle ve Filistinlilerin doğal kaynakları üzerindeki hakimiyet haklarını engellemekle suçladı.

İsrail'in Filistin'i işgalinin, bu dönemin en uzun süren işgali olduğunu vurgulayan Necefi, uluslararası hukuka göre işgal edilen yerlere kendi nüfusunu yerleştirmenin yasaklandığını hatırlattı.

Lahey'de 3. gün! İran heyeti mahkemeye çağrı yaptı: Bu kararla tarihe geçebiliriz - 1. Resim

ABD'Yİ ELEŞTİRDİ

Necefi, “BM Güvenlik Konseyinin eylemsizliğinin ya da yetersiz eyleminin, Filistin topraklarının uzun süreli işgalinin ana nedenlerinden biri olduğunu iddia ediyorum. İsrail rejimi tarafından neredeyse 80 yıldır işlenen tüm zulüm ve suçlar, bu eylemsizliğin bir sonucudur. Bugün bile Güvenlik Konseyi, belli bir daimi üyenin neden olduğu çıkmaz nedeniyle felç olmuş durumdadır." diyerek isim vermeden ABD'yi eleştirdi.

Lahey'de 3. gün! İran heyeti mahkemeye çağrı yaptı: Bu kararla tarihe geçebiliriz - 2. Resim

İRLANDA: İSRAİL, SINIRLARI AŞTI

Duruşmalarda İrlanda adına söz alan Başsavcı Rossa Fanning, “İrlanda'nın görüşü, İsrail'in Hamas saldırısına verdiği askeri karşılıkla sınırları aştığı yönündedir. Bu durum ölü sayısının giderek artmasından da anlaşılmaktadır. Gazze'deki evler de dahil olmak üzere mülkiyetin kapsamlı bir şekilde tahrip edilmesi, yaklaşık 2 milyon insanın yerinden edilmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan insani felaket. İrlanda defalarca ateşkes çağrısında bulunmuştur.” dedi.

Başsavcı Fanning, "Bize göre işgal altındaki Filistin toprakları meselesi doğrudan Birleşmiş Milletlerin kendisini ilgilendirmektedir.” diyerek İsrail’in iddia ettiği üzere bu görüşün sadece iki devleti değil çok sayıda devleti ilgilendirdiğini vurguladı.

Fanning, “Bu mahkemenin görüşünün yerleşik müzakere çerçevesine zarar vermeyeceğine inanıyoruz. Tam tersine. Mahkemenin önemli hukuki meselelere yetkili bir şekilde açıklık getirmesi, İsrail-Filistin ihtilafının kalıcı, kapsamlı ve adil bir çözüme kavuşturulması için gerekli temeli sağlayacaktır.” diyerek İsrail ve ABD’nin "danışma görüşü barış sürecine zarar verir” şeklindeki tezine karşı çıktı.

Lahey'de 3. gün! İran heyeti mahkemeye çağrı yaptı: Bu kararla tarihe geçebiliriz - 3. Resim

ÇİN: FİLİSTİN HALKI, YABANCI İŞGALİ ALTINDAKİ BİR HALKTIR

Duruşmada Çin adına söz alan Dışişleri Bakanlığı Hukuk Danışmanı Ma Şinmin, "İsrail'in Filistin topraklarını uzun süreli işgalinde uyguladığı baskı politikası ve pratikleri, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını tümüyle gerçekleştirmesini engelledi. Filistin halkı, kendi kaderini tayin hakkı doğrultusunda mücadele etme, destek arama ve alma hakkına sahiptir. Filistin halkı, BM belgelerinde açıkça belirtildiği gibi yabancı işgali altındaki bir halktır. Bu bakımdan kendi kaderini tayin hakkına tamamıyla sahip bir topluluktur. Filistin halkının yabancı işgaline karşı silahlı mücadele dahil güç kullanma hakkı vardır. Kendi kaderini tayin hakkı için silahlı mücadele, terörist eylemlerden farklıdır." dedi.

Ma, Filistin sorunun çözümünün İsrail ve Filistin'in, uluslararası toplumla birlikte ortak çabasını gerektirdiğine dikkat çekerek, "Filistin halkı, uzun süredir ertelenen adaletten hepten alıkonulmamalı." diye konuştu.

BM GENEL KURULU GÖRÜŞ İSTEMİŞTİ

BM Genel Kurulu, 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD'ye, Divan Statüsü'nün 65. maddesine dayanarak 1967'deki savaştan bu yana İsrail'in Filistin'deki işgalinin hukuki neticelerine ilişkin iki soru yöneltti.

BM Genel Kurulunun Divan'dan cevaplarını talep ettiği sorular şu şekilde:

"1- İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967’den bu yana Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs’ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?

2- İsrail'in, ilk soruda belirtilen uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?"

Danışma görüşü talebi, 17 Ocak 2023'te BM Genel Sekreteri tarafından UAD'ye ulaştırılırken Divan, BM üyesi devletlere ve Filistin'e danışma görüşü istenen sorular hakkında yazılı ve sözlü beyanda bulunma haklarına ilişkin bildirim yaptı.

DANIŞMA GÖRÜŞÜNÜN ETKİSİ NEDİR?

UAD'nin verdiği danışma görüşleri, her ne kadar bağlayıcı olmasa da birçok devlet ve kuruluş tarafından dikkate alındığı ve verilen görüşe uygun hareket edildiği belirtiliyor. Divan'ın, İsrail'in Filistin topraklarında inşa ettiği duvara dair 2004'te verdiği danışma görüşünde duvarın hukuka aykırı olduğunu tespitinin ardından birçok devlet ve şirketin, söz konusu duvarın inşasına katkı sunmaktan imtina etmesi, İsrail'e sattıkları inşaat malzemelerinin duvarın yapımında kullanılmaması şartını koyması dikkati çekiyor.

Yine UAD'nin 22 Temmuz 2010'da uluslararası hukukta bir devletin tek taraflı bağımsızlık ilan etmesinin yasaklanmadığı yönünde verdiği danışma görüşünün ardından, Kosova'nın bağımsızlığının meşruiyeti arttı ve bağımsızlığını tanıyan devlet sayısı çoğaldı. UAD'nin görüşünün, işgalin uluslararası hukuka aykırılığı yönünde olması durumunda İsrail üzerindeki baskının artması ve ona açıkça destek veren ülkeleri uluslararası toplum tarafından tutumlarını gözden geçirmeye zorlamaları muhtemel.

Düzenleyen:  - Güncel
Kaynak: Anadolu Ajansı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...