Ankara'da iki kişiyi öldüren zehirli gaz, prizlerden sızmış!

Düzenleyen: / Kaynak: İhlas Haber Ajansı
- Güncelleme:
Ankara'da iki kişiyi öldüren zehirli gaz, prizlerden sızmış!

Gündem Haberleri  / İhlas Haber Ajansı

Ankara'da ilaçlama yapılan bir apartmanda daire sakinleri rahatsızlanmış, iki kişi de hayatını kaybetmişti. Korkunç olay sonrası ilaçlamayla ilgili ikamet sahibi ile ilaçlama yapan 2 kişi tutuklanmıştı. Bugün görülen ilk duruşmada sanıkların ifadesi şoke etti.

Keçiören'deki bir apartmanda meydana gelen ve anne ile kızının hayatını kaybettiği zehirlenme olayıyla ilgili ilk duruşma bugüğn yapıldı.

Duruşmaya yabancı uyruklu sanık Ramadan Abass Aden katılmazken sanıklar İbrahim Çatuk ve Burak Akça ile avukatları salonda hazır bulundu.

Kimlik tespiti ve iddianamenin özetinin okunmasının ardından sanıklara savunmalarını yapması için söz verildi.

"İLAÇ KULLANMA BELGEM YOK"

Sanık İbrahim Çatuk, 2010 senesinden itibaren ilaçlama işini yaptığını bakanlık onaylı "biostal" ürünleri kullanıcı belgesi bulunduğunu ancak zirai ilaç kullanma belgesi olmadığını ifade etti.

"GÜVENDİMİ PİŞMANIM"

Çatuk, "O gün devamlı kullandığım ilacı kullanmamakla hata yaptım. İlacı Ulus semtindeki dükkandan aldım. Ziraat mühendisi bana bu ilacı tavsiye etmiştir. Satıcı bu ilacın zirai ilaç olmadığını söyledi. İlaçlama yapılıp yapılmadığını sordum. Oradaki görevli kendisinin de kullandığını ve etkili bir ilaç olduğunu söyledi. Bana 'biostal' ürün olarak sattılar. Araştırmadım 10 yıldır oradan alışveriş yapıyorum. Güvendim. Pişmanım" dedi.

"7 AYDIR İÇERDE BUNU DÜŞÜNÜYORUM"

İlaçlamaya başlamadan önce ilaç sızmasın ve dağılmasın diye dairenin bütün kapı ve pencerelerini izole ettiğini savunan sanık Çatuk şunları söyledi:

"7 buçuk aydır içerde düşünüyorum nasıl diğer yerlere sızabilir diye. Acaba Ramadan üç gün beklemeden evi açıp bina içerisine sızmış olmasına neden olmuş olabilir mi diye düşünüyorum. Bir annenin ve çocuğun ölümüne sebep olmakla suçlanıyorum. Ben bu ilacın yasaklı olduğunu ve öldürücü etkisi olduğunu bilmiyordum yoksa kullanmazdım."

Burak Akça ise ilaçlama yapmadığını söyleyerek, "İlaçlama yapmadığım için bu konuda herhangi bir ruhsatımda yoktur. Sanık İbrahim benim annemin eski eşidir. Olay tarihinde aracı olmadığından benden rica etti. Ben de götürdüm. Binaya dahi girmedim. İlaçlama faaliyetinde bulunmadım. Beraatımı talep ediyorum" ifadelerine yer verdi.

"ZEHİRLİ GAZ PRZİLERDEN GELDİ"

Müşteki Nisanur Sabancılar da söz konusu olayda annesini ve kız kardeşini kaybettiğini sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Sabancılar, "Sanık her ne kadar ilaçlama sırasında prizleri izole ettiğini söylese de çıkan gaz prizlerden geldi. Prizlerde çok yoğun bir koku vardı. İlaçlamanın yapıldığı konusunda kimse bizi uyarmadı. Biz ilk önce doğal gaz sızıntısı olduğunu düşünmüştük" dedi.

"KİMSE İLAÇLAMA İÇİN BİZİ UYARMADI"

Müşteki Veysel Sabancılar da şunları anlattı:

"Ölen Elif Sude kızım, Türkan da eşim olur. Nisanur da kızımdır. Çıkan gazdan 4'ümüz de etkilendik. Ben de bir hafta yoğun bakımda tedavi gördüm. Ailemle oturduğum daire ile ilaçlamanın yapıldığı daire aynı katta sırt sırtadır. Havalandırma boşlukları ortaktır. İlaçlama yapılacağına dair kimse bizi uyarmadı sanıklardan şikayetçiyim. İlk hastaneye gittiğimizde doktorlar gıda zehirlenmesi olabileceğini söylediler. Bizi hiç yatırmadan taburcu ettiler. Hastaneden eve gelince sabaha karşı kızım ve eşim fenalaştı. Sonra tekrar ailece hastaneye gittik."

Ankara'da iki kişiyi öldüren zehirli gaz, prizlerden sızmış!

Duruşmaya katılan diğer müştekiler de sanıkların en ağır cezaya çarptırılmasını mahkeme heyetinden talep etti.

Tanık olarak dinlenen R.A ise şunları söyledi:

"Firmamız toplu olarak belediyelere satış yapar. Hem satış tapıp hem ilaçlamaya katılırız. Boş zamanlarımda Ulus’taki zirai ve biostal ilaçlar satan şirketin de iş yeri sahiplerine yardımcı olurum. Sanık İbrahim'i tanırım. İlaç satışı yaparım ancak İbrahim'e ilaç satmadım. Olayda kullanılan 'alüminyum fosfat' isimli ilacı İbrahim'e tavsiye etmedim. Binada ilaçlama esnasında kullanılan ilaçla alakam yoktur. Bu ilacı tavsiye etmem için benimde kullanmış olmam lazım. Hayatımda hiç bu ilacı kullanmadım."

Avukat beyanının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, duruşmaya katılmayan sanık Ramadan Abbas Aden'in bir sonraki celseye gelmediği takdirde, zorla getirilmesine hükmederek bir sonraki duruşmayı 2 Nisan'a erteledi.

NE OLMUŞTU?

Hazırlanan iddianameye göre, 14 Haziran'da Sancaktepe Mahallesi'ndeki apartmanın 7 numaralı dairesinde ikamet eden Cibuti uyruklu şüpheli Ramadan Abass Aden, konutunda haşere ve tahta kuruları olması nedeniyle internetten telefon numarasını bulduğu şüpheli İbrahim Çatuk ile irtibata geçti.

Çatuk, Akça ile Aden'in ikametine giderek, evin ilaçlanması konusunda anlaştı. Çatuk aynı gün Akça ile alüminyum fosfit içeren ilacı evin belirli köşelerine koydu ve 3 gün konutun kullanılmamasını söyledi. İlaçlamanın ardından Aden, apartman yönetimine ve bina sakinlerine haber vermeden evden ayrıldı.

Ertesi gün 10 numaralı dairede ikamet eden Veysel, Türkan ve 10 yaşındaki kızları Elif Sude Sabancılar mide bulantısı ve kusma şikayetiyle hastaneye başvurdu. Gıda zehirlenmesi zannedilip taburcu edilen aileden Türkan ve Elif Sude Sabancılar, durumlarının ağırlaşması üzerine bir süre sonra tekrar götürüldükleri hastanede vefat etmişlerdi.

Düzenleyen:  - Gündem
Kaynak: İhlas Haber Ajansı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...