Sadece bir bölgede iki buçuk ayda 14 bin deprem! Uzman isimden 'başka mekanizmalar etkili olabilir' uyarısı
Balıkesir, Doğu ve Kuzey Anadolu'da son dönemde deprem hareketliliği arttı. Prof. Dr. Ercan Aksoy, Sındırgı'da 10 Ağustos'tan bu yana 3 ve üzeri büyüklükte 14 binden fazla sarsıntı kaydedildiğini söyleyerek bu sayının 'normalin üzerinde' olduğunu ifade etti.
Fırat Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Aksoy, son dönemde Türkiye genelinde artan deprem hareketliliğiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fay hatlarının aktifliğine dikkat çeken Aksoy, özellikle Balıkesir Sındırgı bölgesindeki sarsıntıların nedenlerinin detaylı araştırmalarla netleşeceğini belirtti.
"BU TÜR HAREKETLİLİKLER OLAĞAN"
Prof. Dr. Aksoy, son dönemde hissedilen depremlerin özel bir sebebi olmadığını vurgulayarak, "6 Şubat 2023 depremleri sonrası toplumda doğal olarak bir hassasiyet oluştu. Şu anda bazı bölgelerde yoğun deprem etkinlikleri görülüyor, ancak ülkemiz zaten aktif bir deprem kuşağı üzerinde yer alıyor. Bu nedenle bu tür hareketlilikler olağan" dedi.

"KÜÇÜK FAYLAR 5'İN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETMEZ"
Elazığ, Diyarbakır ve Bingöl çevresinde son günlerde meydana gelen sarsıntıları değerlendiren Aksoy, bu depremlerin büyük bir tehlikenin habercisi olarak görülmemesi gerektiğini ifade etti.
"26 Ekim'de Diyarbakır'ın kuzeyinde, Hani ilçesi yakınlarında meydana gelen deprem küçük bir fay üzerinde gerçekleşti. Doğu Anadolu Fay Zonu'yla doğrudan ilişkili değil. Bu nedenle kendi içinde izole bir deprem olarak değerlendirilmeli" diyen Aksoy, bölgede risk oluşturabilecek ana fayların Doğu Anadolu Fay Zonu’nun Palu-Bingöl arasındaki bölümü ile Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Yedisu segmenti (Erzincan-Yedisu arası) olduğunu hatırlattı.
"BALIKESİR'DEKİ YOĞUNLUK DİKKAT ÇEKİCİ"
Balıkesir Sındırgı çevresindeki son deprem hareketliliğine de değinen Prof. Dr. Aksoy, 10 Ağustos 2025'ten bu yana bölgede 3 ve üzeri büyüklükte 14 binden fazla sarsıntı kaydedildiğini söyledi. Bu sayının 'normalin üzerinde' olduğunu belirten Aksoy, "Bu durumun nedenini ancak yapılacak detaylı jeolojik çalışmalar ortaya koyabilir. Daha önce de 2020'de Akhisar ve Simav çevresinde benzer etkinlikler gözlemlemiştik" dedi.
Deprem fırtınalarının yalnızca tektonik değil, magmatik etkilerle de ilişkili olabileceğini hatırlatan Aksoy, "Bu kadar sık deprem yaşanması, bölgede çok sayıda fayın bulunduğunu ve olası başka mekanizmaların da etkili olabileceğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.

"DEPREMLE YAŞAMAYI ÖĞRENMELİYİZ"
Türkiye'nin coğrafi konumu gereği deprem gerçeğinden kaçmanın mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Aksoy, şu uyarıda bulundu:
"Bizim asıl sorunumuz 'depremle yaşamayı öğrenmeliyiz' sözünü hayata geçiremiyor olmamız. 6 Şubat 2023 depremlerinde yıkılan binaların yanında, yüzey kırığına çok yakın olup ayakta kalan yapılar da vardı. Bu bize, doğru mühendislik uygulamalarıyla büyük yıkımların önlenebileceğini açıkça gösteriyor."







