Parmak esnekliği testi: Akciğer hastalıklarının sessiz habercisi olabilir!

Uzmanlar, parmak ve eklem esnekliğinin solunum yolu hastalıklarına dair önemli ipuçları verebileceğini söylüyor.
Vücudun bağ dokularındaki zayıflık, sadece eklem esnekliğine değil, aynı zamanda ciddi solunum problemlerine de yol açabiliyor.
Colorado'da görev yapan kiropraktör Dr. Taylor Goldberg, parmaklarını ya da avuç içini normalin ötesinde esnetebilen kişilerin, bağ dokularında dengesizlik olabileceği konusunda uyarıyor. Bu da astım ya da obstrüktif uyku apnesi gibi hastalıkların gelişme riskini artırabiliyor.
BAĞ DOKUSU AKCİĞERLER İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?
Bağ dokusu, vücudu bir arada tutan bir "tutkal" gibidir. Kemiklerden kaslara, iç organlardan tendonlara kadar pek çok yapıyı destekler. Akciğerlerde ise bu bağ dokusu, toplam doku ağırlığının yaklaşık %25’ini oluşturur.
Bu dokuların zayıflaması, zamanla nefes almayı zorlaştırabilir ve hava yollarının stabilitesini bozarak solunum fonksiyonlarını sekteye uğratabilir.
BASİT BİR TESTLE ESNEKLİK ÖLÇÜLEBİLİR
Aşırı esneklik, "Beighton Puanlama Sistemi" adı verilen dokuz maddelik bir testle ölçülebiliyor. Bu testte:
Serçe parmağı 90 derece geriye bükebilmek
Başparmağı ön kola değdirebilmek
Dirsek veya dizleri normalden fazla geriye bükebilmek
Avuç içlerini dizler düzken yere koyabilmek
gibi kriterlere bakılıyor. Yetişkinlerde 5 ve üzeri, çocuklarda ise 6 ve üzeri puanlar aşırı esnekliğe işaret ediyor.
EHLERS-DANLOS SENDROMU: GÖRÜNMEYEN TEHLİKE
Aşırı esneklik bazen genetik bir bağ doku hastalığı olan Ehlers-Danlos Sendromu (EDS) kaynaklı olabiliyor. Bu sendrom, vücudun kolajen üretimini olumsuz etkileyerek bağ dokuların zayıf kalmasına neden oluyor. EDS’li bireylerde;
Aşırı esnek eklemler
Kırılgan cilt yapısı
Sık morarma
Eklem ve kas ağrıları
Sürekli yorgunluk ve dikkat dağınıklığı
gibi belirtiler gözlemlenebiliyor.
Dr. Goldberg, EDS’li bireylerin solunum yolu hastalıklarıyla başa çıkmakta daha fazla zorlandığını, bu nedenle bağ doku ve solunum sistemi kontrollerinin birlikte yapılması gerektiğini vurguluyor.
NET BİR TEDAVİ YOK, ANCAK DESTEK MÜMKÜN
EDS için kesin bir tedavi yöntemi bulunmasa da, fizik tedavi, destekleyici ekipmanlar ve semptomların izlenmesi, hastaların hayat kalitesini artırabiliyor. Ayrıca hastalığın psikolojik etkileri de dikkat çekiyor.
2022 yılında yapılan bir araştırmada, EDS’li bireylerin büyük kısmında depresyon ve anksiyete görüldüğü ortaya çıktı.