Elif Şafak'tan Mine Kırıkkanat'a karşı dava! İntihal kavgası kızışıyor

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Elif Şafak'tan Mine Kırıkkanat'a karşı dava! İntihal kavgası kızışıyor

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Ünlü yazar Elif Şafak'ın 'Bit Palas' isimli kitabında intihal yaptığı iddiasına Elif Şafak'tan detaylı cevap geldi. Mahkeme intihalin yüzde 5 oranında Mine Kırıkkanat'ın Sinek Sarayı isimli kitabından yapıldığını belirtmiş, yayıncı Doğan Kitap ise kararı reddetmişti. Şafak tazminat davası açıyor.

Ünlü yazar Elif Şafak Mine Kırıkkanat'ın açmış olduğu ve intihal kararıyla neticelenen mahkemeye karşı olarak tazminat davası açacağını açıkladı. 

Mine Kırıkkanat'ın kendisiyle sürekli uğraştığını söyleyen Şafak, 23 sene evvel yayınlanmış romanı hakkındaki iddiaların iftira olduğunu, mahkemenin atadığı bilirkişinin taraflı ve iftirayı destekleyici beyanda bulunduğunu, bütün bunlara karşı tazminat davası açarak hakkını arayacağını duyurdu.

DETAYLI CEVAP "HUKUK TEMELİNDE İNŞA EDİLMİŞ BİR DAVA DEĞİL"

Davada mahkeme, bilirkişi heyetinin "yüzde 5 intihal" tespitine de dayanarak Elif Şafak ve yayıncısı Doğan Kitap hakkında tazminat kararı vermişti.

Konu hakkında detaylı açıklama yapan Elif Şafak kamuoyla şunları paylaştı:

"Çok ağırıma giden bu süreci tüm şeffaflığı ile paylaşma gereği doğdu. Mine Kırıkkanat benimle senelerdir uğraşır durur. Hakkımda etmediği kötü söz ve hakaret kalmamıştır. Bir kez olsun kötülüğe kötülükle cevap vermedim. Bu kez de 23 sene evvel yayınlanmış 'Bit Palas' romanıma karşı durup dururken böylesi akıl dışı bir iftira ile ortaya çıktı.

Öncelikle anlaşılması gereken konu bunun hukuk temelinde inşa edilmiş bir dava olmadığıdır. Bu dava fikir ve sanat haklarını korumayla ya da edebiyatla da ilgili değildir. Bu dava kişisel takıntı ve art niyet üzerine kurulmuştur. Sebebini madde madde açıklamaya çalışacağım.

1) Kırıkkanat, açtığı dava aracılığıyla 'Sinek Sarayı'(1990) romanının tarafımca intihal edildiğini, 'Bit Palas'(2002) romanım ile benzerlik gösterdiğini iddia etmiştir. Bu dava için avukatlarım 150 sayfayı bulan, saygın edebiyat eleştirmenlerinin ve akademisyenlerin görüşlerinin yer aldığı bir mütalaayı mahkemeye sunmuştur. Onların bir kısmının yer aldığı bu metne buradan ulaşabilirsiniz.

2) Kısaca özetlemek gerekirse, Kırıkkanat’ın kitabında da İstanbul’da bir apartman var, 'Bit Palas’ta da. Birinde sinek var, ötekinde bit bahsi geçiyor. İkisinde de marjinal karakterler ve kediler ve çöp bidonları var. Benzerlik bundan ibarettir. Yazar İsmail Güzelsoy’un şöyle bir tespiti var: 'Raftan rastgele iki kitap seçseydim aralarında bu iki kitaptan daha fazla benzerlik bulurdum.' Sırf bu nedenle intihal iddiasında bulunmak, eğer korkunç bir kıskançlıktan, kara bir kötülükten beslenmiyorsa, akıl tutulmasına delalettir.

3) Türk edebiyatında içinde bir apartman olan yüzlerce eser mevcuttur. Apartman teması da, Beyoğlu da, kediler de, çöp bidonları da, marjinal karakterler de kimsenin tekelinde değildir. Bu çarpık mantığa kalsa ülkemizde ne edebiyat üretilebilir, ne de sanat.

4) Ne yazık ki 1. Fikir ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi bizim sunduğumuz, yetkin isimlerin yer aldığı mütalaayı göz önünde bulundurmak yerine, edebiyat konusunda hiçbir yetkinliği ve uzmanlığı olmayan bir bilirkişi atamıştır. Ki o bile iki kitap arasında ne satır satır, ne paragraf paragraf, ne sayfa sayfa (ya da blok blok) hiçbir alıntılama olmadığını açıkça belirtmiştir. Ama bununla yetinmeyip fikir haklarının korunması usulünde yeri olmayan 'anahtar kelimeler' diye absürd bir kavram icat etmiştir. Bilirkişiye göre iki romanda yer alan anahtar kelimeler şu şekildedir: ‘İstanbul, apartman, sokak, kedi, çöp, puro, sigara.’ Bu kelimelerin iki romanda da yer alması nedeniyle ‘yüzde 5’lik’ benzerlik tespi-tinde bulunmuştur. Yani bu kadar akıl dışı zorlamaya rağmen hiç bir yetkinliği bulunmayan söz konusu bilirkişi bile bula bula yüzde 5’lik ‘anahtar kelime’ örtüşmesinden söz etmektedir. Bir dil bütün bir millete aittir. Bütün yazarlar aynı kelimeleri kullanır. 'Beyoğlu, apartman, sokak, kedi, çöp, puro…’ kelimeleri ne Mine Kırıkkanat’ın ne de herhangi bir yazarın özel mülkü değildir.

5) Mahkeme bizim sunduğumuz uzman görüşlerini tamamen göz ardı etmiş, avukatlarımızın yetkin bir bilirkişi atanması yönündeki ısrarlı taleplerini reddetmiş ve bu bilirkişinin raporuna binaen intihal yaptığıma kanaat getirmiştir.

6) Açıklamanın başında belirttiğim üzere bu ne bir hukuk davasıdır ne de uzun vadede sadece beni ilgilendirmektedir. Kırıkkanat’ın benimle uzun yıllara dayanan şahsi itişmesi, safi kötülükle beslenen karalama kampanyası elbette bana ait bir sorun gibi görünebilir. Fakat bu tür kötülükler, sadece kötüyü veya ona maruz kalanı etkilemekle kalmaz. Sinsice yayılır. Hukukla veya edebiyatla ilgisi olmayan bir usulle intihal kararı verilmesi, bugün beni ilgilendirse de yarın her türlü eser üreten yazar, sinemacı ve sanatçıya bir tehdit olarak kullanılacaktır.

7) Avukatlarımızla birinci derece mahkemenin verdiği bu akıldışı davayı bir üst mahkemeye taşımakla kalmıyoruz, Kırıkkanat’a maddi ve manevi tazminat davası da açıyoruz. Ülkemizde eğer bir gram hukuk zemini kaldıysa, o zeminde sonuna kadar gideceğimizi, bunu tüm yazar ve sanat üreticileri için yapacağımızı belirtmek isterim.

Bu süreçte yanımda olan tüm edebiyat sevdalılarına, ülkemin vicdanlı beyinlerine ve sevgili okurlarıma selam olsun. Var olun."

 

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...