Nur Dağı nurlu mağara
Hacı adayları ve umreciler günün her saati dağa çıkıyorlar. Ancak gün batarken manzara pek güzelleşiyor ve tatlı bir rüzgar esiyor. Akşam ve yatsı vakti çevreden dalga dalga ezan sesleri geliyor. İlk vahye muhatap olan mağara pek büyük değil. İçi namaza durabileceğiniz kadar yüksek ve secdeye kapanabileceğiniz kadar derin. Bir başka deyişle yatabilir ve ayakta durabilirsiniz.
Efendimiz'inizinde-13M. SAİD ARVAS yazıyormsarvas@ihlas.net.tr Hira, (Araplar ona Cebel-i Nur der) Kabe-i Muazzamanın 5 km şimali şarkında sarp bir dağdır. Yüksekliği 621 metredir, Mekke-i Mükerreme'nin rakımını da hesaplarsanız bir şey değildir aslında. Bir yüzü çok keskin diğeri tümsektir. Karşıdan bakanlar rükûya eğilmiş insana benzetir. Eskiden tırmanmak zordu, ayaklarınız altında taşlar yuvarlanırdı. Düşenler kayanlar olur, yaralanırlardı. Şimdi iyi kötü bir yolu var, basamaklar dökmüş, korkuluklar takmışlar. Bunu devlet değil Hindistan, Bangladeş ve Afganistan'dan gelen fukaralar yapıyor. Garipler çıkarabildiği kadar kum çimento ile o gün sadece bir basamak yapabiliyor. Tabii gelen giden de (bilhassa Türkler) leğene riyal atıyor, hayra destek oluyor. Alan memnun satan memnun kimseye dokunmuyor. İlk vahye muhatap olan mağara ancak namaza durabileceğiniz kadar yüksek ve secdeye kapanabileceğiniz kadar derin. Bir başka ifade ile yatabilir ve ayakta durabilirsiniz.Bildiğimiz mağaralardan değil, birkaç kayanın üst üste gelmesi ile teşekkül etmiş. Hacı adayları ve umreciler günün her saati çıkıyorlar. Ancak gün batarken manzara pek güzelleşiyor ve tatlı bir rüzgar esiyor. Akşam ve yatsı vakti çevreden dalga dalga ezan sesleri geliyor. Mescid-i Haram'ın ışıkları yanınca yönünüzü buluyor, tekbirinizi alabiliyorsunuz baka baka. Merdivenler elbette dik ve yorucu. Delikanlılar 40-45 dakikada çıkabiliyor. Yaşlılar çok çok olsun da bir, birbuçuk saatte. İhtiyar ziyaretçilerin söyledikleri ortak bir cümle var "Ahh ah! Genç gelmek varmış!"Son yıllarda dağın zirvesine bir maymun kolonisi yerleşmiş. Küçük, sevimli şeyler. Kendileri mi geldiler, birileri mi getirip bıraktı bilmiyoruz ama bir şekilde geçinip gidiyorlar. Düşünün kıtalar ötesinden gelen müminler onlarla meyvelerini, bisküvilerini, sularını paylaşıyor. Allahü teâlâ kupkuru kaya üzerinde rızklarını ayaklarına yolluyor. Dağın zirvesinde bir kantin var, sallama çay ve soğuk gazoz içebilir, takke, tesbih alabilirsiniz. Elektrik jeneratörden sağlanıyor. DİLE GELSE DE ANLATSA Cebel-i nur ilk vahye muhatap olduğu gibi "Şakku's Sadr" (Efendimizin göğsünün yarılıp yıkanması) ve "Şakku'l Kamer" (ayın ikiye yarılması) mucizelerine de şahit oldu. Hacı adayları ve umreciler her taşına bu şuurla basıyor, her adımda efendimizin izini kokusunu arıyorlar.Hasılı feyzli bereketli bir mekân. Allahü teâlâ hepinize hepimize gitmeyi görmeyi nasip eylesin. Bazı şeyler kelimelere sığmıyor!
Bizi Takip Edin
YORUMLAR
